ABD'li senatör Rand Paul, önceki gün Kremlin'e Başkan Donald Trump'ın mektubunu ilettiğini açıkladı. Paul'e göre mektupta terörle mücadele, diyalog ve kültürel alanlarda paylaşım çağrısı yapıldı. Mektubun üzerinden 24 saat geçmeden ABD Dışişleri Bakanlığı, Moskova'nın eski Rus ajan Sergey Skripal ve kızının zehirlenmesinden suçlu olduğu iddiasıyla 22 Ağustos'tan itibaren yeni bir ticari yaptırım dalgasının uygulamaya gireceğini duyurdu. Açıklamada Rusya, uluslararası soruşturmacıların ABD'nin istediği yerleri ziyaret etmesine izin vermezse yaptırımların devam edeceği belirtildi.
Birbirinden tamamen farklı bir tutum içeren bu mesajlardan Kremlin'in ne çıkarması gerektiği merak konusu. Ancak Beyaz Saray'ın ‘bize karşı koymaya devam ederseniz, daha sert olacağız' gibi bir tavırla gözdağı vermeye çalıştığı anlaşılıyor.

Nitekim, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert de yaptırımların Rus hükümetini daha ‘iyi davranışlara yöneltmeye' yönelik bir tür araç olduğunu ifade etti.

Öte yandan Trump yönetimi süresince Kremlin'e karşı bu tarz bir tavır uygulansa da, Moskova'nın ABD Başkanı Donald Trump'la bağlantısı olduğu yönündeki komplo teorileri de devam ediyor. Ayrıca caydırma politikası yaptırımlarla da sınırlı kalmıyor. Ukrayna'ya ölümcül silah sevkiyatı yapılıyor, Kuzey Akımı 2 projesi konusunda tehditler savruluyor, Rusya'nın ABD'deki diplomatik varlığı azaltılıyor.

Rusya Başbakanı Dmitriy Medvedev ise ABD'nin yaptırımlarla Rus bankacılık işlemlerini ve döviz ticaretini hedef alması halinde, kendilerine karşı ekonomik savaş ilan edildiğini varsayıp gerekli karşılığı verecekleri konusunda uyardı.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova da "Hükümetleri ABD ile daha iyi ilişkiler geliştirmesi için davranışlarını düzeltmeye yönelik nasıl bir araç bu? Bu ‘aracın' nasıl işe yaradığını gösteren birkaç örnek görmek isterdim" ifadelerini kullandı.