​Futbol tutkunu ayda 150 TL harcamak zorunda

Borsa İstanbul’un gongu dün, yeni sezonu açan Süper Lig için çaldı.

Beşiktaş gibi kalbi futbolla atan bir semtte yaşadığım için rahatlıkla söyleyebilirim, ülkenin içinde bulunduğu siyasi kaos, futbolseverlerin heyecanına ket vurmuş durumda. Yapılan milyon euroluk transferler de pek işe yaramadı görünüyor.

Çünkü ülke futbolu, hem mantalite hem de ekonomik olarak çöküş içinde, neresinden tutarsanız elinizde kalıyor.

Sıralayalım…

Türkiye Futbol Federasyonu’nun yabancı oyuncu sayısıyla ilgili aldığı karar nedeniyle sadece 4 büyükler değil, Anadolu takımları bile ‘hoyratça’ transfere imza attı.

Bu transferlerle geçen sezon 900 milyon euro’ya yaklaşan Süper Lig’deki oyuncu ilk kez 1 milyar euro’yu aştı.

Ve Türkiye Süper Lig’i Avrupa’nın en değerli 6’ncı ligi konumuna yükseldi.

Umarız bu değerin hakkını Avrupa kupalarında da verecek başarıyı sergiler takımlar…

Zira gelecek yıl Türkiye’den hiçbir takım Avrupa yüzü göremeyebilir.

Çünkü, futbol kulüplerinin birçoğu ekonomik olarak batmış durumda, böyle giderse UEFA’nın getirdiği ekonomik kriterlere hiçbiri ulaşamayacak.

Habertürk gazetesinden Sefer Yüksel, dün yayımlanan analizinde ürkütücü durumu oldukça net bir şekilde gözler önüne sermiş.

12 aylık dönemde, dört büyüklerin halka açık şirketlerinin toplam borcu yüzde 31 artarak 2.6 milyar liraya ulaşmış.

Galatasaray ve Beşiktaş düşük tutarlarda zararlarını azaltmış gözükse de dört büyüklerin toplam zararındaki artış sürüyor.

Geçen yıl, dört şirketin toplam zararı yüzde 16.5 artarak 440.4 milyon liradan 513.2 milyon liraya yükselmiş.

Peki milyar dolar sınırlarına ulaşan borçları kulüpler nasıl ödeyecek?

Yayıncı kuruluş ve sponsorların dışında geriye taraftarların harcamaları kalıyor.

Passolig nedeniyle neredeyse tüm kulüpler boş tribünlere oynuyor.

Milyon euroluk transferleri karşılamak için artırılan kombinelere ilgi gittikçe azalıyor.

Her ne kadar Anadolu kulüpleri bilet ve kart fiyatlarını düşürse de 4 büyükler enflasyonun çok üstünde artışlara imza attı.

Futbol izlemekten hoşlanıyorsanız ancak bilet ve kombine fiyatlarını yüksek buluyorsanız ya da İstanbul’da yaşamıyorsanız hatta tribune gitmeyi tercih de etmiyosanız tek seçenek maçları televizyondan takip etmek.

Ancak gelin görün ki orada da başka bir ‘vurgun’ söz konusu.

Çok sayıda futbolsever sadece Türkiye değil, Avrupa liglerini de izlemek istiyor.

Ancak bu zevkin bedeli gün geçtikçe artıyor, bu yıl televizyon aboneliği için ödenmesi gereken aylık tutar 150 TL’yi geçti.

Para bir yana hangi maçı hangi kanal veriyor, hangisi şifreli hangisi değil sıkı sıkıya takip etmek gerekiyor.

Nasıl mı? Süper Lig maçları Digitürk platformundaki Lig TV’de, ulusal yayınların yanı sıra Lig TV’ye de abone olursanız ayda 70 TL ödemeniz gerekiyor.

Malum bu yıl dört büyükler Avrupa kupalarında yarışacak, hazırlık maçları, UEFA ve Şampiyonlar Ligi için Dsmart üyeliği gerekiyor, ev aboneliği aylık 40 TL.

Avrupa’nın en çok izlenen İtalya ligi Laliga ve Fransa ligi için Tivibu’ya üye olmalısınız o da 50 TL’den kapıyı açıyor.

Üste üste sıralayınca aylık abonelik tutarı 150 TL’yi geçiyor.

Bu yayın keşmekeşi, Türkiye Futbol Federasyonu’nun umrunda bile değil.

Oysa Avrupa’da olduğu için ortak bir platform oluşturulsa ve aylık bir üyelik belirlense üye olanlar istediği ligi, istediği maçı izlese…

Olmaz tabii, burası Türkiye, kuralsızlıklar ülkesi!

Önceki ve Sonraki Yazılar