Hüsnü Mahalli

Hüsnü Mahalli

Ziyaret

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ziyareti büyük tartışma yarattı.

Washington'a giden 50 kadar liderin hiç biri ne kendi ülkesinde ne de uluslararası medyada bu kadar tartışma konusu olmadı.

Temel konu Obama'nın Erdoğan ile görüşüp görüşmeyeceği. Sonunda  görüşme oldu ama  tartışması bitmedi.

Yandaş medya görüşmeyi bir zafer olarak nitelendirirken muhalifler görüşmenin içeriğine ve Obama'nın Erdoğan ile ilgili söylediklerine dikkat çekti.

Obama 'Demokrasi, insan hakları, basın ve bilim özgürlüğü ' konularındaki rahatsızlıklarını Erdoğan'a ilettiğini söyledi.

Obama ile  görüşmeyi 'düşmanları çatlatacak' bir olay olarak pazarlamaya kalkışan yandaş medya bir gün sonra Obama'ya saldırdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Yahudi lobileriyle buluşması ve Brookings Enstitüsünde konuşması ayrı bir tartışma konusuydu. Gazze olayı unutulsa da yandaş medya geçen süre içinde 'İsrail- Yahudi lobileri- Fetö' arasında bağlantı kurmuş ve 17-25 Aralık'tan bu yana yayın politikasını bu eksen üzerinden yürütmüştü.

TIR haberini veren Can Dündar bile bu çerçeve içinde casusluk ve vatana ihanetten yargılanıyor. Hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın  kişisel şikayeti üzerine.

Ama olsun AKP'nin bir çok konuda Yahudi lobilerine ihtiyacı var. AKP'ye oy verenlerin ne diyeceği  hiç önemli değil.

Onlar 'Reis' e derse onu kabul eder.

Tıpkı Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun 'PYD için ABD ile bozuşmayız' mealindeki sözlerini duymamazlıktan gelecekleri gibi.

Sanki PYD'ye destek verdiği için ABD'ye en ağır lafları eden 'Reis'in kendisi değil. İş bu kadarla da bitmiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın korumalarının protestocu ve gazetecilere yönelik sert ve ilginç tavrı dünya medyasının gündemindeydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşma yaptığı Brookings Enstitüsünü kim ayarladı ya da parasını kim ödedi konuları çok daha ilginç.

Örneğin Doğan Grubu ve Katar'ın rolü. Bir de Obama ya da yönetimden hiç birinin cami açılışına gelmemesi de çok ilginç. Oysa Erdoğan Başkan Obama'yı davet etmiş ve medya onun yerine Biden'ın geleceğini yazmıştı. Zirve'nin aile fotoğrafı ayrı bir tartışma konusuydu.

Obama üç hafta önce kendisi gibi Erdoğan ile ilgili çok ağır ithamlarda bulunan Ürdün Kralı Abdullah'ı yanına almış Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı bir arka sıraya göndermişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı üzen  bu davranışın benzeri havaalanında yaşanmıştı. Yazılanlara bakılırsa Erdoğan'ı ABD yönetiminden hiç kimse karşılamamıştı.

Beyaz Saray'daki görüşme sonrasında IŞİD'e karşı ortak mücadeleye vurgu yapılması  Ankara'nın bundan böyle çok daha sıkıştırılacağının sinyalleri olarak görülebilir. Ziyaretin  özetinde ABD-Türkiye ve Obama-Erdoğan ilişkisinde çok ciddi sorunların var olduğu net ve kesin olarak söylenebilir.

Son dönemde AKP yönetiminde Ankara'ya çok ağır eleştirilerde bulunan Washington'un Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı çok zorlayacağı kesin. İran ile uzlaşan, Suriye konusunda Putin ile anlaşan ve Ankara'nın müttefiği Suudi Arabistan'nın tutum ve davranışına çok kızan bir Obama'nın içte ve dışta çok kötü politikalar izleyen bir Ankara'yı sıkıştıracağı kesin.

Nasıl mı? Örneğin Zarrab'ın itirafları. Örneğin IŞİD,Nusra ve benzeri gruplarla ilişkiler.
Ve daha neler neler. Obama son söylediklerinde ciddiyse Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın işi içte ve dışta çok zor. Umudumuz Yahudi lobileri. Onlar da canımızı ister...

***

Sevgili Dostlar; Yurtdışında olacağımdan bir hafta kadar bu köşede olamayacağım.

Önceki ve Sonraki Yazılar