Bireysel silahlanmaya bir kurban daha

Bireysel silahlanmaya bir kurban daha

Önüne geçilemeyen bireysel silahlanma bir can daha aldı. Serdar Çekiç'e yol verme kavgasında 13 kurşun sıkıldı. Hukukçular "Devlet daha sıkı önlemler almalı" diye yol gösteriyor.

Tahsin Doğan

Pek çok insan silahlarla savaşları özdeşleştirir. Ancak dünyada savaşlar nedeniyle bir yılda ölenlerin sayısı 300 bin iken, barış içinde yaşanıldığı düşünülen bölgelerde bireysel silahlanmanın yarattığı sessiz çatışma ortamında her yıl 200 bin kişi hayatını kaybediyor. Ülkemizde de 2008-18 arası istatistikler ruhsatlı ateşli silahlarla 25 bin 547, ruhsatsız ateşli silahlarla 159 bin 123 suç işlendiğini söylüyor. 

Bunun son örneği 3 Temmuz'da İstanbul TEM Otoyolu'nda yaşandı. Hasan Saykan, yol verme konusunda tartıştığı Serdar Çekiç'i, otoyolun ortasında kurşun yağmuruna tuttu, 13 el ateş etti. 4 kurşunun isabet ettiği 37 yaşındaki 2 çocuk babası Çekiç yaşamını kaybetti. Bir ailenin daha dağılmasına yol açan, iki çocuğu daha babasız bırakan Hasan Soykan'ın savunması ise tirajikomik. İfadesinde "Karadenizli olmam nedeniyle üzerimde silah bulunduruyorum" diyen katil zanlısı, tabancayı ruhsatsız taşıdığını da itiraf etti. Çekiç'in eniştesi Hüseyin Şahin "Bu şahıs 'Karadenizliyim, silah taşırım' diyor. Başkaları da 'Ben Diyarbakırlıyım, ben Konyalıyım, ben Sivaslıyım, ben Bursalıyım' diyerek silah taşırsa sonuç ne olacak! İnsanlar bu kadar rahat silahlanmamalı. Bunlara devletin çözüm bulması lazım" diye tepkisini dile geçirdi. 

Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Sınar, bir süre önce yaptığı açıklamada özellikle ruhsatsız silahlara ilişkin cezai yaptırımların yeterli olmadığını söyleyerek "Ruhsatsız silahlara ulaşmak çok kolay. Yakalanmanın cezası da çok düşük. 'Silahı ruhsatla alamıyorum, o halde ruhsatsız bir silah edineyim' diyen insanlar yakalandığı zaman çok ağır cezalara maruz kalacağını bilmeli" dedi.  Serdar Çekiç, arkasında iki yetim ve gözü yaşlı bir eş bıraktı.