Mustafa Ülkü Caner

Mustafa Ülkü Caner

'Sahte' diploma

Varsa vardır, yoksa yoktur! Yoksa ne olacak? Farz edin sahte diplomayla hastanede doktor sizi muayene ediyor. İlaçlar veriyor. Belki ameliyata giriyor. Kim ister böyle bir doktorunun olmasını? Böyle bir doktoru olmasını kimse istemez! Peki, kim seçilme yeterliliğine sahip olmayan bir Cumhurbaşkanı ister? Eğer sahte diploma iddiaları doğruysa ülkemizde bütün taşlar yerinden fırlar ve herşey bir yana tüm dünyaya fena rezil oluruz. Cumhurbaşkanlığı makamı ve sahtecilik  Hayır! Bu kelimeler yan yana duramaz, hiç bir yurttaş bunu kabul edemez, etmemelidir de!   Cumhurbaşkanlığı yüce bir makamdır ve tüm ülkeyi, yurttaşları ve kurumları temsil eder, etmelidir.   Günlük politik kavgaların üstünde, tarafsız ve anayasal hakların koruyucusu olmalıdır.  Artık Cumhurbaşkanlığı makamı şu sahte diploma iddialarıyla daha fazla yıpratılmamalıdır.   Sahtecilik varsa derhal gereği yapılmalı, YSK kendisine yapılan başvuruyu acilen sonuçlandırmalıdır.   Eğer sahtecilik yoksa bu konu artık kapatılmalı, Cumhurbaşkanlığı makamı tartışılır olmaktan çıkarılmalıdır!  Burada görev Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ne düşer. Koyar diplomayı ortaya. Devlet sırrı değil ya bir diploma!  Ve yıllardır basit bir sahtecilik olayını kocaman bir muamma haline getirenlerden de hukuk ve halk vicdanı hesap sormalıdır.  Kimse unutmasın Türkiye Cumhuriyeti, Uganda değildir! Alman-Ermeni soykırım mizanseni  Artık çocuk oyuncağı haline geldi. Maalesef tarihin ve bilimin araştırma konusu hazin 1915 olayları vasat bir uluslararası politik mizansen haline geldi.  Biz de heyecanla rolümüzü oynuyoruz. Her seferinde düşüyoruz tuzağa.  Her yıl şu, o, bu ‘soykırım’ kararını kabul edecek tartışmaları olur, gündem yaratılır. Bu sefer her neden ve nasılsa sağ sol demeden Alman politikacılar başroldeydi.   En garibi bu konuda 15 yıl önce tam tersini söyleyen, yıllar önce usulsüzlük iddiasıyla milletvekilliğinden olan ve sonra Marshall Fon bursuyla bir yıl kadar Washington’da eğitim gören eski arkadaşımız Cem Özdemir bayraktarlık yaptı.  Bu sayede basında gündemde olacak ve önümüzdeki seçimlerde Yeşiller Partisi liderliği için diğer iki adayı geride bırakacak.  Bir taşla iki kuş vuracak. Ama bu hukuki hiç bir sonucu ve yaptırımı olmayan karar neye mal olacak, umrunda değil.  Bu tür zorlama suni kararlar Türk -Ermeni ilişkilerine olumlu katkı sağlamaz. Ermenilere karşılığı olmayan boş umut yaratarak Türk-Ermeni dostluğuna zarar verir. Pentagon patentli mizansen   Bu kararın temel taşları Washington’da yıllardan beri hazırlanmıştı. Amerikan vakıfları, pentagon ve gizli servis uzmanları, başkanın eski ve yeni güvenlik danışmanları bizzat ilgilenirler kendileriyle. Alman politikacıların da bir bölümünün çok yoğun Amerikan etkisinde olduğu bilinir. Yıllarca ustaca bu manevralara hazırlandılar gözlerimizin önünde.  101 yıl sonra bu tür suni gerginlikler niçin yapılıyor? Alman parlamentosu bu tuzağa ne kadar basit düşüyor. Asıl sorun budur. Almanya kendine gol attı, daha haberi yok. Biz de gereğinden çok kaptırıyoruz kendimizi bu uluslararası saçmalığa! Bu oyunu bozmanın en iyi yolu ülkemizde yaşayan ermeni yurttaşlarımıza daha samimi bir şekilde sahip çıkmak ve komşumuz Ermenistan il realist güven ve işbirliğimizi geliştirmekten geçer.

Önceki ve Sonraki Yazılar