Kahrolmamak elde değil!

Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş sınavı (TEOG) yerleştirme sonuçları açıklandı.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), yerleştirme sonucunda ortaya çıkan bilgileri yine paylaşma gereği duymadı.

Son yıllardaki icraatlarıyla çok eleştirdiğimiz ÖSYM bile en azından sınavlardan sonra ortaya çıkan birçok veriyi paylaşıyor.

Ama MEB, TEOG sonrası ortaya çıkan verileri açıklamamakta ısrar ediyor.

Mesela il başarı sıraları ve ortalamaları nasıl oluştu?

Mesela testlere göre ortalamalar ve net sayıları nedir?

Mesela kaç birinci, ikinci, üçüncü var?

Mesela bölgelere göre başarı oranları nasıl oluştu?

Mesela en başarılı en başarısız iller hangileridir?

Bu bilgileri açıklamayan MEB, üstüne üstelik hangi okulun en son hangi başarı sırasına göre öğrenci aldığını bile açıklamak istemiyor.

Sınav sonuç karnesinde puanlarla birlikte il ve Türkiye başarısı sıraları açıklanmasına rağmen, öğrenciler tercihlerini yüzdelik dilimlere ve taban puanlara bakarak yapmak zorunda kalıyor. Böylece öğrenciler tercihlerini oluşturulurken zorluk yaşıyorlar.

MEB’in sınavlarda ve sınav sonrası yerleştirme işlemlerinde şeffaf ve adil davranması için birçok velinin şikâyetçi olduğunu biliyoruz.

Ama bu şikâyetlerden sonuç almak ne mümkün!

Yazımı yazdığım sıralarda hangi okulda kaç kontenjan açığı olduğu ile okulların taban puanları henüz açıklanmamıştı.

Hatırlarsanız bakanlığın sır gibi sakladığı TEOG, başarılı ve başarısız il sıralamaları ile ders bazında test ortalamaları önceki yıl ortaya çıkmıştı.

Sanıyor musunuz ki bu bilgiler er ya da geç ortaya çıkmayacak?

Bu bilgileri MEB paylaşsa da herkes neyin ne olduğunu açık seçik bir şekilde görse daha iyi olmaz mı?

MEB gibi milyonlarca öğrenciyi, öğretmeni ve aileyi yakından ilgilendiren bir kurumun şeffaf ve güvenilir olması gerekmez mi?

TEOG’da son üç yıldır Tunceli’nin il bazında birinci olduğunu sağır sultan bile artık biliyor.

Bu konu daha önce de Meclis’te gündeme gelmesine rağmen hala neden başarılı ya da başarısız iller ve diğer bilgiler sır gibi saklanıyor?

Yoksa başarısızlık örtbas mı edilmek isteniyor? Yoksa bizim bilmediğimiz, perde arkasında başka bir amaç mı var(!) ?

Şeffaflığını yitiren kurumlar, o topluma güvensizlik kültürünü yerleştirirler.

Vatandaşının güvenini yitiren bir ülke için ise tehlike sinyalleri çalıyor demektir.

Böyle olunca da bunun uzun vadede hiç ama hiç kimseye faydası olmaz.

En önemlisi çocukların ve gençlerin güvenini yitiren bir ülke için durum daha da felaket olmaz mı?

Mevlana boşuna dememiş; ''Ne kadar anlatırsan anlat, anlattığın karşındakinin anladığı kadardır"

İşte bu yüzden kahrolmamak elde değil!

Önceki ve Sonraki Yazılar