Hüsnü Mahalli

Hüsnü Mahalli

How much?

Suudilerin AKP ile parasal ilişkileri çok karanlık ve karmaşık.

Körfez ülkelerinde toplanan paralar İstanbul'da bulunan bankalar üzerinden Suriye'de savaşan terör örgütlerine teslim ediliyor.

Bunu bilmeyen yok.

Her para geldiğinde  daha büyük pay için örgütler kendi aralarında kavga ediyor.

Suriye'de savaşan bütün terör örgütlerinin parası Körfez ülkeleri ve Türkiye'den karşılanıyor.

CİA ve FBI’da bu konuda yeterince bilgi ve kanıt var.

Amerikan  yargısı yakında bu konuda harekete geçecek.

Son zamanlarda adı bile duyulmayan ve İstanbul'da ikamet eden Suriye Ulusal Koalisyonu(SUK)'un üyeleri verilen cukkaya göre çalışıyorlar.

Akçeli işlerle ilgili olarak Arap medyasında tonlarca ilginç hikâye var.

Bir ara SUK'un başkanlığını yapan Ahmed El-Hatip 'SUK yönetiminde bulunan kişiler bağlı bulundukları yabancı istihbarat örgütlerinden aldıkları paraya göre hareket ediyor' demiş ve istifa etmişti.

Oysa bu kişiler Suriye'de özgürlük ve demokrasi için mücadele ettiklerini söylemişti.

Bunun böyle olacağı daha ilk günden belliydi.

Körfez'in kral, emir ve şeyhleriyle yatağa girenlerden hayır beklenemezdi.

Adamlar satılık oldukları için başkalarını satın alabileceklerini biliyorlar.

Yalnızca Suudiler son 70 yılda bu satın alma işine 300 milyar dolar harcamışlar.

CIA’nın bilgisi ve telkinleriyle şimdi olduğu gibi.

Dünyadaki radikal İslamcı tüm terör örgütlerinin arkasında Vahabi Suudi ailesi var.

Suudi'ler yalnız geçen yıl ABD'den 70 milyar dolar silah satın aldı.

Kral'ın oğlu Muhammed ABD'yi ziyaret ediyor.

30 yaşındaki Muhammed aynı zamanda Veliahttın Veliahtı ve Savunma Bakanı.

Bu da yetmiyor.

Kara cahil ve bağnaz bir tip olan zat aynı zamanda Ekonomik Kurul Başkanı.

Yani ülkenin parası onda.

33 yaşındaki Katar Emiri Temim'den daha mı zengin bilinmez ama ABD'de karşılaştığı herkese sorduğu fiks bir soru sordu :

'How much?'

'Kaç para'

Silah, petrol, teknoloji ve emperyalizmin temsilcisi bütün şirketlerle oturup konuşan yakışıklı Muhammed 'Bana destek olun size istediğiniz kadar iş ve para vereyim' diyordu.

Obama dâhil.

Adamın derdi 11 Eylül saldırısıyla ilgili olarak ülkesinin suçlanmasını önlemek.

Amerikalılar da uyanık.

Sürekli şantaj yapıyorlar.

Muhammed ve Temim...

Biri kör diğeri şaşı.

Selam veren sağır.

Bu coğrafyanın makûs tarihi  ya da genetik kaderi.

Her şey ve herkes satılık.

Semt pazarları boşuna bir gelenek olmamış.

Her şeyin bir ederi var.

Toptan ya da perakende.

Baksanıza dönek ve yalakalardan geçilmiyor.

Birileri borsadaki hisselerini toplamaktan çok hoşlanıyor.

Var olmayan sadakatlerini test etmek için.

'How much' demek için.

İlginç ve bir o kadar rezil bir coğrafya.

Para, pul, komşu, inanç, İslam yani herşey sıfırlanıyor.

Kimsenin umurunda değil.

Her şeyin ve herkesin bir bedeli var.

İnsan olmanın da.

Onurlu yaşamanın da.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar