Oya Berberoğlu Yol TV canlı yayınında...

Oya Berberoğlu Yol TV canlı yayınında...

CHP'nin tutuklu milletvekili Enis Berberoğlu'nun eşi Oya Berberoğlu Yol TV'de yayınlanan 'Onur Toper ile Özel Yayın'a konuk oluyor.

14 Haz 2017'den bu yana tutuklu olan CHP Milletvekili Enis Berberoğlu'nun eşi Oya Berberoğlu Yol TV'de yaşadıkları hukuksuzlukları anlatacak. Ayrıntılar YURT Gazetesi'nden canlı yayınla anbean yayınlanıyor.

Oya Berberoğlu'nun açıklamalarında satırbaşları şu şekilde:

Dik durmaya çalışıyoruz. 2.5 yıllık bir süreç. Bu Kurban Bayramında cezaevinde olmasın. Yargıtay 16. Daire'nin kararını ben de Enis de beklemiyorduk. Suç yok, delili yok; adam hapishanede. Bazıları için FETÖ'ye üye diyorlar; 8, 10, 12 yıl veriyorlar. Çoğunu adli kontrolle serbest bırakıyorlar. Bizim öyle bir dururumuz yok, bizim örgütle hiçbir alakamız yok. Enis neden hapiste; Cumhuriyet bir haber yapmış ondan. Onlara 5 yıl verdiler, Enis yatıyor. Enis'e gazeteciler soruyor bu haber için. Enis de diyor ki, "bu haberdir, Hürriyet'in başında olsam bana da gelse ben de yapardım" diyor.

Enis bana göre kurban edildi. Bu haberi Enis verse bile burada ne suçu var? Devletin gizli bilgisi filan... Bülent Tezcan Meclis'te bunları açıkladı. Aydınlık'ta ilk haber yapıldı. Bu nasıl sır oluyor anlamıyorum. Şaka gibi, önce müebbet verdiler sonra 25 yıla indirdiler. Enis sadece "haber bu, haber" dedi, başka birşey demedi. O zaman vekil filan da değil. Enis CHP'nin Medyadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı. 

Enis'in Can Dündar ile 21 saniyelik görüşmesi var. Enis zaten o bölgenin vekil adayı. Enis'in telefon konuşması 80 kişi ile ise 60'ı gazetecilerle. Vicdan yok, sadece kanaatle tutukladılar. Enis bu bayat haberi vermiş bile olsa bunun neresi suç? Enis, jandarma mı Enis ne?

Biz sadece gazetecilik yaptık. Enis Sadece Gazeteciler Cemiyeti'ne üyedir. Bize 2.5 yıldır çektirdikleri hiçbir vicdana sığmaz. Ben 33 yıldır evliyim bu adamla, bir tane kızımız var. Biz iyi niyetli; vatansever, Atatürkçü insanlarız. Bizi bilirler.

Ben çok pişmanım, Enis'i siyasete ben ittim. Adam gelmiş 60 yaşına neden çeksin bunu? Vallahi billahi benim yüzümden girdi siyasete. Hürriyet'ten ceketini alıp çıktı, orada haklıydı, iyi niyetle ayrıldılar.

30 yıl Hürriyet'te çalışmış bir adam, muhabirlik, müdürlük, genel yayın yönetmenliği... Çok doğru, iyi bir insandır. Hukuki olarak Enis'e çok yanlış yapıldı. Biz bunu kibar insanlar olarak çekmeye çalıştık. Ama yetti kardeşim. Adam 14 aydır hapishanede, tecritte, yetti artık...

Kimler görüşüyordu; Enis benimle, kızımızla, vekillerle görüşüyordu. Şimdi kendisini kapattı kimse ile görüşmüyor. Bu kararı da tek başına aldı. Ben Enis'le Cumları görüşüyordum, 14:30 gibi görüşüyorduk bu da bir saat sürüyordu.

En son görüştüğümüzde telefonla, camdan cama görüştük. Bana "yine olmayacak" dedi. Ben de moral verdim. Bana "hiçkimse ile görüşmeyeceğim" dedi. Dur dedim biraz daha düşünelim dedim. Hem sana hem bana hem de kızımıza eziyet dedim. Bir dahi ki Cuma gittim, içime doğdu. Arkadaşlara, avukatlara sordum, Yargıtay'dan birşey çıkar mı dedim. Bilmiyoruz dediler. Enis'e de dedim içime doğdu, Yargıtay'dan karar çıkacak dedim. Ben gitmeyeceğim, 17:30 kadar bekleyeceğim dedim. Vallahi doğru oldu, karar çıktı. 

Hapishaneye yakın bir çay bahçesinde oturuyordum, kızım aradı; 'Yargıtay başvurumuzu iptal etti' dedi. 

Hukuk varsa, Anayasa varsa tahliyesini vermeleri gerekir. Korku dağları bağlamış, yoksa çoktan tahliyesinin verilmesi gerekir. Başından beri isyandayım, böyle bir dava, böyle bir ceza süper yanlış. Enis siyaseten içeri atılmış bir insandır. Enis yargı ile hukuk ile değil, yine siyaseten dışarı çıkacak. Bu ne zaman olacak bilmiyorum. 

Enis açıklamasını Utku'ya yazdırmış. Enis kararını çok doğru her şeyi ile anlatmış. Ben de yanacağım, çocuğum da yanacak, adam da yanacak.

Ben kendi iç hukukumda yargılanayım. Ben gidip neden el alemin mahkemelerinde hak arayayım. Ama son çare kalırsa AİHM'e kadar gideceğim.

Ben gazetelere konuşabilirim, hakkımı, sesimi, feryadımı duyurabilirim. Yargıtay 17. Daire'de ne zaman görüşülecek biz bilmiyoruz. Yasak olarak 15 günlük süre var, ama uzayabiliyor.

Ben Ankara'ya gideceğim, Meclis'te, Yargıtay'da 2 satır açıklama yaparım. ben orada kendimi yakmam, oturma eylemi yapmam, kendi zincirlemem. Giderim önlerine açıklamı yaparım.

CHP'li hukukçu vekillerle, dışarda değerli hukuçularla konuşuyorum. Her partiden arıyorlar konuşuyorum.

En başta Taha Akyol beye, Sedat Ergin'e çok teşekkür ederim. Çok destek oldular. 

Bu hafta içinde Ankara'ya gider bir bakarım. İnşallah bu hafta karar verip görüşürler. Yargıtay önünde bir pankart açarım, 2 satır gelen gazeteci arkadaşlara açıklama yaparım. Birçok genel başkanla görüşme talebim var.

Saygı Öztürk beye verdiğim röportajda 'CHP yöenetine sitem etti' denildi. Sitem etmedim, kırıldım ama... Sadece Enis için yapılan bir şey değildi, son damla oldu. Ben hiç gidemedim, 470 kilometreyi ben yürüyemezdim. Kırıldım, içerledim. Neden? Çünkü daha sonrasında daha doğru düzgün şeyler bekliyordum. Onu görmedim. CHP Enis'i yalnıl bıraktı. CHP çok yavaş kaldı. Ben hiç birşey beklemedim. Ama ben daha doğru düzgün bir iletişim beklerdim.

CHP'nin 150'ye yakın milletvekilinde 30 tane vekil ziyaret etti. Diplomasi uygulanması gerekiyordu. Koskoca Ana Muhalefet partisi, senin bir vekilin tutuklu içerde...

Biz her şeyimizi kendimiz yaptık. Avukatlarımızı da kendimiz tuttuk. Enis hapishanede yazdığı kitabın gelirini de partisine bağışlayan bir adadır. Öğrencilere filan urs verin diyerek.

Enis konusunda CHP daha doğru düzgün gidebilirdi. Salı günkü Grup Toplantıları'nda açıklamalar yaptılar, geldiler ziyaret ettiler o kadar. Başka bir bir şey yapılmadı.

En kritik duruşmalarımızda MAN Belgelerini açıkladılar filan... Bizim her önemli duruşmamızda CHP birşeyler yaptı. O güne mi denk getiriyorsunu kardeşim?

Enis'in önüne her zaman set kurmuş bir partidir. Siz bu adamın üzerinden siyaset yapıyorsunu ayıp bu dedim. Suçsuz, günahsız olduğuna inanıyorsanız doğru duzgün bir diplomasi götüreceksin. Yargı ile iktidar partisi ile...

Meclis Başkanı Binali Yıldırım'ın bu konuda birşeyler yaptığ basında yer aldı o kadar bir bilgim yok. İktidardar çok az kişiyi tanıyorum. Tayyip beyi çok iyi tanırım, Tayyip bey de beni ve Enis'i iyi tanır. Birbirimizi severiz, birbirimize saygılıyız diyeyim. Kendisi ile ilk röportaj yapan gazeteciyim. Karısı da kendisi de çok iyi tanır. Birçok AKP'li milletvekili arkadaşımız da var. Bana öneri geldi, Tayyip beye 'mektup yazsan filan' diye. Ben neden gideyim, yargıya güveniyorum. 

"Seni tanır, seni çok sever, bir mektup yazsan bir görüşsen filan" dediler. Ben bağımsız yargıya güveniyorum. Enis de zaten asla doğru bulmaz, izin de vermez. Görüşme talebi gelirse olabilir. 

Meclis Başkanı'ndan, Devlet Bahçeli'den resmi olarak randevu istedim. Verirlerse görüşürüm. Derdimi anlatmaya çalışacağım Dosya budur diyeceğim. 

Bu görüşmelerim şov filan olmayacak, basına filan da haber vermeyeceğim. Ama randevu vereceklerini zannetmiyorum.

Kemal Gözler beyin Türk Anayasa Hukuku kitabı var. Enis Berber olayı diye birşey yazdı. Önümüzdeki hafta çıkacak kitabında yer alacak. Taha Akyol bey yolladı, köşe yazısında da bahsetti; 'Hocaların Hocası Kemal Gözler' diye. Diyor ki 'her seçim yasama dokunulmazlığını tekrar başlatır...'

Bu kadar hukuk açıkken Yargıtay 17. Daire, lütfen yani lütfen Anayasa'yı ayaklar altına almasınlar. Siyasi iklim yargı üzerinde çok etkili oldu. Lütfen siyasi iktidar yargıdan elini çeksin. Yasa belli... Karar veren hakim 'bana olacağına ona olsun' diyor. Korkuyor topu başkasına atıyor. Kanunlarımız, Anayasamız çok güzel, kimse yargıya karışmasın. 

Ayrıntılar geliyor...