Suudi Arabistan'da ilginç şeyler oluyor.
Karanlık ülkenin karanlık ailesinde kapkaranlık dümenler çevriliyor.
İktidarın en tehlikeli adamı İstihbarat Şefi ve MGK Sekreteri Bender Bin Sultan'ın tedavi için ABD'ye gittiği söylendi ama adam kayıp.
Ya çok daha tehlikeli olmanın yollarını arıyor ya da işi bitti. 11 Şubat 2011'de Mübarek devrildiğinde bir günlüğüne ‘başkan vekili’ olan Mısır İstihbarat Şefi Ömer Süleyman da bir yıl sonra grip tedavisi için ABD'ye gitmiş, ancak gül ağacından yapılmış kaliteli bir tabut içinde dönmüştü.
'Rahmetli', CIA'nın en az Bender kadar önemsediği bir fani idi!
Hatta Müslüman Kardeşler iktidar olunca, Suudi Arabistan'a gitmiş ve kralın danışmanı olarak işe başlamıştı.
O sıralar Suudiler çok güçlü idi.
Şimdi ise Suudi Arabistan kraliyet sarayında çok önemli ve karmaşık iktidar savaşı yaşanıyor.
Herkes Suriye konusunda birbirine suçluyor.
'Arap Baharı' sürecinde Suudiler tüm İslamcı gruplara sınırsız maddi ve askeri destek verdi.
Bu grupların kendi aralarında kavgalı olması da hiç önemli değildi.
Suudilerde çare tükenmez!
Örneğin; ayaklanmalar sürecinde Müslüman Kardeşler’e destek veren Suudiler, kendi yandaşları ‘Selefiler’e daha fazla yardım ediyorlardı. Nitekim, askerler Mısır'da Müslüman Kardeşler’e karşı darbe yapınca, Selefiler patronlarının emirleriyle darbeye destek verdiler.
Yani 'Bahar' sürecinde iki stratejik müttefik; Müslüman Kardeşler ile Selefiler artık düşman.
Oysa; her iki grup da aynı idealler için mücadele ettiğini söylüyordu.
Şimdi her iki taraf da karşılıklı beddua, fetva ve küfürlerle idare ediyor.
Durum biraz da AKP - Cemaat savaşına benziyor.
Libya ve Tunus'ta durum bundan farklı değil...
Peki şimdi bunları neden anlatıyorum?
Pazartesi günü kral hazretleri bir karar aldı. Karara göre; yurt dışına gidip dinsel amaçlar için savaşan gençler 3-20 yıl hapisle cezalandırılacak. Karara göre; bu gençleri provake eden, destek veren ve yardım edenler de hapse atılacak.
Peki Suudi kralın kafasına bir şey mi düştü?
Suriye'de savaşan Suudi sayısı yaklaşık on bin.
Bunlar İstihbarat Şefi Bender'in örgütlenmesi ve desteğiyle Türkiye, Ürdün ve Lübnan üzerinden gitti.
Suudi Kral Suriye'de savaşan radikal, ılımlı, uyumlu, yumuşak ve sert tüm İslamcı gruplara sınırsız maddi, siyasi ve askeri destek verdi, veriyor.
Suudi din adamları Suriye'deki mücadele için onlarca fetva verdi.
‘Cihat Nikahı’ ve gerekirse 50 Suriyeli kadınla evlenmeyi teşvik etmek dahil...
Kral hazretleri bir ara Suriye konusunda Ruslar ile anlaşan Obama'ya bile çok kızdı.
‘5+1’ grubu İran ile anlaşınca, Kral’ın kızgınlığı daha da arttı.
Suudiler Türkiye ve Katar ile birlikte Cenevre Konferansı'nı engellemek için çok uğraştı.
Sonra, Obama beyzbol sopasını gösterdi.
Göstermekle de kalmadı.
Benden söylemesi; bölgede ilginç ve bir o kadar önemli gelişmeler yaşanıyor.
Obama Mart başında Suudi Arabistan'a gidiyor.
Obama 'Arap Baharı' hazırlıkları çerçevesinde 3 Haziran 2009'da da Cidde'ye gitmiş, oradan da Kahire'ye uçmuştu.
Öncesinde ise 5-6 Nisan'da Türkiye'de idi...
Batı, kendi imalatı Suriye ve Irak'taki Kaide, Nusra ve benzeri ‘Radikal İslamcı’ grupların tehlikesinden söz ediyor. Şimdi ise, herkes cihat için Suriye'ye gidip savaşan binlerce Avrupalı militanın geri dönüşünden korkuyor.
Batı’ya güven olmaz ama görüldüğü kadar ile Batı sıkıştı.
Çünkü ne yaptıysa Esad'ı deviremedi.
Batı’ya 'Biz deviririz' diyen Başbakan Erdoğan, Katar Şeyhi Hamed, Mısırlı Mursi ve Suudi Kral Abdullah da bu işi beceremedi.
Obama, 21 Ağustos'ta Şam'da kimyasal silah tezgahından sonra rezil olup Putin'e muhtaç kalınca, ABD oturup düşünmeye başladı.
Kerry ise, üç gün önce bir grup Kongre üyesine Suriye'de çuvalladıklarını itiraf etti.
Ama öncesinde Amerikalılar gıcık almaya başladıkları Şeyh Hamed'den kurtulup, yerine genç oğlu Temim'i getirdiler. Bir hafta sonra, yani 3 Temmuz'da Mısır'da Ordu ‘Müslüman Kardeş’ Mursi'yi devirdi.
Irak'ta Kaide'ye karşı savaşan Maliki ile Mısır'da ‘Müslüman Kardeşler’i terörist örgüt ilan eden Sisi'ye destek veren, İran'da Ruhani ile uzlaşmaya çalışan ve Filistin'de çözüm arayan Obama, artık Erdoğan'ı aramaz oldu.
Oysa bir zamanlar çok dost idiler!
Obama şimdi Suudi Kralı’nı yola getirmeye gidiyor.
Hem de dostu Erdoğan'a uğramadan. Oysa, acılı Türk yemeklerini çok sevmişti...
Nasıl olsa, o da çeyrek Müslüman ve bir o kadar zenci...
Geri kalan yarısı da 'Beyaz Türkler’in dostu, Beyaz Amerikalı!
Umarım birileri bu olup bitenleri Başbakan Erdoğan'a anında ve doğru bir şekilde iletip anlatıyordur.
Yoksa Türkiye'ye yazık olur.
Hem de Suriye'de bataklığa saplandığı ve yolsuzluklar konusunda her anlamda derin yarlar aldığı bir dönemde.