Derin devlet efsanesi

Hrant Dink cinayetinde dokuz yılı geride
bıraktık.
Soruşturmaya ivme kazandıran, cinayet
mahallinde tetikçiye adeta gözcülük eden
kamu görevlilerini, özellikle de Jandarma İstihbaratı’na
çalışan kimi isimleri tespit eden
savcı bir hafta önce görevinden alındı…
Dink, Sabiha Gökçen’in aslında bir Ermeni
yetim olduğunu yazdığı için tehdit edildi,
düzmece davalarla mahkum edildi ve “itibarsızlaştırılması”
için her şey yapıldı. Ve öldürüldü…
Dokuz yılın bilançosunda elde bir desperado
tetikçi, polis, MİT ya da Jandarma’ya çalışan
çeşitli muhbirler, bir yerlerde bu
cinayetin planlandığını fark edip ‘kolaylaştıran’
Gülen Cemaati’ne yakın polis müdürleri,
olay yerinde oldukları anlaşılan Jandarma İstihbarat
görevlileri var…
Fakat Gökçen haberi ile tehdit, mahkeme
safhaları ve cinayet arasındaki bağlar ‘şimdilik’
kopuk... Savcının Jandarma görevlilerinin cinayetin
merkezinde olduğunu gösteren delillerinden
sonra görevden alınması, bu cinayetin
arkasındaki güçlerin Gülen Cemaati’nden çok
daha derine gittiğini gösteriyor.
Dink Cinayeti ve soruşturması bize neyi
gösteriyor?

Acaba Türkiye’de bir ‘derin devlet’ var mı?

Kağıt üzerinde 1876’dan beri Anayasa ile
yönetilen bu devlet geleneğinde, hukukun
çizdiği sınırları aşarak faaliyet gösteren, yargı
kararı olmadan ‘cinayet’ işleyen bir yapı?
1948 yılında işlenen Sabahattin Ali cinayetinin
‘tek şüphelisi ve sanığı’ o zamanki
adıyla MAH yani Milli Amele Hizmet Teşkilatı
üyesi Ali Ertekin’di. Bir süre hapiste kaldıktan
sonra afla salıverilen Ertekin cinayeti
kişisel bir öfkeyle işlediğini anlatıp durdu.
Hikâyesindeki boşluk Sabahattin Ali’nin
sınırı sağ salim geçerse yeşil mürekkepli dolmakalemle
bir kartvizite düşeceği noktaydı.
Rasih Nuri İleri’ye ulaşan kartvizitte nokta
vardı. Ali sınırı geçmişti ya da geçtiğini zannediyordu…

“Bu sır hâlâ çözülebilmiş değil”

1969 yıl sonbaharında öldürülen Taylan
Özgür’ün katili de hala meçhul. Emekli Yarbay
Talat Turhan 1991 yılında bir basın toplantısında
söylediği “Taylan’ı bir polis değil,
bir üsteğmen öldürdü ve o üsteğmen bugün
güçlü bir general” sözlerini yalanlamak, unutkanlık
ve yanlışlık diye geçiştirmek için hala
çırpınıyor…
Taylan Özgür, ODTÜ’de ‘Vietnam Kasabı’
olarak tanınan ABD Büyükelçisi Robert
Komer’in Cadillac’ını yakan öğrencilerden
biriydi. Aralarında Deniz Gezmiş, Yusuf
Aslan, Ulaş Bardakçı, Sinan Cemgil gibi
isimlerin olduğu bu öğrencilerin hemen hepsi
öldürüldü…
1943 yazında Van Özalp’de 33 köylüyü
kurşuna dizdiren General Mustafa Muğlalı
1951 yılında yargılanması sürerken hastanede
tuhaf biçimde öldü. Mustafa Muğlalı’nın
‘kırbacı ve çizmeleri’ bugün Ankara’da Devlet
Mezarlığı içinde bulunan Müze’de sergileniyor…
1977 ile 1980 arasında MHP içinde yer
alan özel bir ekip Ankara ve İstanbul’da aydınlara,
gazetecilere, sendikacılara, savcılara
yönelik bir dizi cinayet işledi. ‘Darbeyi hazırlayan’
bu cinayetlerin failleri devletin karanlık
kanatları altında korundu, hala korunuyor.
1990’da başlayan ve Uğur Mumcu’ya,
Ahmet Taner Kışlalı’ya kadar uzanan cinayetler
de bu karanlığın bir parçası. Milyonları
sokağa döken Uğur Mumcu cinayetinde ne
soruşturmaya, ne de yargılama sonucuna
inanan yok.

Hablemitoğlu cinayetinin kapağı bile açılmadı

Dink’in ölüm yıldönümünde Tahir Elçi cinayetindeki
isteksizlik hiç kimseye yabancı
değil. Görüntüler kayboluyor, deliller toplanmıyor,
zanlılar tutuklanmıyor…
Cinayetler, suikastler, sabotajlar karşısında
dilsiz devlet, kendisine yükümlülüklerini,
insan haklarını hatırlatanlara karşı
hemen harekete geçiyor. Cadı avları, soruşturmalar,
tutuklamalar, hatta “Kanlarınızla
duş alacağız” tehditleri…
Her şey bu kadar ortadayken gerçekten
derin devlet var mı?
Bugün Türkiye’deki ilk IŞİD Davası’nın
karar günü. Niğde Ulukışla’da bir polis, bir
jandarma astsubay ve bir kamyon şoförünü
öldüren üç militanın mahkeme önüne çıkması
gerekiyor.
Bir türlü mahkemeye çıkarılmayan üç militanın
da birbuçuk yıl önce Musul’da rehin
alınan Türk vatandaşlarıyla takas edildiği söyleniyor.
Devletin ‘derinliği’, hiç olmazsa ‘karar duruşmasında’
bu militanları mahkemeye getirecek
mi, getirmeyecek mi?
Bugün göreceğ

Önceki ve Sonraki Yazılar