Saray Davutoğlu'nu harcayabilir mi?

AKP-CHP koalisyonunun olanaksızlığına, Saray’ın tek hedefinin iktidarda erken seçime gitmek olduğuna ilişkin kulis bilgileri haftalardır bu köşeden paylaşıyordum.
Sonuç o doğrultuda şekillendi, AKP’nin “oyalama taktiği” açığa çıktı, masa dağıtıldı.
Sırada MHP’li arayışlar var. Saray’ın seçim inadı kırılmadan o çabaların varacağı nokta da bugünden belli. Ekim ya da Kasım’da erken seçim.
MHP’nin Saray açısından hayli ağır 4 maddelik koşulunu Davutoğlu’nun kabul etmesi kolay değil. Dün Bahçeli’ye dönük sert çıkış da bu tezi doğruluyor.
Saray’ın da MHP’ye fazla taviz verilmesine sıcak bakmadığını dünkü tutumundan anlama şansımız oldu. Rize’de “Bahçeli’yi muhatap almayacağını” açıkladı CHP’den sonra MHP’li koalisyonun da önünü kesmeye çalıştı.
Elbette “seçim de seçim” diye tutturup, dün seçime karşı pozisyon alan Bahçeli geri adım atmadığı sürece koalisyon olanaklı görünmüyor.
Böylece Davutoğlu 45 günlük süreyi tüketerek, Saray’ın 8 Haziran sabahı yazdığı eseri sahneye uyarlamış olacak.
Aldığı talimatın gereğini yaparak koalisyon perdesini kapatıp, erken seçim perdesini açacak!

***

Kuşku yok, AKP iktidar nimetlerini yitirmeden seçime gitmek istiyor. O hedefle MHP’nin HDP alerjisini kullanarak Meclis’e sunacağı erken seçim kararına desteğe ikna etmenin yollarını arıyor.
O arada azınlık ve seçim hükümetini de gündeminde tutuyor ancak MHP’nin kapıları kapatması o seçenekleri imkansızlaştırıyor.
AKP, MHP’den ışık alırsa -ki dün biraz daha zorlaştı- Cuma’ya kadar Meclis’i olağanüstü toplayarak ya azınlık hükümetini ya da İçtüzüğün arkasından dolanarak seçim teklifini geçirmeyi zorlayacak.
Seçim hükümeti isteyen CHP ve HDP arayışlara soğuk.
MHP dolaylı ya da doğrudan destek sunmazsa kararın çıkması mümkün değil. MHP omuz verirse seçim Meclis’te onaylanır, mevcut Davutoğlu hükümeti ile sandığa gidilir.
Başarılamazsa Meclis’in toplanmasına gerek olmayabilir. Son seçenek Anayasa’nın işletilmesi ve 45 günün sonunda Erdoğan’ın seçim hükümetini kurması devreye girer.
O Hükümette AKP’ye 11 bakanlık düşüyor. CHP’ye 6, MHP ve HDP’ye ise 4’er bakanlık verilecek. MHP seçim kabinesine girmeyeceğini ilan etti. 4 bakanlık bağımsızlardan seçilecek.
YSK’nın hazırlanma süreci dikkate alınarak Ekim ya da Kasım’da Türkiye yeniden seçime yürüyecek.
Saray’ın Türkiye’ye dayattığı tablo bu. İktidara yapışarak inatla seçim kumarını oynamak.

***

AKP’nin ya da o yapıyı doğrudan yöneten Saray’ın koalisyon talebinde samimi olmadığı çok açıktı. Masa dağılınca çok daha net anlaşıldı.
CHP lideri Kılıçdaroğlu “Bize bir koalisyon değil 3 aylık seçim hükümeti teklif edildi” dedi. AKP kurmayları derhal harekete geçip 18 aylık hükümet önerdiklerini yaymaya çalıştı.
Gerçek o görüşmelerin öznelerinden Haluk Koç ve Ömer Çelik’in notlarında gizli. Koç diyor ki “3 ayı bizzat Davutoğlu telaffuz etti.”
Oysa işin başında Davutoğlu masaya bir koalisyon kurmak için oturmuştu. 13 Temmuz’da Davutoğlu CHP Genel Merkezine yaptığı ziyarette konu gündeme gelmişti. Birinci ağızlardan aktaralım.
Kılıçdaroğlu, Davutoğlu’na dönerek aynen şöyle diyordu: “Yüksek profilli, dört yıllık bir hükümet kurulmalı.”
Davutoğlu öneriye tutum almıyor, karşılıklı mutabakatla heyetler oluşturulması benimseniyordu.
Diyalog muhataplarınca yalanlanmadığına göre Kılıçdaroğlu bugün “Keşke baştan ‘olmaz’ deseydi” siteminde son derece haklıdır.
Koalisyon turlarının samimiyetsizliği, Saray’ın baskısı ile tamamen oyalama taktiğinden ibaret olduğu bugün inkar edilemez bir gerçeğe dönüşmüştür...

***

Sandık yolunda Saray’ın uğrayacağı bir önemli durak daha var: AKP kongresi.
Erdoğan her dediğini yaptırdığı halde AKP’yi yüzde 40’lara düşüren Davutoğlu ile yeni bir seçimi göze alabilecek mi?
Eylül’de yapılması beklenen kongrede Davutoğlu’nu harcayabilir mi? Seçimlere kan tazeleyerek, yeni bir yüz ve vitrinle gitmeyi deneyebilir mi?
Var olduğu iddia edilen büyük seçim kozu bu mu?
Saray ilk günden bu yana AKP’den elini hiç çekmedi. Son anda erteleme yoluna gitmezse kongrede de çok daha baskın biçimde belirleyici konumunu koruyacağı söyleniyor.
Neler yapabilir?
AKP’nin vitrinini yenileyecek, üç dönemliklerden sadık isimleri öne çıkartacak. AKP’nin programından milletvekili listelerine kadar her adımında var olmayı sürdürecek.
Meydanlara çıkacağından da kimse şüphe duymuyor...
Aslında Saray yanlıları kongrenin olası seçim durumunda ertelenmesini istiyordu. Davutoğlu önceki gün kongrenin zamanında yapılacağını ilan etti. Çıkışını Saray’a karşı hamle olarak görenler var.
Davutoğlu’nun planı kongreyi seçim öncesinde toplayarak, kendisini seçtirmeye mecbur etmek olabilir mi? Öyle olduğu konuşuluyor. Davutoğlu sandık öncesi Saray’ın kendisini gözden çıkaramayacağını hesaplıyor olabilir.
Peki Saray buna ne diyecek?

***

Daha önce AKP kulislerinde Davutoğlu’nun değiştirilebileceği söylentisi yayılmıştı. Binali Yıldırım, Mehmet Ali Şahin, Numan Kurtulmuş isimleri ortaya atılmıştı.
Saray’ın önündeki 7 Haziran seçim analizi raporlarında Davutoğlu’nun politikaları, yaptığı liste tercihleri ağır eleştiriler içeriyordu. Davutoğlu’nun örgütleri ateşleyemediği, meydanları dolduramadığı eleştiri konusuydu.
Başbakanın karşıtları AKP’nin yüzde 35’lere kadar gerilediğini Erdoğan’ın meydanlara çıkarak, süreci toparladığını, 40’lara yükselttiğini iddia ediyorlar; seçim yenilgisinin faturasını Davutoğlu ve ekibine kesiyorlardı. Davutoğlu ekibi ise düşüşü Saray’ın tutumuna bağlıyordu.
Saray –Davutoğlu gerginliğinin arka planında seçim yenilgisi yatıyor. İkili 8 Haziran’dan bu yana bir büyük psikolojik savaşı sürdürüyor. Bir dediği iki edilmese de 13 yıllık iktidardan düşürmekle suçladığı Davutoğlu’nu affedemiyor Saray.
Bakmayın siz Başbakan’ın ‘Saray ile aramızda sorun yok’ söylemlerine, güzellemelerine. Her iki isim de birbirlerinden rahatsızlar. Erdoğancılar, Davutoğlu’nu ciddi ciddi tartışmaya açmış durumdalar. Kongreyi de Davutoğlu’nu değiştirmek adına fırsat görüyorlar. Elbette Erdoğan “evet” derse...
En yakın kurmaylarını, yola çıktığı isimleri harcama konusunda Erdoğan’ın geçmiş tasarrufları biliniyor. “Kardeşim” dediği Gül’ü kongreyi Cumhurbaşkanlığı görev süresinden birkaç gün önce toplayarak aday olmasını engellediği hala hafızalarda.

***

Gelelim herkesin kafasındaki o kritik soruya; Saray, Davutoğlu’nu harcayabilir mi?
Erdoğan dere geçerken at değiştirmeyi sevmeyen bir siyasi aktör olsa da parti kulislerinde her ihtimal dillendiriliyor.
Düşünün... Bir de anketler Davutoğlu’suz iktidarı işaret ederse Saray’ı kim tutabilir!
Deneyimli bir siyasetçinin dün Meclis’teki yorumuyla bitirelim...
“Erdoğan, Davutoğlu dışında bir isimle gideceği seçimde tek başına iktidarı yakalama şansını görürse harcamakta bir saniye bile tereddüt etmeyecektir.”
Ankara oyun içinde oyun günlerinden geçiyor...
Sandık kuruluncaya kadar büyük sürprizlere hazır olmakta yarar var...

Önceki ve Sonraki Yazılar