Devlet ve terör!

Doğan Haber Ajansı’nın dün abonelerine servis ettiği bir video-haber, yoğun tartışmalara yol açtı.

Videoda açıkça görülen tablo şöyle; ABD’nin İstanbul Konsolosluğu’na dün sabah silahlı saldırı yaptığı iddia edilen bir kadın, konsolosluk yakınında bir binanın giriş boşluğuna saklanmaya çalışıyor.

Kadının çevresi polisler tarafından çevriliyor. O polislerden biri kadınla neredeyse yüz yüze geliyor.

Kadına fazla yaklaşmayan polis, "yere yat" diye bağırıyor.

Bu arada videoda başka bir polisin sesi duyuluyor; "Elinde bir şey yok, vur lan vur".

Bu sözlerin ardından polis memuru art arda silahını ateşliyor. Kadın vurulup, düşüyor. Neyse ki ölmüyor.

Hatice A. adlı 51 yaşındaki kadın ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılıyor.

Bu videoyu dün YURT’un internet sitesine koyduk. Gün boyu AKP’liler ve onların paralı internet tetikçilerinin tehditleri bitmedi.

Bu arada bazı iyi niyetli yurttaşlarımız ve okurlarımız da aradı.

Özetle şöyle diyorlar; “Ama o terörist” ya da “Onlar da polis ve asker vuruyorlar, eylem yapıyorlar”!

Yani “yargısız infaz” da olsa hak etti demek istiyorlar.

Hayır! İşte bunu söylediğiniz andan itibaren, kimseyi “terörist” olarak suçlama hakkınız da olmaz.

‘Polisi hedef gösterdiğimiz’ ya da ‘terörü övdüğümüz’ iftirasıyla gazetemize saldıran AKP’li, yobaz, faşist, mezhepçi ve IŞİD terörü destekçisi gericileri bir yana bırakalım.

Öncelikle belirtelim ki, biz, ne kimseyi ‘hedef’ gösteriyoruz ne de ‘terörü’ övüyoruz. Biz hukuku savunuyoruz.

Bir devlet, yasaları ve hukuku çiğneyerek, kendisine tanınan şiddet kullanma tekelini kötüye kullanamaz.

Çünkü terör örgütü ile devleti, terör eylemi ile polis operasyonunu bir birinden ayıran en temel fark, hukuka ve yasalara uygunluktur.

Propaganda yöntemi olarak 'terörü' seçen bir örgütle, evrensel hukuk kuralları ile bağlı olan devletin 'şiddeti kullanma' şeklinde temel bir fark olmak zorundadır.

Bir kişi/yurttaş terörist yöntemlerle siyasal mücadele yürütmeyi tercih edebilir.

Devlet böyle birini yasalar çerçevesinde cezalandırma yetkisine sahip. Peki, bir devlet “terörist” gibi davranırsa ne olacak?

Olacak şudur; o devlet, ‘hukuk devleti’ niteliğini hızla kaybeder ve bir aşiret yapılanması haline gelir.

Modern toplumlarda bunun adı faşizmdir. Dinci ya da ırkçı faşizm!

Bu nedenle bir devletin yasaları ve hukuku çiğneme hakkı kesinlikle yoktur.

Yasalara göre bir şüpheliyi, eylemci ya da terörist de olsa, sağ yakalamak esastır.

Polisin hangi durumda ve nasıl ateş edeceği yasalarla belirlenmiştir.

Demokratik bir devletin polis örgütü, intikamcı bir silahlı güç olarak davranamaz.

Eğer öyle yaparsa hukukun dışına çıkar, çeteleşir.

Bir devlet, hukuk ve yasalara uygun hareket ettiği sürece devlettir.

Hiç düşündünüz mü, devleti ‘mezhepçi faşizan bir kadro’ ele geçirir ve yasalara da uymazsa toplumun güvencesi kim ya da ne olacak?

Önceki ve Sonraki Yazılar