Saraçhane'de tarihi gün! Altılı masa Ekrem İmamoğlu için meydanda!

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen hapis ve siyasi yasak kararının ardından muhalefet Saraçhane'de buluştu.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na YSK üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla hapis ve siyasi yasak kararı verildi. Kararın ardından dün çağrıda bulunan İmamoğlu, İstanbulluları saat 16.00'da Saraçhane'ye davet etmişti.

ekran-goruntusu-2022-12-15-171615.png

Dün binlerin akın ettiği Saraçhane bugün de İmamoğlu'nun çağrısıyla aynı adreste buluştu.

ekran-goruntusu-2022-12-15-171607.png

Altılı masa liderlerinin yanı sıra farklı siyasi parti lideri, büyükşehir belediye başkanları ve on binlerce vatandaş bugün de Saraçhane'de bir araya geldi.

ekran-goruntusu-2022-12-15-171551.png

Öte yandan Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu ise geçirdiği ameliyat nedeniyle Saraçhane'de değil. Ancak Karamollaoğlu, sosyal medya hesabından şu açıklamayla destekte bulundu:

KARAMOLLAOĞLU: "HEPİMİZİN ORTAK TALEBİ ADALET"

"Önceden planlanan ve tehir etme durumumuzun olmadığı bir hastane randevum nedeniyle Saraçhane’de gerçekleştirilecek anlamlı programa katılamıyorum. Orada bulunan herkese canıgönülden selamlarımı iletiyorum. Hepimizin ortak talebi: Önce Adalet, Her daim Adalet, Herkese Adalet!"

ekran-goruntusu-2022-12-15-162806.png

Altılı masa liderleri ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Saraçhane'ye geldi. 

ekran-goruntusu-2022-12-15-173348.png

Kürsüye ilk çıkan isim İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu oldu. İmamoğlu vatandaşlara şu sözlerle seslendi:

EKREM İMAMOĞLU: "BUNLARIN SİZİNLE NE DERTLERİ VAR?"

"Demokrasiye inanan yüce Türk milleti, evinize hoş geldiniz. Burası Saraçhane. Burası sizin eviniz. Burası milletin evi. Burada siz ne derseniz o olur ama önce sizlere soru sormak istiyorum. Bana bu sorunun cevabını vermenizi istiyorum. Bu ülkeyi yönetenlerin milletimizle, sizinle ne alıp veremediği var? Sizden ne istiyorlar? 31 Mart'ta oyunuzu kullandınız. Saymadılar. Zarfa attığınız 4 oy pusulasından, bu arada bu 4 o dört değil. (rabia işareti) 4 oy pusulasından 3'ü geçerli Büyükşehir Belediyesi için kullanılan oy ise geçersizdir dediler. Sizin, tertemiz helal oyunuzu iptal ettiler. Seçimi yenilediler. Sizin seçtiğiniz, büyükşehir belediyesine eskiden bizden bir gün önce kamu bankalarından bol bol kredi verirlerdi. Sizin seçtiğiniz yönetime tam 3,5 yıldır bu millete ait bankalardan 1 kuruş vermiyorlar. Sizin seçtiğiniz yönetim, çok daha uygun koşullarda, bizler dışarıdan krediler, fonlar bulup getiriyoruz. Bu defa da farklı beyanlarla, uydurma bahanelerle aylar geçiyor. Yıllar geçiyor bir imza atıp onay vermiyorlar. Yahu sizinle alıp veremedikleri ne var bunların? 16 milyon insanımızdan ne istiyor bu insanlar? Hepinizin çok yakından bildiği, mesela eskiden bu şehirde taksilerle ilgili kararları sizin seçtiğiniz Büyükşehir Belediyesi alırdı. Artık taksi konusundaki kararlar İstanbul'dan değil Ankara'dan alınacak diyorlar. 

Daha ilginç şeyler var. Mesela, bu çok komik, eskiden Gezi Parkı'nın mülkiyeti sizin seçtiğiniz Büyükşehir Belediyesi'ne aitti. Yok dediler. Gezi Parkı artık bir vakfa ait olacak. Biz yöneteceğiz dediler. Daha onlarca örneği sayabilirim. 

"SİZİN SEÇTİĞİNİZ BELEDİYE BAŞKANINI HAPSETMEK İÇİN KARAR ÇIKARTTILAR"

Siz, ne yaptınız? Bir kere değil, iki kere, iki kere üst üste belediye başkanı seçtiniz. Onlar sizin seçtiğiniz belediye başkanını görevden alıp hapsetmek için mahkemeden karar çıkarttılar. Üstelik baktılar, mahkemenin hakimi istedikleri gibi karar vermeyecek, onu sürüp başka bir hakim getirerek karar çıkarttılar. Allah aşkına bu ülkeyi yönetenlerin ey vatandaşlarım, sizinle ne dertleri var? 

"MİLLET İRADESİNE KARŞI ALERJESİ OLAN İNSANLAR"

Onları gönderecek altı siyasi partinin lideri burada. Bu ülkeyi yönetenlerin sizinle derdi ne biliyor musunuz? Bunlar hasta, hasta. Hem de çok hasta. Bakın sizlere söyleyeyim. Bunlar, milletin iradelerine karşı alerjisi olan insanlar. Milli irade kendilerinden yana karar verirse hiç sorun yok ama başka türlü bir karar çıkarsa başka türlü şekillenirse tüm arızalar başlıyor. Milli iradeyi geçersiz kılmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Ama yapsınlar. Nafile, nafile!

"NE HUKUK NE AHLAK GÖZETİYORLAR"

Ne hukuk ne ahlak gözetiyorlar. Ne din ne iman gözetiyorlar. Her şeyi yok sayıyorlar! Gözleri hiçbir şeyi görmüyor. Bugün burada bu büyük kalabalığı harekete geçiren sizlerin ortak vicdanıdır. Hepimiz birbirimiz için buradayız. Haksızlığa karşı buradayız. Apaçık haksızlığa ve adaletsizliğe karşı buradayız.

"SİZ BU ÜLKEYİ YÖNETMİYORSUNUZ"

Milletin iradesine alerjin varsa seçim sonuçlarını hazmedemiyorsan tavsiyemiz ne biliyor musunuz? Siyaset miyaset yapmayacaksınız. 16 milyon İstanbullu senin gözünde bir ve eşit değilse, 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşımızı bir ve eşit görmüyorsanız, siz bu ülkeyi yönetiyorum diyemezsiniz. Çünkü bugün yaşadıklarımız bize neyi ispat ediyor biliyor musunuz? Bu ülkeyi yönetmiyorsunuz, bir takım çıkar gruplarını, çeşitli dernekleri, yakın aile vakıflarını, bir takım karanlık odakları yönetiyorsunuz.

"İSRAF DÜZENİNE SON VERDİK"

İstanbul'da bir israf düzeni kurdular ve sonsuza kadar sürsün istiyorlar. Bir avuç insanın zenginliğine zenginlik katan, canına okuyan bir düzendi. Ben seçimden önce hemşerilerimden yetki isterken, görevi verin sizlere ne dedim? Görevi verin bu israf düzenini yok edelim dedim. Hatta hepinize vereceğimizi, şeffaflıktan asla vazgeçmeyeceğimizi ilave ettim. Kişilere, gruplara, derneklere, vakıflara, cemaatlere, partilere, kişisel yakınlığınızın olduğu sadece kayırmacılık yaptığınız bu tarz gruplara ve kurumlara yakın olmayacağız, herkese eşit olacağız dedik. İstanbullular beni bunun için seçtiler. İstanbul'da israf düzenine hep birlikte son verdik. Belediyenin kaynaklarının yönünü hep birlikte değiştirdik. Bir avuç insan avucunu yalar oldu.

"YOL AYRIMINDAYIZ"

Kim olursa olsun halkın oylarıyla seçilmiş yöneticiyi haksız, hukuksuz şekilde görevden almak haddini bilmemektir. Hukukla bağdaşmaz. 100. yılına girerken, gururla, umutla yürüdüğümüz Türkiye Cumhuriyet, bu ülke vatandaşlarının kanıyla, canıyla, hep birlikte mücadele ederek bin bir emeğiyle kurulmuştur, Cumhuriyet bu topraklarda yaşayan herkesi bir ve eşit olsun, özgür ve onurlu yaşasın diye kuruldu. Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir. Cumhuriyet, arkada kimse kalmasın diye kuruldu. Atatürk'ün dediği gibi "Toplumda en yüksek hürriyetin, eşitlik ve adaletin sağlanması ve korunması için Cumhuriyet kuruldu." Bu yüksek hürriyet ve adaleti nasıl kuracağız? Yine Atatürk söylüyor, tam ve kesin anlamıyla milli egemenliğin kurulmasıyla. Yani egemenlik, kayıtsız, şartsız milletindir diyor!

İşte Türkiye tam da bu yönüyle yol ayrımındadır. Milli egemenliği kayıtsız, şartsız kabul edenler ve milli iradeye alerjisi olanlarla yol ayrımındayız. Milli egemenliği kayıtsız şartsız kabul edenlerin yanında duracağız. 

"ARKAMDA 16 MİLYON İSTANBULLU VAR, MİLLETİM VAR"

Onların dikte ettirdiği, yok hükmündeki kararlardan asla korkmuyorum. Benim sığınacak hakimlerim, mahkemelerim yok. Ama benim İstanbullular, milletimiz, benim arkamda 16 milyon hemşerim var. Milletimiz var. 

NAMIK KEMAL'İN ŞİİRİNİ OKUDU

Şair Namık Kemal'in dediği gibi, "Zulüm ne kadar pervasız olursa olsun, zulmün binasını biz yıkarız. Yerin merkezine atsalar da bizi yer küresini patlatır çıkarız.” Sadece küçük bir azınlığın değil, 81 ilimizin her etnik kökenin, her inancın yaşadığı mutlu olduğu bir memleket istiyoruz. Kimsenin yargıyı sopa gibi kullanmadığı, cüret edemediği ortamı birlikte başaracağız. Allah'ıma güveniyorum, yaradanıma sığınıyorum. Sizlere güveniyorum değerli hemşerilerim. Siz iradenize set koymak isteyenlere 3 yıl önce iki kez günlerini gösterdiniz.

"HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK"

Bu dava bana açılmış dava değil, bu dava ülke davası, adalet davası, eşitlik davası! 2023 çok güzel olacak. Yalnız benim ya da senin için değil, hepimiz için çok güzel olacak. Bütün vatandaşlarımız için çok güzel olacak. Herkes kazanacak. Çocuklarımız, gençlerimiz kazanacak. Her şey çok güzel olacak!

ekran-goruntusu-2022-12-15-184033.png

KILIÇDAROĞLU'NDAN 11 MADDE 

İmamoğlu'ndan sonra kürsüye CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu geldi. Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

"11 madde halinde düşüncelerimi sizinle paylaşacağım. 

1. Mevlana der ki adalet kutup yıldızı gibidir. Yerinde sabit durur kainat bunun etrafında döner. Bugün bizi buraya getiren yaşadığımız adaletsizlik. Ama söz veriyorum, adalet ya gelecek ya gelecek.

2. Adaleti dağıtacak kişi hukukun üstünlüğü ve vicdana göre karar vermek zorundadır. Bu yapılmadığı takdirde adaletsizlik olur.

3. Adaleti dağıtacak kişi kralın, sultanın, sarayın sofrasına asla oturmayacak. Çünkü sofraya oturan alimin verdiği fetva yanlıştır ve doğru olmaz. 

4. Milli irade, 1921 ve 1924 anayasalarının 1. maddeleri şudur, bugünkü haliyle "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir". Milletin iradesine şu an darbe vurulmuştur. Bir yargıç aracılığıyla. Biz milli iradeyi yeniden inşa edeceğiz.

5. Adalet bugün yaşadığımız Türkiye'de temel bir soruna dönüşmüştür. Sokakta herhangi bir vatandaşa sorun. Büyük kısmı 'bu ülkede adalet yok' diyecek. Ama bizler 6'lı masa olarak adalet konusunda kararlıyız ve adaleti bu ülkeye mutlaka getireceğiz.

6. Yargıyı itibarsızlaştıranlar var. Yani yargıç koltuğunda oturup itibarsızlaştıranlar var. Ağacın kurdu kendi içindedir, asla unutmayın. Uyuşturucu baronlarına ses çıkarmazlar, parti teşkilatlarından gelenleri hakimlik koltuğuna oturturlar, çetelerle yan yana gezerler. Adaletin ağacı görkemli ve sağlıklı olacak.

7. Zulmün artsın ki tez zeval bulasın der atasözü. Zulüm var. Bugün mü var? Öteden beri var. Milletvekillerimiz tutuklandı, gazeteciler tutuklandı. İstanbul İl Başkanımız siyasi yasaklı kapsamına alındı. Dolayısıyla bu tablo zulmün arttığı bir tablodur bu da yakında zeval bulacaklar demektir ve onları göndereceğiz.

8. Ekrem İmamoğlu hakkında verilen karar asla ve asla kabul edilemez. Toplumun vicdanı kanamaktadır. Şunu herkes çok iyi bilsin. Ekrem Başkan hakkında verilen karar bize 1 milim dahi geri adım attırmayacaktır ve biz kararlılıkla başkanın arkasında duracağız. Çünkü bizim yeşil alanları betona çevirme gibi niyetimiz yok, rant yiyicilere hizmet etme gibi gayemiz yok. Hiç kimse ve güç Ekrem İmamoğlu'nu İstanbul'a hizmetten alıkoyamaz.

9. Göndereceğiz göndereceğiz. Adaletsizliği kural haline getirenleri göndereceğiz. Tüyü bitmemiş yetim hakkını yiyenleri göndereceğiz milli iradeye darbe yapanları göndereceğiz. Altılı masa kararlı, bu ülkeye huzuru ve bereketi, adaleti getireceğiz.

10. Kimse unutmasın, umutsuzluğa kapılmasın. Bu bir 100 metre koşusu değil, bu bir maratondur ve maratonun sonuna geldik. 6 ay sonra maraton bitecek ve yeni bir Türkiye'yi güzel bir Türkiye'yi bereketli bir Türkiye'yi göreceksiniz.

11. Asla başınızı öne eğmeyin. Önümüzde 6 ay kaldı. Geliyoruz: iktidar, iktidar, iktidar. İktidar olmak için geliyoruz, iktidar olacağız.

Kılıçdaroğlu'ndan sonra kürsüye gelen isim DEVA Partisi lideri Ali Babacan oldu:

ALİ BABACAN: "EKREM KARDEŞİME, CANAN HANIMA, DEMİRTAŞ'A YAPILAN HUKUKSUZLUĞU REDDEDİYORUM"

Biliyorum çok öfkelisiniz. Hepimiz çok öfkeliyiz. Olanları kabul etmiyorum. Bu haksızlığı, hukuksuzluğu reddediyorum. Daha birkaç ay evvel Canan Hanım'a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. Demirtaş'a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. İktidarın seçimleri kaybettiği belediyelere atadığı kayyumlarla rövanş alma isteğini reddediyorum. İsyanımızı tüm İstanbul, tüm Türkiye duysun diye buradayım.

Devlet gücünü eline geçiren başlıyor aşağıdakileri ezmeye, sevmediklerini ezmeye, zulmetmeye. Üste çıkan alttakini eziyor. Üste çıkan başlıyor zorbalığa. Daha dünün ezileni Erdoğan, üste çıkınca başkasını ezmeye başlıyor. Sandık günü hep beraber cevabımızı vereceğiz. Sayılı gün çabuk geçer.

Herkes için adalet, herkes için özgürlük demek için buradayız. Türk, Kürt hiç fark etmez. Sünni, alevi, inansın, inanmasın fark etmez. Herkes için adalet, özgürlük diyorum onun için buradayız. Yıl 2002, şu andaki iktidar, 3Y ile mücadele edeceğim diye başa gelmedi mi? Bu sözü verdiği için bu millet destek vermedi mi? Yolsuzlukla mücadele, yasaklarla mücadele ve yoksullukla mücadele. Ama iş döndü dolaştı 3Y yine milletin başına dolandı. 

"TÜRKİYE 1'DEN BÜYÜKTÜR"

Yıllar sonra kendi mücadelesini unutan ve aynı zorlukları başkalarına yaşatan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Ama bunun özü ne biliyor musunuz? Devlet gücünü kullanan, sahip olan, süreyle ve hukukla sınırlı olmalıdır. 3 dönem kuralı vardı. 2015'te doldu bu 3 dönem. Uçaktan gelirken ne demiş daha bırakmayacağım diyor partiyi falan. Yetmiyor. Şu andaki iktidar partisinin kuruluş akitnamesinde vardır. 3 dönem doldu. Ama devlet gücünü kullanan hukuku tanımaz o zamandan itibaren güç yozlaşması olur. Çünkü devlet yönetme gücü, mutlak güç yozlaştırır. Hele hele tek imzayla ülkeyi yöneten şu an ülkeyi bataklıklara sürüklemekte. 85 milyon 1'den büyüktür. Türkiye 1'den büyüktür.

Babacan'ın ardından Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal Saraçhane'de halka seslendi: 

ekran-goruntusu-2022-12-15-184114.png

GÜLTEKİN UYSAL:  "ZALİME, ONUN CELLATLARINA KARŞI BÜYÜK BİR MÜCADELE BAŞLATIYORUZ"

"Kalk yiğidim dağ başını duman almış, aslan payını aslan olmayanlar almış. Aziz İstanbul, Fatih'in emaneti kutsal şehir. Bir tarihi günde buradayız. Aya ilk ayak basan astronotun dediği gibi: Benim için küçük insanlık tarihi için büyük bir adım dediği gibi. Türk milletin tarihi yürüyüşünde bir önemli kilometre taşının bulunduğu noktadayız. Bir büyük üzüntü içerisindeyim. Milletim için üzüntü içerisindeyim. Bu büyük devlet için üzüntü içerisindeyim. Geleceği karartılan gençlerimiz adına bir büyük üzüntü içerisindeyim. Üzüntümün sebebi şudur: Bu büyük ülke, bu büyük millet, bu kadar kötülüğü hak etmiyor. Zalim, zulmünü celladına yaptırırmış. Zalime, onun cellatlarına, uşaklarına karşı bir büyük mücadeleye burada başlatıyoruz. Yek vücut oluyoruz."

"ADINIZ AK OLACAĞINA, ALNINIZ AK OLSAYDI"

"Hep beraber yeter söz milletin diye haykırıyoruz. 2019 yılında aslında çok partili demokrasimizin hayata geçtiğini andan itibaren darbelere ,ara dönemlere rağmen sandıkla ilgili tartışma olmamış ama 6 Mayıs 2019 Türk demokrasisi için bir büyük kırılmanın yaşandığı tarihtir. Demokrasinin ana kolunun çökertildiği tarihtir. İstanbul'da milletin iradesiyle Ekrem İmamoğlu'nun yetkisinin alındığı tarihtir. Ama milletimizin önüne set çekilmez, milletin gücü, azmi, kararlılığı her daim önüne örülen duvarları yıkıp atmıştır. Türk demokrasisi işte bunun tarihidir. Bugün bitmeyen kin ve garezin İstanbul'da millete yaslanarak iktidar olanların zaman içinde devletin tahakküm eden gücüyle milletin iradesinin üzerine, kayıtta koymak için şartta koymak için işte dün Ekrem İmamoğlu'na İstanbul'un şehri eminine bu cezayı verdiler. Ama bilsinler ki bu kararın nokta kadar milletin vicdanında bir karşılığı yoktur. Bu kararı alanları, aldıranları biliyoruz. Bakmayın isimlerine Adalet ve Kalkınma partisi dediklerine .Adaletleri batalı çok oldu. Onların adaletleri deniz fenerinde zaten batmıştı. Adınız ak olacağına alnınız ak olsaydı."

DP'li Uysal'ın ardından sahneye Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu çıktı. Davutoğlu kürsüden Saraçhane'deki halka seslendi:

AHMET DAVUTOĞLU: "ŞEREFLİ TÜRK YARGISININ MENSUPLARI HİÇBİR SİYASİ TALİMATA UYMAYIN"

"Dün yargı bir kez daha siyasallaştı. Ama bizim meselemiz siyaset üstü bir meseledir. Farklı siyasi partilerdeyiz. Ama hepimiz aynı gür sesle insan onuru diyoruz. Temel hak ve özgürlükler diyoruz. Demokratik hukuk devleti diyoruz. Bu meydan ve bu bina tarihi sahnelere şahit oldu. Gece yarısı İBB binasına girdiğimde hafızamda iki manzara canlandı. Tarih 21 Nisan 1998, 28 şubat şartlarında sayın Erdoğan'a benzer karar verilmişti. Tarih 15 Temmuz 2016 nice yiğitler darbeye karşı demokrasiyi savunmak için bu meydandaydılar. Yüreğimde boğazımda bir şeyler düğümlendi. O gün hangi değerleri savunduysam, yine aynı değerler için buradayım ve burada olacağım. Buradan güç sahiplerine sesleniyorum, sakın ha sahip olduğunuz mutlak güç sizi aldatmasın. Geçmişte nice mutlak güç sahipleri aldandılar. 27 Mayıs darbesini yapanlar, 12 Martı, 12 Eylül'ü, 28 şubatı yapanlar kurdukları vesayet sürer, partileri kapattılar, siyasileri yasaklattılar, basını yok ettiler. Ama onlar gitti ama milletimizin demokrasi aşkı kaldı ve kalacak.

"KORKMADIK, KORKMUYORUZ, KORKMAYACAĞIZ"

O avcunuzda tuttuğunuz güç var ya o güç sıktığınız her an kordan bir ateş gibi avcunuzda tuttuğunuz o güç sizi yakar. Dün aldığınız kararla bize mesajınız şuysa. nasıl iki kez seçilmesine engel olduğumuz İBB Başkanını bir kez de mahkumiyet üzerinden elinize alabiliyorsak, 2023 seçimlerine de ipotek koyarız diyorsanız bu yolla bizi korkutmak istiyorsanız işte buradan sadece bu meydanı dolduranlar adına değil, demokrasi aşığı 85 milyon adına diyorum korkmadık, korkmuyoruz, korkmayacağız. Tehditlerinize boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. 

"RAHİP BRUNSON, DENİZ YÜCEL, KAŞIKÇI..."

Sakın seçim sandığı üzerinden siyaseti dizayn etmeye kalkışmayın. Daha bu konuda söz söylememiş olan Sayın Erdoğan'a ve iktidar sözcülerine sesleniyorum sakın bize tarafsız bağımsız mahkeme kara verdi demeyin, inanmayız. Çünkü biz sizin Rahip Brunson davasında, Deniz Yücel davasında, Kaşıkçı davasında o şerefli Türk yargısını nasıl siyasete esir ettiğini biliyorsunuz. Biz bu kararı tanımadık, tanımıyoruz, tanımayacağız. Buradan şerefli Türk yargısına sesleniyorum. Omuzlarınızda ağır ve tarihi yük var. Alacağınız her karar bir belediye başkanı, siyasi parti başkanını ilgilendirmeyecek, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğini ilgilendirecek. Ama zor dönemlerin hakimleridir tarihe geçenler. 

"DEĞERLİ TÜRK YARGISININ MENSUPLARI HİÇBİR SİYASİ TALİMATA ASLA UYMAYIN"

27 Mayıs sonrası sizi buraya tıkan irade böyle istiyor diye bazı yargı mensupları selefim olan iki bakanı idam sehpasına gönderdi. 12 mart 12 eylül mahkemeleri bir sağdan bir soldan diye nice genç fidanları idam sehpasına gönderdi. FETÖ yargısı tüm yargıyı eline alarak 15 Temmuzu yaşattı. Ama bakın hepsi gitti. Değerli, şerefli Türk yargısının mensupları hiçbir siyasi talimata asla uymayın. 

YSK başta olmak üzere seçime giderken hiçbir yargı mensubu baskı altına alınmaz. Ama alınırlarsa bilsinler ki yargı mensubunun arkasında altı lider olarak dimdik duracağız. Siyasi talimata asla teslim olmasınlar.

AKP VE MHP SEÇMENİNE SESLENDİ

Buradan bir tahrik ortamı yaratılarak, toplumsal gerilimi ortaya çıkarmaya çalışan iktidara karşı iktidar partilerine gönül veren seçmene sesleniyorum. Asla tahriklere kapılmayın. Özellikle iki genel seçime başlarında girdiğim AK Parti seçmenine sesleniyorum. Sizler vesayete karşı milli irade dediniz. Yaşı yetenler burada bu meydanda bizimle Sayın Erdoğan ile yan yanaydılar. Sakın tahriklere kapılmayın. Milli iradeyi esir alanlara karşı sesinizi yükseltin. 

"KİM MİLLİ İRADEYE EL UZATIRSA TERÖRİST ODUR"

AK Partiyi destekleyen seçmenler, sizin kazanımlarınız yozlaşmış bir iktidarın teminatında olamaz. Sizin kazanımlarınızın teminatı demokratik hukuk devletidir. Sakın ha kulak asmayın. Türkiye Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandığında her bir vatandaş aynı hak ve özgürlüklere sahip olacak. 

MHP seçmenlerine de sesleniyorum. İstiklalimiz milli birlik  kendisi gibi düşünmeyeni terörist ilan etmekle korunmaz. Milli birlik ve istiklalimiz Atatürk'ün liderliğinde Sivas Kongresinde alınan kararla korunur. Kim ki milli iradeye el uzatırsa gerçek terörist odur. Gerçek vatan düşmanı odur. Çünkü milli irade olmadan vatan korunamaz, millet birleştirilemez, devlet güçlü kılınamaz.

Daha sonra kürsüye İYİ Parti lideri Meral Akşener çıktı. Akşener şunları söyledi:

MERAL AKŞENER: "YAŞASIN HÜRRİYET, KAHROLSUN İSTİBDAT"

100 yıl önce olduğu gibi bugün de egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyenler burada. Saraçhane'de. Ama o 100 yıl önce verilen kararın, ilkenin, iradenin temsilcileri kadınlar, erkekler, gençler, yaşlılar burada ve İstanbul'dan egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diye haykıranların o sesini duymayanların, onların saraylara kapandığı anda milletin sesini duymadığı anda biz Saraçhane'deyiz. Bir tiyatroya, bir haksızlığa, kara cüppelerini saranlara buradan seslenen İstanbullular, diyorsunuz ki saray sizinse Saraçhane bizimdir. Diyorsunuz ki zulüm sizinse haksızlık sizinse sandık bizimdir. 

16 milyon İstanbullunun iradesi burada ve millet burada. Milletin sesi burada. Demokrasi burada. İrade burada. Milletin iradesi burada ve Ekrem kardeşimin yanında.  

"GELDİKLERİ GİBİ GİDECEKLER"

Evet, gençler diyor ki yaşasın hürriyet, kahrolsun istibdat. 

Haksız yere Ekrem kardeşimi yargılasalar, cezalandırsalar da bu ses, bu yürek, bu demokrasi aşkı, bu sandıkta verilecek cezanın ortaya konduğu irade gösteriyor ki artık 16 milyon İstanbul'un dışında 85 milyon Türkiye'nin de senin yanında olduğunu burada Saraçhane'de görüyoruz. 

Hiçbir haksızlık sonsuza kadar sürmez. Hele aziz milletimizde hiç sürmez. Geldikleri gibi giderler. Geldikleri gibi gittiler. Geldikleri gibi sizin iradenizle gidecekler. 

Saadet Partisi Genel Başkanvekili Sabri Tekin ise son olarak söz alan kişi oldu. Tekin şunları söyledi:

SAADET PARTİSİ: "ADALET MEKANİZMASINA MÜDAHALE EDENLER KAYBETMİŞLERDİR"

Verilen bu kararı kamu vicdanı asla ve asla hukuki olarak kabul etmemiştir. Bu verilen karar kamu vicdanında siyasi bir karar olarak algılanmıştır. Tıpkı yıllarca önce yine aynı yerde aynı makamda bulunan kişi için okuduğu bir şiir nedeniyle verilen bir kararı algıladığı gibi...

Ancak herkesin bildiği bir gerçek vardır. Bu tarihi gerçeği sizinle paylaşmak istiyorum. Tarihin çeşitli dönemlerinde defalarca tecrübe edilen bir gerçektir bu. Dünden bugüne adalet mekanizmasını kişisel ve siyasi hesaplarla bu mekanizmaya müdahale edenler mutlaka ve mutlaka zaman içinde kaybetmişlerdir. 

Eğer böyle bir müdahale varsa ki kamu vicdanı bunun varlığını kabul etmektedir. Buna müdahil olanlar hiç şüphesiz yine kaybedeceklerdir.