Ayıptır ayıp!

Kısa bir ara verelim dedik ama siyasette olduğu gibi eğitimdeki gelişmeler de tüm hızıyla devam ediyor.

Koalisyon umudunun az olduğu erken seçimin ise kaçınılmaz göründüğü bu aralarda İçişleri, Dışişleri, Adalet, Milli Eğitim Bakanlığı gibi icracı bakanlıklar, bütçeleriyle, devasa büyüklüğüyle ve toplumsal açıdan önemiyle yönetilmek istenen bakanlıklar arasında yer alıyor.

Yukarıda saydığım icracı bakanlıklar bu kadar çok isteniyor istemesine de peki iyi yönetilebiliyor mu? Buna evet demek mümkün değil.

Özellikle eğitimde yaşananları elimden geldiğince sizlere anlatmaya çalışıyorum.

MEB’in çözülmeyi bekleyen birçok sorunu var. Bu sorunların böyle giderse kısa sürede çözülmesi de mümkün gözükmüyor.

Çünkü yıllar yılı eğitimin siyasi partilerin arka bahçesi olması işlerin hepten arapsaçına dönmesine yetti de arttı bile.

***

Ülkedeki sığ tartışmalar nedeniyle, öğrencilerin, eğitimcilerin, vatandaşın diğer sorunları hep halı altına süpürülüyor ve görmezden geliniyor.

Bakın, üniversite kayıtları bitti bitmesine ama öğrencilerin çilesi bitmek bilmiyor.

Üniversite öğrencilerinin bugünlerde en çok yaşadıkları sorunların başında barınma sorunu geliyor. Bu durum kimin umurunda ki?

Bakın, İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük kentlerde öğrencilerin barınma sorunu tam bir rezalet, almış başını gidiyor. Hele de İstanbul’da yaşayan birisi olarak bu durumu yakından görmek çok mümkün…

Satılık evlere yanaşmak mümkün değilken, kira ücretleri de almış başını gidiyor. Kentsel dönüşüm, Suriyeli mülteciler, Arap yatırımcılar ve ulaşım bahaneleriyle konut fiyatları ve kira ücretleri neredeyse iki katına çıkmış durumda. Böylesi bir emlak piyasası dünyanın neresinde var?

Özellikle İstanbul’da dur durak bilmeyen emlak fiyatları en çok da öğrencileri vurmuşa benziyor. Eskiden merkezi olmayan ilçelerde 700-800 liraya öğrenci evi bulunurken şimdilerde 1300-1400 liraya ara ki kiralık ev bulasın.

Üniversitelere yakınlığıyla bilinen Kadıköy, Beşiktaş, Üsküdar gibi merkezi yerlerde ise kiralar ortalama 2000-2500 lira gibi astronomik rakamlara ulaşmış durumda.

***

Kiralık ev ücretleri almış başını giderken, peki devlet yurtları yeterli mi?

Türkiye’de KKTC de dâhil toplam 552 yurt bulunuyor. Yeni yapılan yurtlar da devreye girdiği zaman toplam kontenjan ise yaklaşık 450 bin civarında olacak.

Bugün örgün öğretimde okuyan öğrenci sayısı ise 3 milyon 500 bin civarında. Bu öğrencilerin yarısının başka şehirde okuduğunu düşündüğünüz zaman sorun vahameti net bir şekilde karşınıza çıkıyor. Yurtların mevcut durumuna bakarsanız öğrencilerin yarısı açıkta kalıyor.

Yarım milyondan fazla öğrencinin üniversite okuduğu İstanbul’da ise durum bundan farklı değil. 300 bine yakın öğrenci yurt yetersizliğinden açıkta kalıyor. Yani anlayacağınız öğrencilerin durumu gerçekten vahim!

Peki, bu durum karşında YURTKUR Genel Müdürlüğü ne yapıyor?

Ya boş arsa, yeşil alan bulunca alışveriş merkezi, site, apartman kondurmayı bilen Ankara’daki beyler, bayanlar bu durumda siz ne yapıyorsunuz?

İş garibanın çocuğuna gelince umurunuzda bile olmuyor değil mi?

Ayıptır ayıp…

Önceki ve Sonraki Yazılar