İlerici birikimden kopmak...

Türkiye'nin siyasal ve entelektüel ortamında giderek netleşen tuhaf bir durum yaşanıyor.

Uzunca denilebilecek bir süredir Kürt siyasal hareketini oluşturan bileşenlerin önemli bir kesimi, sağlı-sollu liberaller ve kendilerini hala solda sayan kimi çevreler, bu toprakların ilerici ve aydınlanmacı geleneğinden kopmuş görünüyor.

Öyle anlaşılıyor ki, bu çevreler Kürt sorununun, soğuk savaş artığı gericiler, AKP ve İslamcı gericilikle çözüleceğine, tahminimizden çok daha derin şekilde inanmışlar.

Çünkü HDP’de yer alan grupların bugün yaşadıkları derin hayal kırıklığına bakınca, durumun sanılandan da vahim olduğu görülüyor.

Daha kötüsü, bütün bir modern tarih boyunca muzlum halkların en büyük düşmanı olan emperyalistlerin himmeti ve desteği ile Kürt sorununun çözülebileceği anlayışı da, yine sandığımızdan hayli yaygın bir eğilim haline gelmiş.

Bu gelişmenin yarattığı siyasal ve tarihsel sonuçlardan biri şudur; Kürt hareketi ve onlarla ittifak halindeki kimi sol liberaller bu ülkenin aydınlanma geleneği ve ilerici birikiminden büyük ölçüde kopmuş durumda.

Bu tutum solun tarihsel çıkışına da varlık gerekçesine de tamamen aykırı.

Öyle bir akıl tutulması yaşandı ki, AKP ile yürütülen ve “Çözüm Süreci” denilen siyaseti eleştiren, bu trafiğe kuşkuyla bakan herkesi ve her çevreyi "darbeci", "Ergenekoncu", hatta "faşist" ilan ettiler.

Oysa onların saldırdıkları bu çevreler, Kürt sorununun eşitlik içinde, adil ve demokratik bir anlayışla çözümü için gerçek bir toplumsal ve siyasal dayanak oluşturuyordu.

Önüne gelen herkese bir ahmaklık ve cehaletle “faşist” diye saldırmayı alışkanlık haline getirenler, bugün AKP ve Türkiye gericiliğinin karşısında, derin bir şaşkınlık içinde ittifak yapacak “ulusalcı” arıyor.

Tarih işte!

Önceki ve Sonraki Yazılar