Sen kimdin ya?

Seçildiği Cumhurbaşkanlığı makamını beğenmeyerek devletin anayasa ile belirlenmiş kurumunu ortadan kaldırmaya teşebbüs eden şahıs, en son geçenlerde bir gazeteye “Sen kimsin ya?” dedi. Bugüne dek hep gerçek kişilere sorardı bu soruyu. Siyasi parti liderlerinden köşe yazarlarına, sokaktaki gariban vatandaştan Pensilvanya’daki şahsa, TÜSİAD liderinden yabancı bir bakana, önüne gelen herkese bu soruyu sormasına alışmıştık ama ilk defa tüzel bir kişiliğe, bildiğiniz bir gazeteye sordu bu soruyu.
ABD’nin önde gelen gazetelerinden biri olan The New York Times gazetesi kendisini eleştirince herkese “sen kimsin ya?” diyen şahıs yine dayanamadı ve bu defa bir gazeteye “Sen kimsin?” dedi. Doğru soru aslında “Ey New York Times! Sen nesin?” olacaktı ama gazeteyi de bir kişi sandı ve ona “sen kimsin?” dedi. Aslında “The New York Times kimdir?” sorusunun bir yanıtı yoktur. Çünkü gazeteler kişi değildirler.
Onca danışmanı var güya. Bir tanesi de çıkıp “Sayın Reis hazretleri, gazeteler insan değildir. Onlara ‘sen’ denilmez. Hele ‘sen kimsin’ hiç denilmez.” demedi korkarım. Gazete yabancı diye herkese doğal geldi bu durum ama şu sorudan bir farkı yok. “Ey Yurt ! Sen kimsin?”. Yurt Gazetesi şimdi ne desin böyle bir soruya. “Ben bir gazeteyim.” mi desin sana?
Bu kadar çok “sen kimsin ya?” sorusu akla “acaba ortada bir Alzheimer problemi mi var?” sorusunu getiriyor. Umarız yoktur. Varsa da geçmiş olsun. Çünkü varsa böyle bir sağlık problemi geçmişi hatırlatmak bizim görevimiz.

***

13 yıldır iktidarda olduğun halde 15 binden fazla emekçinin iş cinayetleriyle katledildiği sırada sen kimdin ya?
13 Mayıs 2014’de dünya tarihinin en büyük işçi katliamlarından biri olan Soma katliamında resmi sayıya göre 301 madenci ‘fıtrat gereği’ yanıp boğulurken sen kimdin ya?
2013 Haziran direnişi sırasında “ne olur ne olmaz” diyerek Afrika’ya gidip dönüşte katledilen gencecik canlar için “polise emri ben verdim” diyen, sonra ufacık bir çocuğu ve annesini meydanlarda yuhalatan sen kimdin ya?
Yıllarca cemaat ile kol kola masum insanları Ergenekon, Balyoz ve benzeri davalarda yine yıllarca zindanlarda tuttuğun sırada o uyduruk davaların savcısı olan sen kimdin ya?
İktidar olduğun yıllarda kadın cinayetleri yüzde 1400 arttığı halde kadını başörtüsü dışında aklına bile getirmediğin sırada sen kimdin ya?
Hırsızlık, rüşvet ve yolsuzluk eylemlerinden dolayı suçüstü yakalanan bakanların, bakan çocukların, yakınların, havuzcu işadamların, sahtekar medyabazların, dalkavukların kurtarılmak için senden yardım dilendiklerinde sen kimdin ya?
Reyhanlı’da ülke tarihinin en kanlı katliamı gerçekleşirken, başında bulunduğunuz devlet Uludere’de kendi yurttaşlarını katlederken sen kimdin ya?
Suriye’de 200 bin insan katledilirken, dünyanın en korkunç terör örgütleri Ortadoğu’da her gün kafalar keserken, artık tüm dünyanın öğrendiği sözde devlet sırrı MİT Nakliyat A.Ş. binlerce insanı öldürmeye yetecek silahlar taşırken sen kimdin ya?
Bu topraklarda on yıllardır Diyanet İşleri Başkanlığı iyi kötü ahirete intikal edenlerin mütevazi pamuğu gibi işlerle uğraşırken Diyanet gibi bir kurumu dahi halkına yabancılaştırıp siyasileştirip yozlaştırıp milyonluk Mersedes ve lüks uçak ile anılmasına yol açarken sen kimdin ya?
Biz fakir yazarlar “bu satırların fakir yazarı” deriz bazen. Çoğumuz fakiriz evet. Ben de sıkça kullanırım bu fakir edebiyatını. Fakat TÜSİAD Başkanı’na “sen kimsin ya?” derken bir de üstüne “bu fakir hiçbir zaman sultan olma gayretinde olmadı” dedi ya… Hepsini anladık da fakirliğimizi çalmasaydın bari.

Gelecek hafta bugün artık bu toprakların insanları seni toplu halde unutmaya başlıyor. Kendin ettin ve kendin bulacaksın bu mutlak sonu. Sahiden… Sen kimdin ya?

Önceki ve Sonraki Yazılar