Ahmet Maranki savcılıkta ifade verdi

Ahmet Maranki savcılıkta ifade verdi

Akit TV’de katıldığı programda, “Şayet olursa gidecek hiçbir yerimiz yok. Benim umudum onun için Kafdağı’nın arkasında 25 Haziran’da... Olmadı zaten o zaman artık Belgrad Ormanı’nda ağacın dibinde talim şeyimizi oraya gömdük. Çıkaracağız sokağa artık...” diyen Ahmet Maranki, savcılıkta ifade verdi.

Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, hakkında basın yoluyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan soruşturma başlattığı Ahmet Maranki’ye ifade tebligatı çıkartmıştı. Birçok vatandaş da Ahmet Maranki ve Akit TV hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tebligatını alan Maranki dün akşam saatlerinde adliyeye gelerek savcıya ifade verdi.

"Umudunuz 25 Haziran’dır. Olmadı zaten o zaman artık Belgrad Ormanı’nda ağacın dibinde, talim şeyimizi oraya gömdük. Çıkaracağız sokağa" sözleri toplumda infial uyandıran bunun üzerine savcılık tarafından hakkında 'Basın yoluyla halkın kin ve düşmanlığa tahrik' suçundan hakkında soruşturma başlatılan Ahmet Maranki savcılığa ifade verdi. Kamuoyunda 'otçu Maranki' diye bilinen Ahmet Maranki, savcıya verdiği ifadede suçlamaları kabul etmedi. Maranki şok sözlerini ise "Öğrenciyken Belgrad ormanlarına gider, orada olaylara karşı duyduğumuz kin ve nefreti, öfkemizi ağaçların altına toprağa gömerek bir nevi kendimizi topraklayıp stresimizi atıyorduk. Sporumuzu yapıyorduk ve bununla ilgili kendimizi geliştiriyorduk." diye açıkladı.

Akit TV’de yayımlanan “Bilgi Savaşları” isimli programda kullandığı ‘iç savaş çağrısı’ gibi ifadeleri üzerine, hakkında “basın yoluyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçundan cezalandırılması istemiyle soruşturma açılan Ahmet Maranki ifadesinde, söz konusu programda, Türkiye’nin içinde bulunduğu güncel meselelerin değerlendirildiğini, programın yaklaşık 2 saat sürdüğünü, programda değişik konularla ilgili görüşlerini dile getirdiğini söyledi.

Seçim süreciyle ilgili olarak da geçen dönemlerden örnekler verdiğini, Adnan Menderes’in seçilmiş olduğu halde darbe ile indirildiğini, Turgut Özal’ın  şüpheli bir şekilde hayatını kaybettiğini, o dönemlerde yapılan ekonomik ve değişik manipülasyonların değerlendirmesini yaptığını ifade eden Maranki, “Günümüzde de aynı geçmişte olduğu gibi bu tür hareketlerin olduğunu söyledim. 15 Temmuz gibi bir olayı yaşayan ülkemizin bu badireden büyük bir başarı ile çıkmasını değerlendirdim ve tam bu sürede 15 Temmuz’un değişik bir türü olarak dövizle ilgili adeta bir iktisadi darbe yaparak hükümeti zor durumda bırakmak ve sonucunda düşürmek senaryoları ile ilgili kendi birikimim ve aldığım eğitimle detaylı değerlendirme yaptım.” dedi.

“ÖĞRENCİYKEN ORMANA GİDERDİK…”

İç savaş çağrısı gibi sözleri için “Adeta cımbızlanmış” diyen Maranki sosyal medyada bir saldırıya uğradığını iddia etti. Maranki ifadesinde şunları söyledi; “Söz konusu bölümde olayları anlatırken ‘Olmadı artık Belgrad ormanlarında talim şeyimizi oraya gömdük, çıkaracağız.’ cümlesinden sonra devamında, bu sözlerim ile ne söylemek istediğimi şu şekilde açıklamıştım. Bu millet, 15 Temmuz’da nasıl tanka tüfeğe saldırmış ise bu şekilde bir saldırı olur ise aynı şekilde millet olarak da şahsım olarak vatanı savunacağımı söylemiştim. Belgrad ormanı söylemi de şuradan çıkmıştır. Ben 1980 öncesi üniversitede okuyordum. O dönem yine sağ sol çatışması başta olmak üzere değişik terör saldırıları ile karşı karşıyaydı. O dönem ben adeta hayatta kalma ve öğrenimimi tamamlamak amacıyla judo gibi savunma sporlarına başladım. Zaman zaman arkadaşlarımızla Belgrad ormanlarına gider, orada olaylara karşı duyduğumuz kin ve nefreti, öfkemizi ağaçların altına toprağa gömerek bir nevi kendimizi topraklayıp stresimizi atıyorduk. Sporumuzu yapıyorduk ve bununla ilgili kendimizi geliştiriyorduk.”

BELLİ ÖRGÜTLER SERVİS ETTİ

“Akit TV’deki program sonrasında bize karşı yapılan planlı bir saldırıdır” diyen Maranki programda sarf ettiği sözlerin ardından yaşananlar için ise “Belli örgütler tarafından servis edilmiş olduğunu tahmin etmekteyim.” yorumunda bulundu. Maranki, programdaki konuşmasının başından sonuna kadar dinlenildiğinde herhangi bir olumsuzluk veya suç teşkil edilebilecek bir husus olmadığını öne sürdü.