​Tedbir için önce biri ölmeli!

Bazıları “Türkiye’nin gözbebeğini yıpratıyorsun” diyecek ama gerçekler ortada. Geçtiğimiz hafta, Türk Hava Yolları’nın kabin amiri Selda Durmaz, bir iş kazasına kurban gitti. Afrika’ya yaptığı bir uçuş sırasında sıtma virüsüne yakalanan ve hastanede grip teşhisi konan Selda Durmaz, hayatını kaybetti. Şu anda yine Afrika uçuşu sonrası sıtma mikrobu kapan iki THY çalışanı tedavi görüyor.

Herhangi bir Afrika ülkesine gitmeye hazırlandığınızda aşı yaptırmadan, gerekli önlemleri almadan ülkeden çıkışınıza izin verilmezken THY’nin sürekli bu bölgelere giden çalışanlarını korumak için nasıl önlemler aldığını açıkçası merak ediyorum. Görünen o ki ortada pek bir önlem yok, çünkü Durmaz hayatını kaybettikten sonra bazı kararlar alınmış.

Örneğin, sıtma riski taşıyan bölgelere giden uçuş ekiplerine bir bilgilendirme metni gönderilmiş ve adı geçen ülkelerde mecbur olmadıkça dışarı çıkmamaları önerilmiş. Alınan bir diğer önlem de riskli ülkelerdeki konaklama zorunluluğunun kaldırılması, yani artık Etiyopya ve Nijerya’ya giden THY ekipleri, gece konaklamayıp dönüş yapacak.

Airporthaber’de yer alan bir başka bilgiye göre de THY Ekip Planlama Müdürlüğü uçuş personelin bir ay içinde en çok iki kez Afrika uçuşuna gönderilmesine karar vermiş. Umarız bu önlemler işe yarar ve başka ölümler yaşanmaz.

Birleşik Metal, THY Teknik’i istiyor

Gazetemizde okuyorsunuz, son aylarda ülkenin farklı illerinde özellikle de metal sektöründe işçi direnişleri yaşanıyor. Otomotiv ve yan sanayinde başlayan eylemler, yeni bir sendikayı doğurdu.

Türk Metal’den istifa eden işçiler yeni bir sendikal oluşuma imza attı. Aynı hareketlilik şimdilerde daha önce de işçi eylemlerine sahne olan THY Teknik’te yaşanıyor. Çünkü THY Teknik, havacılık işkolundan çıkıp metal işkoluna eklendi. Böyle olunca çalışanlar, Hava-İş yerine başka bir sendikada örgütlenecek.

Bu değişikliğin ardından harekete geçen Birleşik Metal üye ve yöneticileri, sık sık THY Teknik’i ziyaret ederek örgütlenme çalışması yapıyor. Çelik İş ve Birleşik Metal arasındaki yarışı kim kazanacak kısa bir süre sonra öğreneceğiz.

Raporlar da ‘en kırılgan Türkiye’ diyor

Geçen haftaki yazımda AKP hükümetinin yeni döneme bıraktığı ekonomik mirası yazmıştım. Verilerin ekonominin iyiye gitmediğini gösterdiğini, AKP ile koalisyon kuracak partilerin bu gerçeğe dikkat etmeleri gerektiğini ifade etmiştim. Ekonominin sinyal verdiğini uluslararası kuruluşlar da açıkça söylemeye başladı. Son rapor, cuma günü Oxford Economics’ten geldi. Kurum, doların yükselişiyle birlikte en kırılgan ülkelerin Malezya, Şili, Türkiye, Venezuela ve Rusya olduğu uyarısında bulundu.

Doların Haziran 2014 ve Mart 2015 arasında ticaret ağırlıklı bazda yüzde 12 yükseldiğini belirten Oxford Economics, benzer bir durumun nadir görüldüğüne vurgu yapıyor. Oxford Economics kıdemli ekonomisti Adam Slater tarafından hazırlanan raporda “Kağıt üzerinde doların yükselişinin diğer kurları ucuzlattığı için gelişen ekonomilere yarar sağlayacağı söylenebilir. Ancak güçlü doların gelişen ekonomilerdeki büyümeye zarar veren bir çok unsur var. Bunlar dolar bazlı borç yükünün artması, emtia fiyatlarının düşmesi ve sermaye girişlerinin azalması olarak sıralanabilir” değerlendirmesi yapılıyor.

Gelişen ülkeler zayıflayan para birimleri nedeniyle para politikalarında sıkılaştırmaya gideceklerini belirten Slater, “Basitçe söylemek gerekirse güçlü dolar ve paralelindeki yükselen dolar bazlı faiz, gelişen ülkelerdeki sermayenin ABD varlıklarına doğru akışına neden olacaktır” diyor. Raporda, dolardaki yükselişe karşı kırılganlığı en az olan gelişen ülkelerse Güney Kore, Tayvan, Çin, Hindistan ve Filipinler olarak sıralanıyor.

Pozitif ayrışan ülkelerin önemli bir kısmının Türkiye’nin rakibi olduğu dikkatlerden kaçmamıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar