19 yurtsever milletvekili aranıyor

Salı günkü yazımda, Dokunulmazlıklar konusundaki Anayasa oylamasında 123 fire verilmesi halinde Anayasa değişikliğinin TBMM'den geçmeyeceğini ve 330'un üzerinde bir kabul oyu alınacak olur ise konunun Referanduma gidebileceğini yazmıştım. Oylamadan çıkan sonuç tahmin ettiğimiz gibi oldu. Oylamada ''evet'' diyeceğini ifade eden 3 partinin toplam milletvekili sayısı 489 olmasına rağmen, kulislerde konuşulan ve beklenilen 123 firenin çok üzerinde, 141 fire verilerek bu Anayasa değişikliğinin kısa yoldan yasalaşmasının önü kesilmiş oldu. Yarın yapılacak oylamada aynı sonuç çıkacak olur ise, bu haliyle Cumhurbaşkanına gönderilecek ve Cumhurbaşkanı; bu yasayı ya TBMM'ye iade edecek ya da referanduma götürecektir. 

Bu konuyu daha önce yazdığımda, ''evet'' oyu vereceklerini açıkça ifade etmiş olan, AKP'den, CHP'den ve MHP'den birçok milletvekilinin, parti yönetimlerinin  kararına rağmen ''hayır'' oyu verebileceklerini gerekçeleriyle birlikte belirtmiştim. CHP'nin hiç ''evet'' oyu vermediğini kabul etsek dahi, Oylamaya katılan 316 AKP ve 34 MHP milletvekilinin toplamı 350 olmasına rağmen, 348  ''evet'' oyu çıkmış olması, AKP'den veya MHP'den 2 milletvekilinin ''hayır'' oyu verdiği açıkça görülmektedir. Oturuma katılan CHP ve HDP milletvekillerinin sayısı 183 olmasına rağmen, hayır oyu veren, boş oy kullanan ve çekimser oy veren milletvekili sayısı 188  olduğuna göre en az 5 milletvekilinin AKP'li veya MHP'li olduğu kesindir. Kaldı ki CHP'den birçok milletvekilinin bu oylamada ''evet'' oyu verdiğini biliyoruz. Bu durumda AKP ve MHP' den verilen firenin görünenden çok daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. AKP'den ve MHP'den bu düzeyde fire verilmesine rağmen oylama sonucu ortaya çıkan tablo sonrası, AKP ve MHP çevreleri CHP'yi suçlayarak, ''CHP'nin sözünü tutmadığını'' ve topyekûn ''hayır'' oyu verdiğini iddia etmektedirler. Bu şekildeki saldırılar karşısında, CHP'nin yapması gereken şey, yarın  yapılacak olan oylamaya, daha önce planlanmış olan Antalya toplantısını  gerekçe göstererek katılmamak ve Meclise uzanan bu ''saray darbesine'' ortak olmamaktır. 

Dokunulmazlıkları kaldırmanın asıl gerekçesini hepimiz biliyoruz. TBMM' ye sevk edilen 667 fezlekenin 192'si CHP, 405'i ise HDP ile ilgilidir. Bu Anayasa değişikliğinin kabul edilmesi durumunda 51 CHP'li milletvekili ve 50 HDP'li milletvekili yargının önüne atılacak ve AKP'nin mecliste önü açılacak, sessiz sedasız ve muhalefetsiz bir parlamento oluşacaktır. Özellikle HDP milletvekillerinin meclis dışına atılması durumunda Ülkemizde yaşanacak olayları düşünmek dahi istemiyorum. Her zamankinden daha fazla huzur ve güvenliğe ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde, böylesi bir girişim; ülkemizi ''içinden çıkılmaz'' sıkıntılara sokabilir. HDP'li milletvekillerinin, her şeye rağmen mecliste görev yapmaları  ve meşru zeminlerde siyaset yapmaları sağlanmalıdır. Kürt meselesinin barışçıl bir yöntemle çözümlenmesi konusunda ilerleyen dönemlerde masa başına oturabilecek yetkili ve etkili birilerine ihtiyaç duyulabilir. 

Bu nedenle, AKP ve MHP milletvekilleri içerisinden, 19 yürekli ve yurtsever milletvekilline ihtiyaç duyulmaktadır. Yarın yapılacak ''gizli oylamada'' 19 milletvekili daha hayır oyu verecek olur ise, bu konu hepten kapanmış olacak ve sarayın meclis üzerindeki darbesi de önlenmiş olacaktır. 19 oy daha eksik çıkar ise, alınan oy 330'un altında olması nedeniyle referandum konusu da gündemden çıkmış olacaktır. 

Bir yüreklilik de Yargıtay’dan bekleniyor! Her türlü baskıya ve yönlendirmeye rağmen, 18. Hukuk dairesinde görevli hâkimler, bir cesaret gösterip, MHP kurultayı konusunda ''hukukun emrettiği'' yönünde karar verecek olurlar ise, ''Başkanlık'' uğruna, sonbaharda yapılacak bir erken seçimden vazgeçilebilir ve birazcık normalleşmeye dönebiliriz. 

Normalleşmemiz, 19 yürekli milletvekili ve Yargıtay’da ki 5 hâkimin kararına kaldı. Bakalım bu cesareti gösterebilecekler mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar