Havaların soğumasıyla birlikte buna bağlı olarak kalp krizi riskinin neden arttığı bilimsel araştırmalardan ve uzman görüşlerinden ortaya çıktı.

Peki, soğuk havalarda kalp krizi riski niçin artar ve kalp sağlığını korumak için neler yapmak gerekir? İşte Yeniçağ'daki habere göre bu soruların cevabı...

SOĞUK HAVADA KALP KRİZİ RİSKİ NEDEN ARTAR?

Damarların Daralması: Soğuk hava, kan damarlarının daralmasına neden olabilir. Bu durum, kan basıncını artırarak kalbin daha fazla çalışmasına yol açar. Özellikle kalp-damar hastalığı olan kişilerde bu durum kalp krizi riskini artırabilir.

Kan Pıhtılaşması: Soğuk hava, kanın pıhtılaşma eğilimini artırabilir. Bu durum, damar tıkanıklıklarına ve dolayısıyla kalp krizi riskinin artmasına neden olabilir.

Artan Enerji Harcaması: Vücut, soğuk havalarda ısısını korumak için daha fazla enerji harcar. Bu ekstra enerji ihtiyacı, kalbin daha fazla çalışmasına neden olur ve bu da kalp krizi riskini artırabilir.

Azalan Fiziksel Aktivite: Soğuk havalarda insanlar genellikle daha az dışarı çıkar ve daha az fiziksel aktivite yapar. Düzenli egzersiz yapmamak, kalp sağlığını olumsuz etkileyebilir ve kalp krizi riskini artırabilir.

KALP SAĞLIĞI NASIL KORUNUR?

Sağlıklı Beslenme: Doymuş yağlardan fakir, lif, antioksidan ve omega-3 yağ asitlerinden zengin bir diyet kalp sağlığı için önemli. Taze sebze, meyve, balık ve lifli gıdalar tüketmek kalp damar hastalıkları riskini azaltabilir.

Düzenli Egzersiz: Haftada en az 150 dakika orta yoğunlukta egzersiz yapmak, kalp sağlığını korumaya yardımcı olur. Yürüyüş, yüzme ve bisiklet gibi aktiviteler önerilir.

Sigara ve Alkol Kullanımını Bırakmak: Sigara ve aşırı alkol tüketimi, kalp damar sağlığını olumsuz etkiler. Bu alışkanlıklardan uzak durmak, kalp krizi riskini azaltır.

Stres Yönetimi: Stres, kalp sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Meditasyon, yoga ve derin nefes egzersizleri gibi stres yönetimi teknikleri kalp sağlığını korumaya yardımcı olabilir.

Düzenli Kontroller: Kan basıncı, kolesterol ve kan şekeri seviyelerinin düzenli olarak kontrol edilmesi, kalp sağlığını korumak için önemlidir. Bu değerlerin normal seviyelerde tutulması, kalp krizi riskini azaltır.