İstanbul Beyoğlu’nda trans kadın Esra Ateş geçen yıl 25 Ağustos’ta yaşadığı apartmanın girişinde boğazı kesilerek öldürüldü.
Ailesi ise Ateş'in cenazesini 'dinimize aykırı' diyerek kabul etmedi. Ancak ailenin trans kadın Ateş'in mirasını kabul ederek evini sattığı ve parayı da paylaştığı ortaya çıktı.
Dokuz Eylül sitesinden Seçkin Öner yazısında Ateş'in cinsel yönelimi yüzünden ailesi ile arasının açık olduğunu ve bu yüzden evi terk ettiğini yazdı.
Öner'in yazısının ilgili bölümü şöyle:
Size yaşanmış bir hikaye anlatacağım. Bir trans kadın… Adı Esra… İstanbul’da yaşıyordu. Bir LGBTİ birey idi. Taksim, Beyoğlu, Tarlabaşı iş mekanıydı. Aslında para kazandığı iş, tam da düşündüğünüz gibi idi. Cinsel tercihi yüzünden ailesi ile arası açıktı. Bu yüzden evi terk etmiş, İstanbul’da tek başına yaşamaya karar vermişti. Kazancını da o yoldan sağlıyordu. 25 Ağustos 2018 günü müşterisi ile anlaştı. Katıksız bir psikopattı müşteri. İşi bitti…Kalktı, elini yüzünü yıkadıktan sonra Esra ile tartışmaya başladı. Adamın gözlerini kan bürümüştü. Aldı bıçağı birkaç kez savurdu. Yetmedi, Esra’nın boğazını kesti. Yerde kanlar içinde yatan cesedin üstünden atladı, evine gitti adam. Kısa süre sonra yakalandı, tutuklandı, ceza evine yollandı. Esra günlerce morgda kaldı. Ailesi arandı. Sonra bulundu… Ailesi kesin kararlıydı… “Dinen ve ahlaki açıdan kendisini reddediyoruz.” dediler. Cenazesini almaya gitmediler. Üç beş LGBTİ’li toplandı. Cenazeyi teslim aldılar, belediye aracının arkasına takılıp defin ettiler. Aile, iyi bir ahlaki bir çıkış yaptığını düşünüyordu. Aradan zaman geçti. Esra çalıştığı yıllarda bir miktar para biriktirmişti. Bir taraftan da birikimlerini sağlamak bağlamak istemiş iki ev almıştı. Tereke açıklandı. İki ev ve bir miktar parası vardı. Mahkeme vasiyet sahiplerini buldu. Anne ve babasıydı. Cenazeyi almayan, “Ahlaki ve dinsel” gerekçeler sunan aile, Bu kez mahkemedeydi… Cenazeyi kabul etmeyen aile, mirası kabul etti. Evlerin ve yüklü miktar paranın sahibi oldular. “Ahlaki ve dinsel” gerekçeleri bir anda yok oldu… Al sana ahlak… Al sana terbiye… Al sana dinsel inanış… Yeni ahlak düzeni böyle işte… Kalabalığı bulduğunda cesaret timsali, Gazetecileri gördüklerinde dürüstlük abidesi, Cuma namazı çıkışında melek, Meclis toplantılarında, vatan millet Sakarya… Kapalı kapılar ardında ise ver mehteri , ver coşkuyu… Bu iki yüzlü, maskeli, insanların arasında dolanıyoruz ya. Bizimkisi daha acı… Adamın ne yaptığını , neler yaptığını biliyorsun, duyuyorsun, Yeri geliyor, tam kanıtını bulamıyorsun o yüzden yazamıyorsun, çizemiyorsun. Sonra aynı adamı bir konuşması sırasında dinliyorsun. Bıraksan İzmir’i o kurtardı… … Yeni ahlak düzeni bu işte… Kalabalık içinde, al tokmağı Esra’ya vur. Ele güne karşı delikanlı, hümanist, iyilik timsali baba ol. Gel karanlık köşelere,Esra’ların mirasını topla, üstüne otur… Yetmedi… Cuma’ya git, af dile Allah’tan… Ha birde gerin camii bahçesinde, derin derin… Uzun görün, bolca görün… Şimdi; Asıl ahlaksız kim ? Esra Babası ve annesi Katil Şu maskeli yüzler Ben ?