Mart 2011'de, Erdoğan Esad ile dost iken, Suriye'de Kaide'nin o ülkede hiçbir varlık ve etkinliği yoktu. Sonrası, bilinen hikaye...
Dünyanın dört bir yanından on binlerce ruh hastası 'Allah yolunda cihat' için Türkiye'ye gelip, buradan Suriye'ye geçerek savaşa başladı. Başını AKP yönetiminde Türkiye'nin çektiği onlarca ülke onlara destek verdi.
Dünya tarihinde bunun başka bir örneği yoktur.
Çağdaş ve modern dünyanın temsilcisi olduğunu iddia eden ülkeler “Suriye'ye demokrasi ve özgürlük getireceğiz” diyerek; çağdışı, bağnaz, ilkel, katil, ruh hastası ve manyak sürülerine destek verip bu ülkeyi yok etmeye kalkıştılar! Ruh hastaları her vahşet ve cinayette 'Allahu ekber' bağırarak, verilen görevi en ideal şekilde yerine getirdiler, getiriyorlar.
Bir zamanlar yalnızca Afganistan'da olan Kaide, artık İslam aleminin her yerinde; üstelik çok daha güçlü, silahlı, deneyimli ve paralı...
Suriye'de savaşan grupların ezici çoğunluğu; tonları farklı olmakla birlikte, hepsi İslami söylemli ve hepsi katil. Tek tek anlatmaya gerek yok.
AKP yönetiminde Türkiye olmasaydı, Suriye'de insanlar ölmeyecekti.
Örneğin; şimdi Türkiye'nin gündeminde olan IŞİD...
Yani: Irak Şam İslam Devleti. Buradaki Şam, Suriye'nin başkenti olarak değil; Suriye, Lübnan, Filistin ve Ürdün'ü kapsıyor. Hatay ve hatta Anadolu topraklarının bir bölümünü de.
Kaide'nin Irak temsilcisi Bağdadi ‘IŞİD Lideri’ olarak, şu anda Rakka şehri dahil, Suriye'de birçok bölgeyi kontrol ediyor ve karşı gelenlerin kafasını kesiyor.
Suriye'de olaylar başladığında, Colani denilen adam Kaide Lideri Zavahiri'nin talimatıyla Nusra örgütünü kurdu. O sıralar canı sıkılan herkes bir örgüt kurup her türlü pisliğin içine dalıyordu. 2013 başlarında, ülkede 1.500 kadar örgüt, yani çete vardı. Büyük bölümünün söylemi ‘İslami ve mezhepsel’ idi. Yani; 'Alevi' Esad ve ona destek veren Şii'lere karşı savaşıyorlardı. Dünyanın dört bir tarafından gelen ruh hastaları da bu gruplara katılarak cinayet işliyordu.
Tıpkı Niğde yolunda yaptıkları gibi. Adamlar Arnavutluk, Kosova ve Makedonya'dan çıkmış, Türkiye üzerinden Suriye'ye gitmiş ve adam öldürdükten sonra elini koluna sallayarak tekrar Türkiye sınırından girmiş. Niğde olayı yaşanmamış olsaydı, bu katiller ülkelerine dönüp cinayet işlemeye devam edeceklerdi. Hem de, dünyanın terör listesinde bulunan IŞİD adına. Belki de ABD ve AB terör listesinde bulunan Nusra ya da şu anda Suriye'de savaşan türlü türlü gruplar adına.
Örneğin; geçen cuma Türkiye'den sızarak Suriye'nin sınır kapısı Keseb'e saldıran İslami Cemaat, Ansar El-İslam, Micahitler Ordusu, Türkmen Tugayı ve diğerleri. Bu grupların komutanları üç gündür YouTube'da görüntüler paylaşıyor ve neler yaptıklarını anlatıyorlar. Ama ilginç olan, hemen hemen hiçbiri Suriyeli değil; Bosnalı, Çeçen, Arnavut vs...
Arap olanlar da var: Tunuslu, Faslı, Libyalı, Suudi vs...
Demokrasi ve özgürlük hiçbirinin umurunda değil.
Hepsi terörist, hepsi AKP desteği ile saldırıyor.
Bunu ben değil, önceki akşam AKP dostu ve müttefiği Fransa'nın resmi televizyon kanalı France-24 söyledi.
Arşivimde duruyor.
Bakın, haber yorumda özetle ne dediler :
"Ağırlıklı olarak Nusra ve Ansar El-Şam grubuna mensup iki bin kişi cumartesi sabahı Keseb'e saldırdı. Militanların çoğu Çeçen ve Kafkas kökenli. Militanlar bu saldırı için 5-6 ay hazırlık yaptı. Türk ordusu Suriye ordusunun konumunu gözetip dinleme işlerini bitirdikten sonra, Türk topçusu saldırı öncesi Suriye mevzilerini bombaladı. Saldıran bir grup direkt olarak Türk istihbaratı ile çalışıyor. Türkiye onlara her türlü gelişmiş silah vermiş. Yaralanan militanlar Türk ambulansları ile çatışma alanlarından taşınıyor ".
Kanal'ın anlatımında başka detaylar var.
Ama bu kadarı bile, durumun ne denli vahim ve tehlikeli olduğunu kanıtlıyor.
Bu vahamet ve tehlike Türkiye'nin kendi içinde yaşadığı rezillikler kadar önemli.
Bu gerçekler Türkiye'nin başını ağrıtabilir.
AKP yönetiminde Türkiye'nin Suriye batağındaki katkı ve rolünü herkes biliyor.
Bir tek AKP ve yandaşları bilmek istemiyor ve ısrarla yalana devam ediyorlar.
Örneğin; IŞİD'i ‘IŞİD’ yapanın AKP'nin yardım ve desteği olmasına rağmen, şimdi yandaşlar 'IŞİD Esad'ın adamları' yalanını pazarlamaya çalışıyorlar. Daha önce “PYD Esad için çalışıyor” palavrasını sallayanlar, her nedense PYD ile IŞİD arasındaki kanlı savaşı hatırlamak istemiyorlar.
Onların her şeyi yalan, düzmece ve bir o kadar iğrenç ve tehlikeli.
Bataklığa saplanmış ama çıkmak için timsaha sarılıyorlar. Ama unuttukları temel bir gerçek var:
Timsahlar kendilerini besleyen insanları mideye indirmenin hayali ile yaşarlarmış!
Hani 'Besle kargayı, oysun gözünü' misali.
Suudi Arabistan'ın çağdışı, ilkel ve bağnaz yönetimi bile bu kargaların ne denli tehlikeli olduğunu anladı ve Nusra, IŞİD, Kaide ve Müslüman Kardeşler’i ‘terörist’ ilan etti. Oysa AKP'liler hala “Timsah derisinden çok iyi çanta ve ayakkabı olur” diyorlar.
Her şeyi ile cennet ülke Türkiye bunları hak etmiyor.
Haydi hayırlısı!