Nanokor denen bu özel lama antikor parçaları, insan antikorlarından çok daha küçük olmalarına rağmen SARS-CoV-2 virüsünü nötralize etme konusunda defalarca kat daha etkililer ve çok daha stabil yapıda olduğu belirtildi.
Nanokorlar ilk olarak 1990'ların başında, Hamers-Casterman ve arkadaşlarının devegillerde bulunan yeni tip bir antikoru keşfetmesi ile ortaya çıktı. Bu antikorlar, tipik antikorların aksine iki ağır ve iki hafif zincirden değil, yalnızca ağır zincirlerden oluşuyordu. Yeni keşfedilen bu antikorlara "sadece ağır zincirden oluşan antikor" (İng.: "heavy chain only antibody" ya da kısaca "HcAb") adı verildi. HcAb'lerde antijen ile bağ yapacak ufak kısım ise nanokorlar idi.
Tıpkı antikorlar gibi antijenlere karşı etkinlik gösteren nanokorların, antijenlerden çok daha küçük olması, dokular arasında hücrelere kolayca yayılabilmelerini ve böylece daha etkili olmalarına etken oluyordu. Bunun yanında antikorların aksine immün tepkimelere yol açmamaları, zorlu koşullarda yapılarının bozulmaması ve düşük maliyetle elde edilebilir olmaları onları kanser, enfeksiyon hastalıkları, Alzheimer ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıklar ve enflamatuvar hastalıkların tanı ve tedavisinde önemli bir noktaya getirmiş oldu.