Yunanistan ilk krizi MÖ 4. yy'da yaşadı

Sadece Avrupa değil, dünya piyasalarının gözü kulağı Yunanistan’da…

IMF’ye olan borcunun taksidini süre dolduğu halde ödemeyen Yunanistan, AB’den yeni bir kurtarma paketi istedi, hayır yanıtı aldı. Avrupa Birliği’nin ‘ağa babaları’ yine kemer sıkmalarını önerdi. Halk yeni tedbir paketi istemediğini günlerdir süren eylemlerle gösterdi, büyük umutlarla gelen Çipras hükümeti, borçları ödememek için tüm seçenekleri değerlendiriyor.

Avrupa özellikle de Almanya Başbakanı Angela Merkel geri adım atmıyor.

Obama “ABD’yi etkilemez ama çıkmazdaki bir ülkeye bu kadar yüklenilmeli” diyor. Yunanistan’ın komşusu olan Türkiye, Borç taksitlerinden birini talep gelirse ödemeyi düşüneceğini açıklıyor. Kısaca herkes Yunanistan’ı konuşuyor…

2008 yılında başlayan ekonomik krizin hala en keskin etkileri Yunanistan’da yaşanıyor. Krizden hemen sonra iflas eden İzlanda bile toparlandı, İspanya ve Portekiz düze çıkmak için uğraşıyor ama Yunanistan’da işler bir türlü yoluna girmiyor.

Türkiye’nin borçla ve ekonomik krizle yaşamaya alışkın olduğu yaygın bir kanı ama Yunanlılar bu konuda bizden daha deneyimli. Çünkü ülkedeki ilk ekonomik kriz, Platon ve Aristo gibi büyük düşünürlerin yaşadığı dönemlerde olmuş. Milattan önce 4. yy'da şehir devletleri borçlarını ödeyemez duruma gelmiş.

Daha sonra 1826, 1843,1860, 1894 ve 1932 yıllarında Yunanistan borçlarını ödeyemeyerek temerrüde düşmüş, yani haziran ayı içinde IMF’ye borcunu ödeyemediği için ilk kez temerrüde düşülmüyor. Ülke, son 200 yılını ekonomik krizlerle geçirdi.

Yunan halkı, pazar günü sandık başına giderek yeni ekonomik paket hakkındaki düşüncesini söyleyecek, beklentiler “hayır” cıların kazanacağı yönünde. Avrupa Merkez Bankası da AB ülkelerinin ekonomi bakanları da yeni bir teşvik paketini görüşmek için refereandum sonuçlarını bekliyor.

Peki Yunanistan’ın ihtiyacı olan para ne kadar, yani toplam borç ne? Ülkenin yüzde 60’ı Euro Bölgesi’ne, yüzde 15’i devlet tahvillerine, yüzde 10’u IMF’ye, yüzde 8’i Yunan bankaları ve yabancı bankalar başta olmak üzere diğer kreditörlere, yüzde 6’sı da Avrupa Merkez Bankası’na olmak üzere toplamda yaklaşık 323 milyar euro borcu bulunuyor.

Yani borcun çok büyük bir bölümü Avrupalı bankalara, çoğu da Almanya’ya. Merkel o yüzden bu kadar katı bir tutum içinde…

Anımsayacaksınız 2011’de o dönemin başbakanı Papandreu da kemer sıkma önlemleri için referendum yapmak istemiş ancak AB bu kararından vazgeçirmişti. Pazar gününe kadar AB’den Çipras’a yeni bir teklif gitmezse halk oylaması yapılacak ve önceki anlaşmanın süresi dolduğu için Yunanistan teknik olarak iflas etmiş sayılacak.

Peki AB, bu riski sizce göze alır mı? Yaşanan bu görüşme trafiği, karşılıklı restler, açıklamalar, ‘ne kadar fazla taviz alabileceksek alalım sonra anlaşalım’ politikasının izdüşümü. AB, parasını kurtarma peşinde, Yunanistan da bunu bildiği için ayak sürüyor.

Atina, kendilerine üçüncü bir kurtarma paketi verilmesi ve mevcut borçların da yeniden yapılandırılarak daha uzun vadeye yayılmasını teklif ediyor, AB ise bekleme taraftarı…

Pazar gününe kadar AB bir adım atmazsa (ki bu süreçte Çipras’ın taviz vermesi siyasal intiharı anlamına gelecektir) pazartesi günü neler olacağını göreceğiz.

Bu arada bugüne kadar IMF’ye borcunu ödeyemeyen Afganistan, Zimbabve ve Haiti’ye ilk kez gelişmiş bir ülke de dahil oldu.

Kazanan Yunan halkı olsun…

Önceki ve Sonraki Yazılar