Elektrik, TRT, sapıklık...

Çoğunuz biliyorsunuz. Önceki gün, TRT, internet sitesinde şöyle bir ‘haber’ yayınladı: “Ekmeğe zam yapılmadı ancak fiyatlar arttı.” Hepimiz güldük tabii. Bu kadar büyük bir ahmaklığı bu devletin resmi radyo, televizyon ve haber kuruluşu yapıyordu. İnternette herkes TRT’yle kafa bulmaya başladı tabii... Ne yalan söyleyeyim, böyle durumlarda milletimizin, özellikle gençlerin mizah kapasitesi beni hayrete düşürüyor...
Ama aslında, karşı karşıya olduğumuz durum tam olarak bir “güleriz ağlanacak halimize” vakasıydı...
Söz konusu haber ancak bir ahmaklığın ürünü olabilirdi zira. Ve AKP iktidarı altında, bütün kurumlar gibi TRT de ahmaklarla doldurulmuştu.
Biz beslemiyor olsak sorun yok. Ama o ahmaklar topluluğunu biz besliyoruz. Her yıl bizim sırtımızdan o ahmaklar topluluğuna kamyonla para aktarılıyor. Bu fukara milletin sırtına yüklenen vergilerle o ahmak kadrolar besleniyor. Sadece elektrik faturalarından milletçe TRT’ye aktardığımız para 1 milyar lira civarında! TRT’nin aldığı reklam ise 40-50 milyon...
Gerisini siz düşünün...
***
Peki, sadece TRT’yi ve sadece ahmakları mı besliyoruz?
Hayır!
Fetva vakasında gördük. Bu millet, vergileriyle Diyanet’in sapık kadrolarını da besliyor!
Adam maaşını alıyor, bilgisayarın başına oturup bir babanın kendi öz kızına hangi durumlarda ve nasıl şehvetle temas edebileceğini yazıyor. Biz de bu Diyanet’e her yıl milletçe 6,5 milyar lira haraç veriyoruz! Bir de camilerin bütün elektriğini suyunu biz ödüyoruz. Gece gündüz yakıyorlar o elektrikleri...
***
Sonra ellerindeki medyayla -ki bütün medya artık hizmetlerindedir- bir cahiller topluluğuna anlatıyorlar, “Kürtler kaçak elektrik kullanıyor, çok enerji gidiyor, faturalar o yüzden pahalı...” diye...
Ahmaklar ve cahiller sadece onların elindeki medyada gösterilene inanıyor. Yarattıkları düşmanlara düşman oluyor, üfürükten kahramanlıklarına inanıyor, bir dediği bir dediğini tutmayan aşağılık adamların peşine takılıyorlar. Göz önündeki hırsızlıklara, katliamlara bana mısın demiyorlar...
“Isırırım, yalarım, münasip yerlerinin kılıyım” diye ortada tavuklar gibi dolaşan bir toplumsal kesim yarattılar. Bu toplumsal kesimin olmayan iradesine ve medya vasıtasıyla oyun hamuru gibi şekillendirilebilen davranışlarına ‘milli irade’ diyorlar. Bunun üzerine toplumsal bir gelecek inşa ediyorlar. Aslında bu toplumu geleceksizleştiriyorlar.
***
Medyayı çok önemsiyorlar.
Bir söylediklerini ertesi gün inkâr edip tam tersini söylemekte o kadar mahirler zira... Tek maharetleri bu hatta...
Ne kadar çapsız, karaktersiz, duruşsuz, yanar-döner tip varsa bu iktidar yığınına dâhil olmuş. Birbirlerini eze eze yukarılara çıkmaya çalışıyorlar. Bu rezil manzarayı gösteren en ufak fotoğrafa dayanamıyorlar. Bir çeşit doberman davranışına sahipler. Beyaz Show’da “Çocuklar ölmesin” diyen kadına o yüzden hep beraber saldırdılar mesela.
Televizyonlara, gazetelere kendi tıynetlerinde, kendi çaplarında, kendi karakterlerinde bir ahmak yığınını yığmaları da hep bundandır. Ekmeğe gelen zammı bile gizlemeye çalışan bir ahmaklar topluluğu!
***
Gülüyoruz ama ahmaklık, cehalet ve sapıklık örgütlüyse eğer, çok tehlikeli sonuçlar yaratabiliyor. Ve işte bunun adı bildiğiniz ‘faşizm’ oluyor...

Önceki ve Sonraki Yazılar