Garantili iş tercihi ve Anadolu liseleri!

Bu yılki lise ve üniversite tercih sürecinin de artık son günlerine gelmiş bulunuyoruz. Bu yaz sıcağında öğrenciler, aileler ve eğitimciler için kolay günler olmasa gerek! Gelecek kaygısı taşıyıp iyi bir yaşam düşleyenler, tercih hatası yapmak istemiyor.

Ancak gelin görün ki böylesi bir sistemde gerek lise gerek üniversite ve fakülte seçimini sağlıklı yapabilmek bir hayli güç. Herkes bu bilgi kirliliği ve karmaşa içinde güven duyabilecekleri eğitimcilerden yararlanmaya çalışıyor.

Özellikle üniversite adayları ilgi, yetenek, mesleki mutluluğu bir kenara bırakmış iş garantili programları tercih etmek istiyorlar. Bu programlarından bir tanesi de iki yıllıklar.

YÖK, bildiğiniz üzere bu yıldan itibaren meslek yüksekokullarının kontenjanlarının yüzde 60’ını meslek liselerinin sınavsız geçişine yüzde 40’ını ise YGS puan üstünlüğüne göre tercih edeceklere ayırdı. Böylece meslek lisesi dışındaki okullardan mezun olanların da ön lisans (iki yıllık) programlarına girmesinin önü açılmış oldu.

Bu yıl gözlemlediğim bir detay da birçok adayın lisans (4 yıl ve daha üstü) programlarını bir kenara bırakıp, iş bulabilecekleri ön lisans programlarına yönelmiş olmaları. Genç işsizliğin her geçen gün arttığı Türkiye koşullarında böyle düşünmekten başka çare yok gibi!

Örnek verecek olursak sağlıkla ilgili ön lisans programlarından, anestezi, diyaliz, ilk ve acil yardım, tıbbi laboratuvar teknikleri, ortopedik protez ve ortez, fizyoterapi oldukça ilgi görüyor. Üniversiteler bu programların kontenjanlarını rahatlıkla dolduracaklar.

Yalnız her şey iyi güzel de bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum. Eğer garantili iş mantığıyla üniversite ve fakülte tercihleri yapılırsa birçok program önümüzdeki yıllarda maalesef öğrenci bulamayacak gibi… Önümüzdeki süreçte anlaşılan o ki, Temel Bilimlerde (biyoloji, fizik, kimya, matematik) olduğu gibi birçok fakülte ve program kapatılacak ve sadece belli üniversitelerde olacak. Oysaki Türkiye’nin arkeologlara, sanat tarihçilerine, felsefecilere, edebiyatçılara da ihtiyacı yok mu?

***

Bir diğer tercih süreci heyecanını, stresini de lise adayları yaşıyor. Malum 4+4+4’ten sonra eğitimin sisteminin adeta genleriyle oynandı.

Okul öncesinin zorunlu olmaktan çıkartılması, genel liselerin kapatılması ile açık öğretim liselerindeki öğrenci sayısında patlama yaşanması, TEOG gibi ucube bir sınav sisteminin devreye sokulması ve oldubittiye getirilerek dershanelerin kapatılması sonucu olarak özellikle Anadolu liselerinin itibarı tamamen yerle bir oldu.

Yukarıda art arda saydığım her bir süreç bir diğerini etkileyerek maalesef eğitimde iflasın eşiğine gelinmesine neden oldu.

Eğitim sistemine âdete darbe vuran bu gelişmeler, özellikle Anadolu liselerindeki çöküşü de beraberinde getirdi. Dershane sisteminin hiçbir hazırlık yapılmadan lağvedilmesi önümüzdeki dönemde yaşanacak kaosun habercisi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın önceki gün bir konuşmasında ‘Dershaneler kapanınca lise mezunlarının tamamına eğitim vermemiz mümkün değil’ şeklindeki açıklaması da yaşanacakları en yetkili ağızdan doğruluyor.

Birçok veli, eskiden itibarlı olan Anadolu liselerine bile artık çocuklarını göndermek istemiyor. Çünkü bu okullara olan güvenlerini yitirdiler.

Ekonomik durumu iyi olanlar, kolejlere ya da temel liselere çocuklarını yazdırmaktan başka çare bulamıyorlar. Hele de 15 yılını dolduran öğretmenler için zorunlu rotasyonun getirilmesi zaten eğitim kadrosu açısından sıkıntılı olan Anadolu liselerini hepten içinden çıkılmaz bir sürece itecek.

Böyle giderse Anadolu liseleri başta olmak üzere diğer devlet okulları da her geçen gün kan kaybetmeye devam edecek ve öğrenci bulamayacak. Ancak her ne olursa olsun duyarlı olan herkesin el birliğiyle devlet okullarına sahip çıkması gerekir.

Kısacası ‘parası olan okur olmayan okuyamaz’ anlayışının her geçen gün olgunlaştığı, devlet okullarının itibarlarının kalmadığı bir eğitim sisteminde çözüm, insanları özel okullara yönlendirmekse bu işin sonu pek de iyi olmaz.

İşte bu yüzden herkes gibi benim de sorasım geliyor, eğitim nereye gidiyor?

Önceki ve Sonraki Yazılar