Sempozyumun açılışında konuşan LÖSEV Başkanı Dr. Üstün Ezer, kanser araştırmalarına destek olmak amacıyla kanserojen ürünlerden alınan KDV'nin bu alana aktarılmasını önerdi.
Sempozyumun ilk gününde, hematoloji ve onkoloji hemşireliği üzerine detaylı tartışmalar gerçekleştirilirken, ikinci gününde kanserde genetik faktörlerin ve bağışıklık sisteminin rolü, tanı ve tedavi yöntemlerindeki son gelişmeler ele alındı. Sempozyumun üçüncü gününde ise kanserle mücadeledeki deneyimlerini paylaşan hastalar ve hasta yakınları konuştu.
LÖSEV Başkanından Korkutan Öngörü
LÖSEV Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Üstün Ezer, bilimsel çalışmaların kanserle mücadelede temel bir rol oynadığını vurgulayarak, kanser araştırmalarına daha fazla yatırım yapılması gerektiğini belirtti. Ayrıca, kanserojen olabilecek gıdaların KDV'sinin büyük bir kısmının kanser araştırmalarına ve tedavi merkezlerine aktarılması gerektiğini dile getirdi.
Dr. Üstün Ezer ayrıca üzücü bir öngörüde bulunarak, Türkiye'de her yıl 250 bin yeni lösemi ve kanser vakası görüldüğünü, bu sayının artma eğiliminde olduğunu ve yakın gelecekte bu sayının bin kişiye kadar çıkabileceğini ifade etti.
Sempozyum Başkanı Pediatrik Hematolog Onkolog Prof. Dr. Ahmet Emin Kürekçi, Türkiye'de her yıl 250 bin civarında yeni kanser vakasının teşhis edildiğini ve kanserin hala önemli bir sağlık sorunu olduğunu belirtti. Ayrıca, genetik analizlerin yapılabilmesi için gerekli düzeneklerin temin edilmesi gerektiğini ve Sosyal Güvenlik Kurumu'nun bu konuda teşvik edici politikalar izlemesi gerektiğini vurguladı.
Erkeklerin Kanser, Kadınların İse Alzheimer Riski Yüksek
Sempozyumda Kingston Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mehmet Tevfik Dorak, Alzheimer hastalığı ile kanser arasındaki ters ilişkinin nedenlerini inceledi. Yaş, iltihaplanma, sigara içme, fiziksel aktivite eksikliği gibi risk faktörlerinin bu iki hastalık arasında ortak olduğunu belirterek, biyolojik cinsiyetin bu risklerde önemli bir rol oynadığını açıkladı. Erkeklerin kansere daha yatkın olduğunu, kadınların ise Alzheimer hastalığına daha yüksek risk taşıdığını ifade etti.
Fred Hutchinson Kanser Merkezi'nden Doç. Dr. Erden Atilla, immünoterapinin kanser tedavisindeki önemini vurgulayarak, bu tedavinin kemoterapinin yan etkilerini yaşamadan hastaların tedavi edilmesine olanak sağladığını belirtti. Ayrıca, Türkiye'de henüz düzenlemelerin eksik olduğunu ve umarım bu konuda ilerleme kaydedileceğini dile getirdi.