Mahfi Eğilmez son 10 yılın ekonomi facialarını tek tek açıkladı

Mahfi Eğilmez son 10 yılın ekonomi facialarını tek tek açıkladı

Ünlü ekonomist Mahfi Eğilmez, son 10 yılda ekonomide yaşanan faciaları tek tek anlattı.

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ekonomi kurmaylarının bu alandaki korkunç hatalarını ele alan ünlü ekonomist Mahfi Eğilmez, son 10 yılda telafisi son derece güç facialara imza atıldığını yazdı.

İktisatçı Dr. Mahfi Eğilmez, “Son on yılda yarattığımız facialardan bir demet” başlığıyla kişisel internet sitesinde dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Yazısında ekonomi politikalarında yapılan hataları masaya yatıran Eğilmez, çarpıcı ifadeler kullandı.

Eğilmez bu dönemde, işsizliğin arttığını, yatırımların azaldığını ve enflasyonun kontrol altına alınamadığını kaydetti.

"FAİZ SEBEP ENFLASYON SONUÇTUR" İLE BAŞLADI HER ŞEY

“Faiz sebep enflasyon sonuçtur” söylemi ile start verilen politikanın enflasyonda artış gibi olumsuz sonuçlara sebebiyet verdiğini savunan Eğilmez, Kur Korumalı Mevduat (KKM) nedeniyle de 818 milyar TL’lik zarara uğrandığının altını çizdi.

"FAİZİN SEBEP DEĞİL SONUÇ OLDUĞUNU 21. YÜZYILDA ANLAMAYI BAŞARMIŞ BİR TOPLUM OLARAK TARİHE GEÇTİK"

Ünlü ekonomist Mahfi Eğilmez’in yazısından önemli başlıklar şu şekilde:

“2021 yılının Eylül ayına gelindiğinde enflasyon yüzde 19, Merkez Bankası’nın politika faizi de yüzde 19 idi ve enflasyon yükselme eğilimindeydi. O aşamada “faiz sebep enflasyon sonuçtur” iddiasıyla ortaya çıkıldı ve faiz düşürülmeye başlandı. Enflasyonun yükselme hızı arttıysa da faizi düşürme ısrarı sürdürüldü ve sonunda yüzde 8,5’e kadar indirildi. Enflasyon yüzde 85’e yükseldi. Geçen yıl bu zamanlar faizin sebep değil sonuç olduğu anlaşılınca faiz yükseltilmeye başlandı. Faizin sebep değil sonuç olduğunu 21’inci yüzyılın ilk çeyreğinde anlamayı başarmış bir toplum olarak bir kez daha tarihe geçtik. Hala enflasyonun düşmesini bekliyoruz. Neyse ki önümüzdeki aylarda baz etkisiyle düşüş olacak.

YABANCILARA PARA İLE TÜRK VATANDAŞLIĞI VERİLMESİ

400 bin dolara bir gayrimenkul alanlara (yakın zamana kadar 250 bin dolardı) vatandaşlık verildi. Bu gayrimenkuller üç yıl süreyle satılamıyor: Tek koşulu bu. Oysa başka ülkelerde bu tür yatırımlara ek olarak o ülkenin lisanını öğrenmek dâhil pek çok koşulu bir araya getirip uzun yıllar beklenmeden vatandaşlık alınamıyor. O ülkelerin çoğu beş yılın sonunda altın vize denilen süresiz oturum hakkı veriyor, vatandaşlık vermiyor. O arada da bir sürü masraf tahsil ediyor. Bizde vatandaşlığı alıp da üç yıl bekledikten sonra aldıkları evleri değer artışıyla daha yukarı bedele satanlar, vatandaşlığı almanın yanı sıra para da kazandılar. Böylece, hiçbir koşul aramadan üste para kazanmalarını sağlayarak vatandaşlık vermiş olduk.”