
Ekrem İmamoğlu sert konuştu: "Bu anlayışın memleketin ruhundan defolup gitmesi lazım"
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Bugün aynı yapılanlar, bir AK Partili belediye başkanına yapılsın, gidip mahkemesinde onun savunmasına katılmayan Ekrem İmamoğlu namerttir." diye konuştu.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, mahalle muhtarlarıyla iftarda bir araya geldi. İftarın ardından açıklamada bulunan İmamoğlu dikkat çeken ifadeler kullandı.
Kendisinden önce konuşan Tüm İstanbul Muhtar Dernekleri Federasyonu Başkanı Aykut’un, 10 AKP'li, 9 da CHP’li belediyenin muhtarlara gerekli desteği vermedikleri yönündeki şikayeti gündemine alan İmamoğlu, çalışma arkadaşlarına şu sözlerle seslendi:
"BİZİM BAKIŞMIZDA CHP'Lİ AKP'Lİ YOK"
“Buradan Yavuz Bey'e ve Mahir Bey'e (İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat) talimat veriyorum. Bu belediyeleri tespit etsinler. Bu arada, belediye başkanlarıyla ilgili danışmanımız da bu talimatımı duyuyordur. Tonguç (Çoban) Bey’i de masaya katarak hem AK Partili belediyelere hem de Cumhuriyet Halk Partili belediyelere, önce direkt benim imzamla bir tavsiye mektubu yazarak, bu eksikliği gidermeleri noktasında uyarımızı ve önerimizi yapalım. Bizim bakışımızda Cumhuriyet Halk Partili, AK Partili yok. Biz uyaralım. Ama Cumhuriyet Halk Partisi sayfasında özel olarak, Grup Başkanvekilimiz burada (CHP İBB Meclis Grup Başkanvekili Ülkü Sakalar). Toplantıya kendisini de katarak, özellikle bu başkanlara da gerekli uyarıyı yapıp, bu konuda benim ne kadar hassas olduğumu, en geç iki ay sonra, yani meclis günü geçti, şu oldu, bu oldu; yani Mayıs ayı başında bu işi bitirmemiş Cumhuriyet Halk Partili belediyenin kalmaması gerektiğini olarak iletmenizi istiyorum. Ben de takipçisi olacağım.”
"ONUN SAVUNMASINA KATILMAYAN EKREM İMAMOĞLU NAMERTTİR"
“Bakın sevgili dostlar; ben kafayı sinip, köşede olan biteni uzaktan izleyen, hayatım boyunca olmadım. 53 yaşındayım. Birine haksızlık, hukuksuzluk yapılsın; kapısına koşar giderim. Partisine bakmam. Bugün aynı yapılanlar, bir AK Partili belediye başkanına yapılsın, gidip mahkemesinde onun savunmasına katılmayan Ekrem İmamoğlu namerttir. Böyle bir bakış açısı olmaz. Bir başkasına yapılıyorsa hukuk, kendine yapılıyorsa hukuksuzluk. Böyle bir şey olmaz. Bakın, bu memleket bundan çekti. Böyle bir anlayışa karşıyız. Böyle yargı olmaz. Siyasetin yargıyı istediği gibi yönlendirdiği bir alanda, memlekette huzur olmaz. Huzur olmayan yerde, sermaye olmaz. Sermayenin olmadığı yerde, üretim olmaz. Üretimin olmadığı yerde, refah olmaz, zenginlik olmaz. Ancak ve ancak yoksulluk konuşuruz. İşin başı adalettir. Devletin dini adalettir. Ne kadar kutsal bir söz değil mi? Devletin dini adalettir. O kadar güzel bir söz, o kadar kutsal bir emanet bize. İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın. Neymiş? ‘Benden olmayan yaşamasın. Benden olmayan bertaraf olsun.’”
"BÖYLE SİYASET, BÖYLE PARTİCİLİK BATSIN"
“11 yıldır belediye başkanıyım. İddia ediyorum; 5 yıllık ilçe yönetimimde, İstanbul'da benim kadar proje üretip, açılış yapan bir başka ilçe belediye başkanı yoktur. Dönün bakın; 2014-19’a bakın. 2019’dan bugüne açılışlarımızı, törenlerimizi hepiniz biliyorsunuz, hepiniz yaşıyorsunuz. Bundan daha fazla törene, açılış var mıdır? Benim açılışıma vali gelemez. Öyle değil mi? Vali, kimin valisi? Devletin değil mi? Kaymakam gelemez. Hiç gelmedi. Niye gelemez? Cumhurbaşkanı öyle talimat verdi. Kim, kime talimat verdi? Ben kimim? Sen kimsin? Ben seni muhtar, partinden, görüşünden diye ayırt edebilir miyim yahu? Hangi yüzle ayırt edebilirim? Hanginizin gözüne başka baktım? Hanginizin gözüne başka bakarak konuştum? Böyle bir anlayış olabilir mi? Böyle bir siyaset, benim gözümde ne biliyor musun? Böyle bir siyaset, batsın. Böyle particilik batsın.”
"MİLLETİN OY VERDİĞİ İNSAN, İNSAN AYIRT EDEMEZ"
“Babam bana dedi ki; ‘Bak evlat. İyi bir görev yapacaksın. Bu kutsaldır, insana hizmettir.’ 2014 31 Mart'ından iki gün sonra, Beylikdüzü'nde. Sabah namazında oraya gittik, duamızı ettik, görevimize başladık. ‘Partine layık oldum. Partinin en çalışkan belediye başkanı ol. Partin seni takdir etsin. Ama bir gün partizanlık yaparsan, sen benim evladım değilsin’ dedi bana babam. Partizanlık yapan; adı ister belediye başkanı, ister büyükşehir belediye başkanı, ister cumhurbaşkanı… Yapamaz kardeşim, yapamaz. Milletin oy verdiği insan, insan ayırt edemez. Böyle bir şey olur mu? Bu anlayışın bir an önce bu memleketin başından defolup gitmesi lazım arkadaşlar. Bu anlayışın memleketin ruhundan defolup gitmesi lazım. Bugün bunu savuşturmadığın zaman, bu memleketi her türlü tehdide, her türlü tehlikeye gebe bırakırsın. ‘Bana oy veren, vermeyen’ ne demek yahu? Bu memleketin her evladı, benim evladım. Bu memleketin her insanı, benim insanım, canım, ciğerim yahu. Her etnik kökeni… Benim Kürt vatandaşım, benim Çerkez vatandaşım, benim Laz vatandaşım, benim vatandaşım. Şu bayrağın altında yaşıyor ya, şu bayrak onun çatısı ya, şu bayrak onun kutsalı ya; bana yeter kardeşim, bana yeter. Bu cennet vatanın bölünmez bütünlüğünün bir parçası ya, 86 milyon insanı bir parçası ya; bana yeter. Particilik başka. O başka bir yerde. O, biter.”
"TEK YAPMAMIZ GEREKEN BU ZİHNİYETTEN KURTULMAK"
“O bakımdan bunun sona ermesi lazım. Bunun sona erdiği gün var ya, ben size söyleyeyim, bu memleket, bu memleketin her ferdi, dünyanın en zengin milletlerinden biri olmaya adaydır. Dünyanın en iyi eğitimini almaya çocuklarımızın hazır olduğunu bilin. Dünyanın en güzel geleceğine yürüyen bir memleket, bir millet olduğunu bilin. Tek yapmamız gereken, bu anlayıştan, bu zihniyetten kurtulmak. ‘Ben bilirimden’ kurtulmak. ‘Ben ne dersem o olacak’tan kurtulmak… Ortak akıl, ortak akıl… Ben ne yapıyorum biliyor musun? Ben bu şehrin 961 mahalle muhtarının aklına güveniyorum kardeşim. Hepinizin aklına güveniyorum. Hepiniz aklınızla yaşayın, hepiniz aklınızla var olun. Bu memleket adına güzel işler için her daim yanınızda olduğumu, birlikte iş üretmeye her zaman hazır olduğumuzu bilmenizi istiyorum. Ramazan, inşallah bereketiyle gelsin. Bu ekonomik dar boğazda hepimizin gönlüne ferahlık versin. Yuvamız, evlerimiz, sofralarımız bereket dolu olsun. Çocuklarımızın gözleri ışıl ışıl olsun. Gençlerimizin geleceği pırıl pırıl pırlanta gibi olsun. Hepinizin yolu bahtı açık olsun. Ayağınıza sizin de taş değmesin, bizim de taş değmesin. Hepimizin yolu açık olsun. Milletimizin yolu açık olsun.”