Cemevlerine hukuki statü geliyor...

Cemevlerine hukuki statü geliyor...

Alevi İnanç Birliği Vakfı Başkanı Yıldırım, "Sayın Cumhurbaşkanı verdiği sözün arkasında duruyor" diyerek cemevlerine hukuki statü kazandırılmasıyla ilgili çalışmaların başladığını söyledi. Numan Kurtulmuş da konuya ilişkin açıklama yaptı

Alevi Vakıflar Federasyonu ve Cem Vakfı Onursal Başkanı İzzettin Doğan ve 202 Alevi yurttaşın  Alevilere dönük uygulamalarda ayrımcılık yapıldığı, eşit yurttaşlık kurallarının ihmal edildiği ve bütçeden Alevilere de pay verilmesi gerekçesiyle başvurduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi , Türkiye’nin din ve vicdan özgürlüğüyle ilgili Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9’uncu maddesini ihlal ettiğine ve Alevilere dini ayrımcılık yapıldığına hükmederek  ‘‘Cemevlerinin resmen ibadethane olarak tanınması’’  kararını verdi.

Cemevelerine yasal statü verilmesinin üzerinden yaklaşık 2 yıl geçti.  Uluslararası karar ve Alevilerin tüm çağrılarına rağmen  hükümet  tarafından henüz bu yönde bir adım atılmadı.

24 Haziran seçimine  doğru  Cumhurbaşkanı Erdoğan AKP'nin 'Seçim Beyannamesi'ni açıklarken cemevlerine resmi statü verileceğini söylemişti.  Öyle ki Erdoğan'ın yanı sıra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve AK Parti İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş da Cemevlerine ve irfan merkezlerine bir hukuki statü verilmesi hususunda bizim topluma da Alevi kardeşlerimize de bir taahhüdümüz var şeklinde ifadelerde bulunmuştu.

'ERDOĞAN SÖZÜNDE DURACAK'

Alevi İnanç Birliği Vakfı Başkanı Faruk Ali Yıldırım, 24 Haziran seçimleri öncesi cemevlerine hukuki statü kazandırma vaadinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözünde durduğunu söyledi.

Yıldırım, "22 milyon Alevi var. Sayın Cumhurbaşkanı verdiği sözün arkasında duruyor, biz de bunun bilincindeyiz" dedi ve konuyla ilgili çalışmaların başladığını duyurdu.

AKP'DEN AÇIKLAMA

Cem Tv’ye konuşan AKP İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş,  Cemevlerine statü verilmesinin gündemlerinde olduğunu söyledi.

Kurtulmuş Erdoğan’ın seçim öncesi  ‘‘Cem evlerine statü tanıyacağız’’ sözlerine ilişkin ‘‘Cumhurbakanımız bunu seçim öncesi gündemine aldı ve sadece seçim sürecinde konuşmak için söylemedi’’ dedi.  

Kurtulmuş  sözlerine şöyle devam etti;

Gerçekten Türkiye'nin uzun yıllardır konuştuğu  bir mesele ve maalesef bugüne kadar bir şekilde adım atılamadı. Ümit ediyorum ki bir an evvel bu adımların atılması , bu memlekette yaşayan ve Türkiye'nin eşit, özgür yurttaşları olan  Alevi kardeşlerimizin temel haklarından biri olan cemevlerinin yasal statüye kavuşmasını sağlarız. Böylece önemli ve büyük olan toplumsal beklentiyi karşılamış oluruz...

MUHARREM AYI DOLAYISIYLA BİR TARAFTAN YASIMIZI HATIRLIYORUZ, DİĞER TARAFTAN DA İNSANLIĞIMIZI HATIRLIYORUZ

Kurtulmuş,  Muharrem Ayı’na ilişkin de şu açıklamalarda bulundu;

Muharrem Ayı hem Aleviler için hem de Müslümanlar için hatta insanlık için ibretlerle dolu öğretici bir aydır. Muharrem ayı geldiğinde orada yaşanan kederleri ve sıkıntıları hatırlamakla kalmıyoruz aynı zamanda insanlık tarihi boyunca iki farklı hayat tarzını, hayata, olaylara ve yaratıcıya bakışı yeniden gözden geçiriyoruz.  Hz. Ali'nin çocuklarıyla Kerbela'da başlayan mücadelesi insanlık adına başka bir önem taşıyor. Bir tarafta  Hz. Peygamberin torunu, ilmin kapısı, Allahın aslanı Hz. Ali'nin evladı Hüseyin Efendimiz  diğer tarafta Yezidi anlayışına sahip insanlarla bir mücadele vuku buluyor.

Hz. Hüseyin'in ve Ehlibeytin ortaya koymuş olduğu sabır, metanet, cesaret, direnç aynı zamanda bütün insanlara karşı o ortama rağmen hoşgörüyü elden bırakmayarak insanların hepsini yaradılışta eş, dinde kardeş olarak bilen anlayışa her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.

Biz insanlarımızın  hiçbirini ayırmayız, hiçbir vesile ile insanlarımızın arasında ayrımcılık söz konusu değildir. Herkes allahın kullarıdır. Allah, peygambere inanan herkes aslında birdir ve beraberdir aynı inancın mensuplarıdır.

Muharrem ayı vesilesiyle, saltanatı, serveti esas alan yezidi anlayışı karşısında hakkaniyeti, adaleti, insanlara karşı sabırlı ve ölçülü olmayı, incinsen de incitmemeyi, insanların her birini yaradılışın özü bilmeyi kabul ederek yaklaşmayı, eline beline diline hakim olmayı öğreten bir anlayışı bir kez daha hatırlıyoruz.

Türkiye'deki Alevi-Bektaşi kardeşlerimiz olmak üzere Müslüman dünyasında her bireyin Muharrem ayında gönül ve zihin dünyalarını hak, hakikat, marifet ölçeğinde yeniden yıkanarak istifade etmelerini temenni ediyorum. Hz. Peygamber Efendimiz başta olmak üzere Hz. Ali Efendimiz, Hz Hüseyin Efendimiz ve Kerbela Şehitlerin şefaatlerine ulaşmalarını cenabı Allah'tan niyaz ediyorum.