20 ünlü bağımsız aday!

Kamuoyunun yakından tanıdığı 20 isim bir araya gelip, AKP dışında herhangi bir partiden seçimlere girse ne olur? Acaba AKP’nin gücünü kırar, ezberini bozar mı?

Örneğin; 10. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, İlhan Kesici, Cem Boyner, Mansur Yavaş, Dengir Mir Dengir Mehmet Fırat, Şah İsmail Bedirhanoğlu, Aylin Kotil, Nevval Sevindi, İshak Alaton, Nazlı Ilıcak, Osman Kavala… Ve daha başka, iş, bilim, siyaset ve kültür sanat dünyasından sayabileceğimiz diğer isimler…

Diyebilirsini ki; “Amma da uçtun! Deli saçması. Hayal görüyorsun! Hemen hemen imkansız bir formul öneriyorsun!”

Haklı bir tepki… Ama siyaset bazen imkansızı uygulayabilmekten geçer. Zor olanı başarıp, ezberleri bozmayı gerektirir.

*

Kaldı ki bu formul bana ait değil. Geçenlerde ziyaretimize gelen Liberal Parti Genel Başkanı Cem Toker’in önerisi… Ve Sayın Toker, böyle bir formüle işlerlik kazandırabilmek için bir dizi temaslarda bulunduğunu anlattı… Toker’in böyle bir formuldeki amacı, bir yandan AKP’nin gücünü kırmak diğer yandan da yasamayı yani TBMM’yi zenginleştirmek!

Cem Toker dedi ki; “Türkiye farklı bir yere doğru gidiyor. Cumhuriyet’in yörüngesi kaymış. Devleti ve sistemi yeniden yerli yerine oturtmak için herkese görev düşüyor. Bu formulde, adı geçen isimler, Liberal Parti’den seçime girse bile Liberal Parti’nin adayı olmayacaklar. Onlar halkın adayı olacaklar.”

Demek istiyor ki; ortak payda, Türkiye’nin geleceği ve demokratik laik cumhuriyet! Gerisi ise teferruat. Ve bu bağlamda herkes üzerine düşeni yapmalı!

*

Doğru… 12 yıllık AKP iktidarları döneminde,Türkiye Cumhuriyeti’nin yörüngesi kaydı. Devletin kurumsal kimliği süreç içerisinde değişkenlik gösterdi. Devlet, 1920’lerde bu halkın kurduğu devlet olmaktan çıktı. Demokratik sistemin azizliklerinden yararlanan bugünkü siyasi iktidar, TBMM’deki sayısal çoğunluğu ile bir oligarşi oluşturdu. Ve bu oligarşinin yarattığı sulta, giderek, ülkenin geleceğini bir kişinin iki dudağı arasına mahkum eder hale getirdi. Ve bu zat-ı muhteremler, “demokrasi treni”nden inmek üzere…

Bunun içindir ki 4 ay sonra yapılacak genel seçimler büyük önem taşıyor. Türkiye, bu seçimlerde ya bu “tek adamcılık anlayışı”na teslim olacak ya da ülkeyi yeniden rayına oturtacak. Bu bakımdan başta parlamentoda bulunan siyasi partiler olmak üzere, parlamento dışı muhalefeti, sivil toplum örgütleri, işçisi, memuru, köylüsü, kadını erkeği, yaşlısı genci ile bir büyük uzlaşma ve ittifak yapmalı. Ülkenin geleceğine sahip çıkma adına böylesi bir örgütlenmeye gitmek kaçınılmazdır. Bunun için, Liberal Parti Genel Başkanı Cem Toker’in önerisini, bir hezeyan ya da bir uçuk formul olarak görmemeli. Hatta bu amaca hizmet edebilecek başka öneri ya da formuller varsa bunlar da ortaya atılmalı ve vakit geçirilmeden tartışılmalı. Yarın çok geç olabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar