New York Times, Kinzer, Cumhuriyet ve gerçekler

Seçİm kampanyasının son günlerinde siyasi söylem daha da sertleşti.
Öfkeli sesler arasında sapla saman, tuzla un, kömürle elmas birbirine karışıyor. Tartışmanın havuzu binbir kuyruklu yalanın, bariz yanlışın ve yarı-doğrunun kaynaştığı sularla doldu. Bulanık sularla…
Örneğin, şu “Eyy New York Times haddini bil!” meydan okuması. Bir Cumhurbaşkanı meydanlardan bir yabancı gazeteye saldırıyor: Açıyor ağzını yumuyor gözünü, ona “paçavra” diyor, “paralı şarlatanlar”ın yayın organı olarak tanımlıyor.
Bir gün, iki gün, üç gün… Sanırsınız ki New York Times ana muhalefet partisi!
Ne anlamamız gerekiyor?
150 yıllık New York Times elbette kusurları olan, ama herhalde “paçavra” sıfatını hak edecek en son gazetedir. (Paçavra arayanların çok daha yakınlarına bakması önerilir!)
New York Times, Amerikayı (ve dolayısıyla dünyayı) yöneten elitlerin “referans gazetesi”dir. Amerikan muhafazakarları onu çok “liberal” bulur ve nefret ederler. Amerikan solcuları ise “Amerikan kurulu düzeninin” sözcüsü olarak eleştirirler. Ama her ikisi de onu okumadan edemezler. Çünkü New York Times bir mihenk taşıdır. Oraya girmeyen “haber”e şüpheyle bakılır. Oraya giren “haber” ise büyük bir olasılıkla doğrudur ve yanlışsa mutlaka düzeltilecektir. Buna inanılır.
İşte bu özellikler bu gazeteyi Amerika’nın en güçlü kurumlarından biri yapmıştır. Ne yazık ki ülkemizde böyle bir gazete yok.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmalarında ısrarla bu gazetenin 1896’dan beri aynı ailenin elinde olduğunu söylüyor. Sultan Abdülhamit bağlantısı kuruyor. Sanırım, patron Sulzberger’lerin Yahudi olduğuna dikkat çekmek istiyor ve Siyonist ilişki iması yapıyor.. Ama söylemediği bir şey var: Bu gazete 2011’e kadar haber ve yorumlarında AKP’ye ve Erdoğan’a hep sempati ile bakmış, “darbeci” kesimlere karşı savunup yükseltmiştir. O zaman ne oluyordu?

***

Yıllarca Erdoğan’ın Türk demokrasisi için bir ümit olduğu yazanlardan birisi de Erdoğan’ı eleştirdiği için Gaziantep’te ödül alması engellenmiş olan Stephen Kinzer’dır. O Kinzer ki, Türkiye’de gazetecilik yaptığı yıllarda Türkiye’yi dünyaya tanıttı; Zeugma mozayikleriyle ilgili haberi gazetesine manşet olunca bir yörenin kaderi değişti.
Ama hayır, söz konusu Erdoğan olunca tam biat kuraldır, her türlü eleştiri yasaktır!
Kinzer iyi gazetecidir. Türkçe’ye de çevrilmiş olan “Hilal ile Yıldız: İki Dünya Arasında Türkiye” adlı kitabı 2000’lerin başındaki Türkiye hakkında temel bir kaynaktır. Kinzer, ayrıca, ABD’nin dünyanın çeşitli yerlerde düzenlediği darbeler konusunda en kapsamlı kitabı yazmıştır: “Darbe”. Türk dostu bilindiği ve Ermeni “soykırım”ı konusunda farklı şeyler söylediği için Amerikan diasporasının “inkarcılar” listesine alınmıştır.
İşte bu Kinzer ta Amerika’dan kalkıp Gaziantep’e kadar geliyor ve son anda kendisine fahri hemşerilik töreninin iptal edildiği söyleniyor. Çok çok ayıp!
Şuna eminim:Kinzer hemşerilik ödülünü çok uzak olmayan bir gelecekte alacaktır.
Gaziantep ona minnettardır.

***

Kinzer, hayatı boyunca haber ve kitaplarında Amerikan dış politikası ile ilgili hassas belgeler yayınladı. Uzun yıllar çalıştığı New York Times gazetesi de 1970’lerde Vietnam Savaşı hakkında Amerikan Savunma Bakanlığı’nın gizli belgelerini yayınlayarak tarihin gidişini değiştirdi.
İşte, Can Dündar’ın Cumhuriyet gazetetesinde Suriye’ye gizlice gönderilen silahlarla ilgili haberini bu bağlam içinde değerlendirmek gerekiyor.
Demokratik ülkelerde basının görevi, hükümetler tarafından saklanan olguları ve çevirilen dolapları araştırıp, halkı bilgilendirmektir.
Tam da bunu yaptığı için Cumhuriyet’e yönelen tehdit ve baskıları dünyanın dörtbir yanındaki gerçek gazeteciler çok iyi anlayacak ve değerlendirecektir. New York Times muhabirleri ve Kinzer dahil!

Önceki ve Sonraki Yazılar