Kobanigrad!

Hüsnü Mahalli

21 Ağustos 1942'de İtalyan, Macar, Tatar, Romen ve Hırvat birlikler desteğindeki Alman Ordusu Stalingrad'a saldırdı. Tarihin en kanlı savaşlarından birinin yaşandığı bu şehrin hikayesi ordular ve halklar açısından çok şey ifade eder. Almanlar 2 Şubat 1943'e kadar Stalingrad'ı kuşattı ama Sovyet lider Stalin orduya ve halka 'Sakın teslim olmayın çünkü siz Sovyet idealinin sembolüsünüz' diyordu.

Hitler ise generallerine ' NAZİ idealinin geleceği Stalingrad'ın alınmasına bağlı' emrini veriyordu.

Ama kazanan sonunda Stalingrad'ın sahipleri oldu. O savaşta yaklaşık 2 milyon insan öldü. Stalingrad'da yenilen Hitler ordusu faşist ideolojinin yok olma sürecini başlatmıştı.

Sonrası malum, Faşist Naziler yenildi ve yeni bir dünya düzeni kuruldu.

Kobani'de aynı olur mu bilinmez ama Kürtler açısından Kobani yeni dünyanın Stalingrad'ı.

Kobani'de toprağın gerçek sahipleri ile onları yok etmeye çalışan ideolojilerin adamları arasında bir kavga var.

İşte bu nedenle dünya Kürtlerinin gözü, kulağı ve yüreği Kobani'de.

PKK için Kobani çok daha anlamlı. Çünkü Abdullah Öcalan 12 Eylül 1980 öncesinde Suriye'ye kaçtığında önce Aynelarab yani Kobani'de kalmıştı. Öcalan Suriye ve Lübnan'ın Bekaa Vadisinde kaldığı 8 yıl süresince Kobani'de çok bulundu. Birçok Kobani'li PKK'ye katılarak önemli konumlara geldi. Bu Kobanililer PYD'yi kurdu. Kobanililer Avrupa Kürtleri arasında da çok etkin.


Kobani, Kürtlerin Suriye'de ilan ettiği üç özerk bölgeden biridir ve coğrafi olarak diğer ikisinin ( Afrin ve Kamışlı) arasındadır.

Özetle Kobani birçok nedenden dolayı Kürtler ama daha da önemlisi PKK açısından çok önemlidir.


Kobani'de zafer kazanacak olan Öcalan, Barzani ve Suriyeli diğer Kürt gruplar karşısında büyük bir üstünlük sağlamış olacaktır. Yani Öcalan Kürt ulusunun önderi olma yolunda önemli bir dönemeci geçmiş olacaktır. Tersi de doğrudur. Yani Kobani'de kaybeden bir Öcalan'ın Suriye'deki konumu büyük bir darbe yiyecek ve özerklik projesi çökmüş olacaktır. Böyle bir Öcalan, Barzani karşısında güç ve üstünlüğünü  kaybedecek ve Ankara ile pazarlıklarında zayıf düşecektir. Bunun sonucu olarak İmralı'dan kurtulma hesapları bile gecikebilir.

Böyle bir durum kuşkusuz Ankara'yı mutlu edebilir. Ankara kendi Kürtleri için model olabilecek özerk bir Kürdistan'dan kurtulmuş olacak ve Öcalan ile pazarlığında çok daha güçlü bir konumda bulunacak.

Öcalan'ı kendine rakip gördüğü için Kobani'ye ciddi anlamda sahip çıkmayan Mesut Barzani ise rahat nefes alacaktır.

Özetle Irak'ta federe bir bölgenin oluşması, Türkiye'de barış sürecinin kazanımları ve Suriye'de özerklik kapılarının açılması ile büyük moral bulan dünya Kürtleri, Kobani'nin düşmesi ve olası sonuçları ile çok ciddi psikolojik ve siyasi sarsıntılar yaşayacaklardır.

Böyle bir durum son 100 yılda Kürtler ile sorun yaşayan bölge ülkelerini mutlu edebilir.

Böyle bir durum, Kürtler üzerinden bölge ile ilgili karmaşık hesaplar yapan Batılı ülkeleri bu hesaplarını gözden geçirmeye itebilir.

Çünkü Amerikan uçakları gelmemiş olsaydı IŞİD güçleri batının çok önemsediği Erbil'i bile alıyordu.

100 bin kişilik Peşmege ordusu işe yaramamıştı.

İşte bu nedenle yüzde kırkı kadın olan 3-4 bin kişilik YPG gücünün Kobani'deki olası zaferi herkesi yeniden hesap yapmaya itiyor.

Tabi IŞİD'i de.

IŞİD Kobani'yi alırsa kasabanın adını Aynelarab'tan Aynelislam olarak değiştirecek ve böylece Cerablus'un 60 kilometre batısından Telabyad'a kadar uzanan 150 kilometrelik sınır boyunca Türkiye'ye komşu olacak.

Kobani'yi alan bir IŞİD bölgedeki Arap aşiretleri de kazanarak ( para ya da tehdit ile ) doğu ve güneye doğru hareket edecek ve Kürtleri Kuzey Irak ve Türkiye'ye sürecektir.

Böylece günlük 350 bin varil petrol ve yıllık 4 milyar metreküp doğalgaz kapasiteli doğu Suriye bölgesi tümü ile IŞİD kontrolünde olacak. Bu ise yılda 4 milyar dolar demektir.

Böylece IŞİD adına uygun olarak Irak'ın batısı ile Suriye'nin doğusunu birleştirerek devletinin temelini atacak ve bu coğrafyadan yola çıkarak toprağını genişletmeye uğraşacaktır.


Kobani'de zafer kazanmaları durumunda IŞİD'çiler bu hedeflerini gerçekleştirmek için çok daha militanlaşarak savaşacaklardır.  Her zafer onları çok daha gaddar ve zalim yapacaktır.

Amerikan uçaklarının 8 Ağustos'ta Irak'ı bombalamaya başladığı günden bu yana IŞİD'çiler “Yeni Haçlılar ve onların işbirlikçisi Müslümanlara karşı savaşıyoruz” propagandası yapıyorlar. Bu propaganda sonucu binlerce yeni militan Irak, Suriye ve dünyanın dört bir yanından gelerek örgüte katılıyor. Muhalif Suriye İnsan Hakları Gözlem Evi'ne göre yabancılar Türkiye üzerinden Suriye ve Irak'a girmeye devam ediyor.

Demek istediğim ,Kobani'de sonuç ne olursa olsun herkesin hesabı karışacak ama biz IŞİD denilen fabrikasyon hatası üretimi 30 yıl konuşacağız.

O zamana kadar Allah bilir kaç yeni Kobani ortaya çıkar!


Musul, Şengal ve Telafer'de kaçırılıp tecavüz edilen Hıristiyan, Şii Arap, Türkmen ve Ezidi kızları ne de çabuk unuttuk!

Peki onlar unuttu mu?