Hangi model?

Hüsnü Mahalli

İslam İşbirliği Örgütünde 56 üye ülke var. Bunların ezici çoğunluğunda seçim var ama demokrasi yok. Bazılarında krallık diğerlerinde başkanlık sistemi var. Parlamenter hükümetler ile yönetilenler çok az. Belki de Müslümanlar biatın alışkanlıkları ile tek kişi tarafından yönetilmeyi seviyor.
Ya da çaresiz sevdiriliyor.
Birkaç örnek verelim.
Arap Körfez ülkelerini anlatmaya gerek yok. Hepsi de kral, emir ve şeyhler tarafından yönetiliyor. Anayasa, demokrasi, özgürlük, seçim ve bildik kurumlar yok.
'Allah tarafından seçilen aileler' oldukları için istedikleri her şeyi yapıyorlar.
.
Ama beyinler kapkara.
Hepsi de zalim, gaddar ve muhaliflerden hoşlanmazlar.
Çağdışı, ilkel, bağnaz ve rezil iktidarlar..
İktidar veraseten ailenin içindeki bireylere intikal eder. Ya da intikal ettirilir.
Örneğin Katar emiri Temim geçen yıl 25 Haziranda ABD'nin talimatı ile babasına karşı kansız darbe yaparak ülkenin tek hakimi oldu. Temim'in babası Hamed 1995'te babasına darbe yapmış ve ABD'ye ülkesinde iki kocaman askeri üs kurdurmuştu. Hamed'in babası ise 1972'de amca oğluna darbe yaparak emir olmuştu.
Emir, kral , şeyh ve aile efradları memleketlerinde herşeyi kontrol ederler.
Ordu, polis, istihbarat, bürokrasi , medya ve tabii ki akçeli tüm işler.
Başka orijinal örnekler de var.
Örneğin Baas'çı Saddam ve Hafız Esad.
Esad ölünce oğlu Beşşar iktidara geldi.
Tıpkı İlham Aliyev gibi.
Saddam Uday ve Kusay ile birlikte ülkeyi 30 yıl baskı ve terör ile yönetti.
Sonunda kendisi asıldı Uday ve Kusay öldürüldü.
Mübarek arkasına ABD'yi alarak ülkede istediği her şeyi yaptı. Üstelik seçim de yaptırıyordu. İki oğlu Cemal  ve Alaa memleketin tüm yolsuzluklarını yönetiyorlardı.
Sonunda üçü de kafase konuldu.
Kaddafi'nin dört oğlu bir de kızı vardı. 42 yıl süre ile ülkeyi istedikleri gibi yönettiler. Diğer liderler gibi yasaları kendi siyasal ve ekonomik çıkarları doğrultusunda çıkarttılar.
Kaddafi feci bir şekilde öldürüldü. Ayşe Cezayir'de kardeşleri öldürüldü ya da yakalandı.
'Arap Baharı'nın yaşandığı Tunus ve Yemen'de durum bundan farklı değil.
Bin Ali ve Ali Abdullah Salih ülkelerini çocukları, eşleri, yakın akrabaları ile birlikte yönetiyorlardı.
Diğer Arap ve Müslüman ülkeler verdiğim örneklerden farklı değil.
Örneğin Elbeşir'in Sudan'ı.
Örneğin askerler ve İslamcılar arasında sıkışan siyasetin her zaman çıkmazda olduğu Pakistan.
Örneğin ordu destekli siyasetçilerin yönettiği Cezayir.
Afganistan, Somali, Özbekistan, Türkmenistan ve perişan edilen Irak ve Suriye.
İran'ı anlatmaya gerek yok.
Hep söylüyorum ya bu coğrafyada genetik bir sorun var.
İsrail'i saymıyorum çünkü coğrafyamızın doğal parçası değil.
Dünyanın dört bir yanından gelen ya da getirilen siyonist inançlı Yahudiler emperyalist ülkelerin desteğini alarak İsrail'i Filistin toprağı üzerinde kurdular.
Seçimlerin yapılması bu ülkede gerçek demokrasinin olduğu anlamına gelmez.
Siyonizme yani Filistinlileri öldürme ideolojisine inanmayanların siyasette hiç şansı yok ve olmaz. Kurulduğu 1947 yılından bu yana İsrail'i yönetenlerin tümü asker ve istihbarat kökenli ve Filistinleri öldürmüşlerdir. Yani katiller.
Bazıları da hırsız, yolsuzluklara bulaşmış ya da yanındaki genç kız ve kadınlara tecavüz etmiş.
Buna demokrasi diyen varsa devam etsin.
Gelelim Türkiye'ye.
AKP 12 yıldır iktidarda.
Başbakan Erdoğan bu süre içinde istediği ve planladığı HER ŞEYİ yaptı.
Cumhurbaşkanı seçilirse geri kalanları tamamlayacak.
Yani Türkiye'nin devlet ve toplumumu kendi ideolojisine göre şekillendirecek.
Bu ideolojinin hedefinde Türkiye'yi şimdiki çağdaş kimliğinden uzaklaştırarak Ortadoğulaştırmak var.
Çünkü bu ideoloji aynı zamanda AKP yönetiminde Türkiye'nin bu coğrafyanın çağdışı yönetim ve örgütleri ile dost olmayı gerektirir.
Çünkü bu ideoloji AKP yönetiminde Türkiye'yi bu coğrafyanın bataklığına sürüklemektedir.
Çünkü Erdoğan'ın büyük umutlar bağladığı 'Arap Baharı' denilen pis oyun coğrafyayı sonu gelmeyecek iğrenç bir sürecin içine sürükledi.
Bu süreçte AKP yönetiminde Türkiye'nin sınırsız rol ve etkisi oldu ve var.
Türkiye bu rol ve etki ile coğrafyanın tehlikeli gelişmelerinde taraf oldu.
AKP yönetiminde Türkiye bu saatten sonra bataklıktan çıkamaz.
Çıkmak istese bile Erdoğan ideolojisi gereği bunu yapamaz.
Özetle coğrafyanın karmaşık denklemlerinin ortasına dalan Erdoğan bu denklemlerin taraflarına benzemek zorunda.
Bu da çok zor değil.
Çünkü Erdoğan'ın ideolojisi ile diğerlerinin inanç ve siyaset anlayışları arasında  paralellikler var.
Yani Erdoğan cumhurbaşkanı olur ve planlarını gerçekleştirirse AKP yönetiminde Türkiye bölgenin diğer ülkelerine benzemeye çalışacak, benzeyecektir.
Özetle AKP yönetiminde Türkiye 56 Müslüman ülkesinden birşeyler alarak kendi modelini geliştirecektir.
Bu modelde biraz Suudi Arabistan, biraz Katar ve biraz da Mısır, İran, Sudan, Pakistan, Malezya, Tunus, Ürdün ve Baas olacak.
İşte bu nedenle bu coğrafyada herkes ve bu coğrafyanın ihanet içindeki yönetimlerini kontrol eden Büyük Pantron ABD cumhurbaşkanlığı secimini önemsiyor.
Bu seçim yalnızca Türkiye'yi ilgilendirmiyor.
Çünkü Türkiye herhangi bir ülke değil .
Çünkü IŞİD olayında olduğu gibi coğrafyanın tüm gelişmeleri Türkiye'yi etkilediği gibi AKP yönetiminde Türkiye coğrafyanın herşeyinde taraf oldu.
Oy kullanacakların  ya da mutlaka kullanmaları gerekenlerin dikkatine!
Cumhurbaşkanı deği,l nasıl bir Türkiye için oy kullanacaksınız.