Hande Fırat, Murat Çelik ve Hakan Çelik…’Haber yapmak yerine haber oldular'

Hande Fırat, Murat Çelik ve Hakan Çelik…’Haber yapmak yerine haber oldular'

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin konuk olduğu ‘Seçime Doğru Özel’ programında yaşananlar, hala gündemde… "İnce’nin karşısına dizilen Murat Çelik, Hande Fırat ve Hakan Çelik tersinden gazetecilik dersi verdiler. Yani gazeteciliğin nasıl olmaması gerektiğini herkesin anlayacağı şekilde açık açık gösterdiler” yorumu yapıldı.

Evrensel yazarı Doç. Dr. Ceren Sözeri, geçen günlerde CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin CNN Türk'te konuk olduğu "Seçime Doğru Özel" programında yaşananları değerlendirirken, "İnce’nin karşısına dizilen Murat Çelik, Hande Fırat ve Hakan Çelik tersinden gazetecilik dersi verdiler. Yani gazeteciliğin nasıl olmaması gerektiğini herkesin anlayacağı şekilde açık açık gösterdiler" dedi.

'JESTLERİ, MİMİKLERİ, ANLAMSIZCA GÜLMELERİ...'

Ceren Sözeri, "Nasıl girdim bu işe, kim için?" başlığıyla yayımlanan yazısında, Hande Fırat, Murat Çelik ve Hakan Çelik için “Jestleri, mimikleri, giyimleri, makyajları, aksesuarları, anlamsızca sürekli gülmeleri, telefonlarını kontrol edip iktidar partisi üyelerinden gelen mesajları soru diye yöneltmeleri, konular karşısında hazırlıksız olmalarıyla bütün dikkati üzerlerine çekip haber yapmak yerine yine “haber” oldular” dedi.

Sözeri, özetle şöyle yazdı:

‘İKTİDARA YAKIN ÇOĞU GAZETECİ KENDİNİ BU KADAR KÜÇÜK DÜŞÜRMEDİ’

“Peki, bir gazeteci neden hayat boyu bununla anılacağı bir “parodiyi” sergiler? Taraftar olduğu için mi? İdeolojik tutumunu, iktidarlarla yakın ilişkisini bildiğimiz nice gazeteci / yazar var, çoğu kendisini bu kadar küçük düşürmedi yani tek sebep bu olamaz. Para da tek neden olamaz, hele ki Aydın Doğan medyasının rahle-i tedrisatından geçen, en önemlisinin her durumda ayakta kalmak olduğunu bilir.

Ha, işler artık eskisi gibi değil derseniz haklısınız, eski dengeler yok. Medya patronları siyaseti dizayn edemiyor, en ufak hataları milyon dolarlara mal olabilir. İşte o durumda bazı gazeteciler hükümetin ya da hükümette aklıselim gördüğü bazı danışmanların, bakanların kendisini kurtaracağını umut ediyor. Daha basit bir ifadeyle Erdoğan Demirören’in kendisini kovamayacağı bir pozisyona oynuyor. Çünkü patronun gözünde bir “değer”i olmadığının farkında. Aydın Doğan’ın medyadan çıkışıyla medyadaki tarihi kırılma tam da buydu.

(…)Erdoğan Demirören’in telefon sızıntılarından referansla “bu işe ne için, kimin için girildiği” gazetecilikte de, akademide de önemli. Kısa vadeli çıkarlar rahatlatabilir, insan kendisini hiç olmadığı kadar “muktedir” görebilir ama çoğunlukla ömür boyu mesleğimizle anılıyoruz. İnsan, ‘değer mi?’ diye sormadan edemiyor.”