İlanen duyuru!

"… Sizler ve bizler gerektiğinde bu vatan için, bu vatanın birliği için, bu milletin huzuru için gelecek nesillerin geleceğinin parlak olması için, evlatlarımızı da kendimizi de feda etmeye hazırız. Bu fedakarlığı da dünya alem bilmeli..."

Bu sözler koruma ordusu ile dolaşan, Halkın arasına, hatta camiye bile koruma polisleri olmadan giremeyen, aracının önünde, yanında, arkasında ABD Başkanını aratmayacak kadar zırhlı araç bulunmadan sokağa çıkamayan AKP Genel başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'na ait. Halktan korkmak, Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde başladı ve bugün de sürüyor.

Ancak, konuştukları zaman mangalda kül bırakmıyorlar. Ölümden korkmadıklarını ileri sürüyorlar. Birileri çocuklarına rapor alıp askere göndermiyor, bir kısmı bedelli askerlik yasasını bekleyerek, para verip çocuklarına askerlik yaptırmıyor. Sonra da "Sizler ve bizler gerektiğinde bu vatan için, bu vatanın birliği için, bu milletin huzuru için gelecek nesillerin geleceğinin parlak olması için, evlatlarımızı da kendimizi de feda etmeye hazırız" diyebiliyorlar.

Bu milletin çocukları canını vererek, bazılarının çocukları da para vererek bedel ödüyor.

Bunun adına da adalet diyorlar…
Yahu, siz PKK'yı bir tarafa bırakın, halkınızdan korkuyorsunuz. IŞİD'den ise ödünüz kopuyor olmalı ki, üstüne gidiyormuş gibi yapıyorsunuz...
Eski başbakanlar, İsmet İnönü, Suat Hayri Ürgüplü, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Nihat Erim, Necmettin Erbakan, Turgut Özal, hatta 12 Eylül'ün Başbakanı Bülend Ulusu sıradan yurttaş gibi dolaştılar neredeyse.
Çünkü halktan korkmuyorlardı. Kaldı ki, insan içinden çıktığı milletten, neden korksundu?

Başbakanlık önünde, üç adım mesafeden üzerine 3 el ateş edilen İsmet Paşa'nın yalnızca makam aracı değiştirilmişti. Emniyet Genel Müdürlüğü Paşa'nın sıradan Opel marka makam aracını, yine zırhı olmayan Buick marka bir otomobille değiştirmişti. Başbakanlık koridorlarında saldırıya uğrayan Demirel ise, yalnızca binaya girişleri denetim altına aldırmıştı. 1977 seçimi öncesi, Taksim’de miting yapacak Ecevit’i Başbakan Demirel uyarmıştı. MİT’in verdiği rapora göre, Ecevit Taksim mitingi sırasında öldürülecekti. Ecevit uyarıyı dinlememiş, uçakla İstanbul’a gitmiş, otobüsün üzerinde, Atatürk Havaalanı’ndan Taksim’e saatler süren bir yolculuk sonunda varmıştı. 12 Eylül öncesinde bile, ne Ecevit, ne Demirel koruma ordusu ile dolaşmadılar. Kim ne derse desin, ikisi de halktan korkmuyordu. Şimdilerde atıp, tutup koruma ordusu ile dolaşanlara ilanen duyurulur.

Önceki ve Sonraki Yazılar