
Dr. Aybars Akoğlu
AŞK HİÇ BİTER Mİ?
Aşk bitti, elimden sanki minik bir balık kayıp gitti
Aşk bitti, içimden sanki bir şeyler kopup gitti
Aşk hiç biter mi?
Hiçbir şey olmamış gibi boşlukta kaybolup gider mi?
İnsanlara ‘En çok sahip olmak istediğiniz şey nedir?’ diye sorulduğunda para, mutluluk, sağlıktan sonra gelen cevap genellikle aşk olur. Aşk, yüzyıllardır insanlığı meşgul eden bir konu olmuş; insanlar tarih boyunca aşk iksirlerine başvurarak aşkın esrarını çözmeye ve denetlemeye çalışmışlardır.
1982 yılında kurulan Ezginin Günlüğü isimli grubun en iz bırakan şarkılarından biri ‘Aşk Bitti’ şarkısıydı. Bugün bilim adamlarının onların ‘Aşk hiç biter mi*’ sorusuna cevabını sizlerle paylaşmak istedim.
İtalyan besteci Verdi’nin bir operasında Violet ‘Gelin yalnızca haz için yaşayalım. Nasıl olsa aşklar da çiçekler gibi solacaklar’ der. Gerçekten aşk hiç biter mi ve aşk bittiğinde her şey bitip ilişki anlamsızlaşır mı?
Yapılan bilimsel araştırmalarda, hem hormon ölçümleriyle hem beyin görüntülemeleriyle, aşkın ömrünün 2-3 yıl olduğu saptanmıştır. Aşk için salınan, o kişi görüldüğünde vücutta heyecanı yaratan dopamin, noradrenalin ve feniletamin yıllar içinde gittikçe azalmaya başlar. Oysa bu kimyasallar heyecan, heyecanla birlikte takıntı ve mutluluk hallerinin yaşanmasını sağlar. Hormonlar düştükçe yüksek kortikal merkezler harekete geçer, bir anlamda uyanma gerçekleşir. Uyandığımızda onu karşımızda gördüğümüzde, mantıklı düşünen kortikal merkezin kumandasında da dengeli bir ilişki yürütebiliyorsak, mantığımız devredeyken de keyif alabiliyorsak ilişkimiz ömür boyu sürüyor. Eğer o eski sarhoşluk halini özlüyor, kortikal merkez devre dışıyken yaşadığınız keyfi arıyorsanız, o ilişkinin ömrü 2.5 yıl sürüyor ve siz de yeni aşklar aramaya başlıyorsunuz..
Zaman içinde, aşık olunan kişinin hataları birdenbire göze batmaya başlar. Aslında aşık olunan insan değişmez ancak aşık olan kişi aşkını artık mantık çerçevesinde değerlendirmeye başlar. Bu durumda, iki seçenek çıkar insanın karşısına. Ya aşk bitiyor ya da yerini sevgi ve güven gibi farklı duygularla sağlam bir ilişki haline dönüyor. Eğer ilişki devam ederse endorfinler devreye giriyor ve huzur, güven gibi duygular ilişkiye ekleniyor. Seksle beraber oksitosinin salınması ile doyum ve bağlanma gerçekleşiyor. Yani başlangıçta her şey çok güzel olan aşkın yerini onu destekleyen başka davranış modelleri alıyor. Aşk, başlangıçta hormonal ve duygusalken daha sonra sevgiye dönüşebiliyor.
Prof. Dr. Kemal Yücesoy, aşkı “geçici bir delilik hali ve akıl tutulması” olarak tanımlayarak aşka kapılmanın 1.5 saniye sürdüğünü iddia ediyor. Aşık olunca beyinde 12 merkezin aynı anda çalıştığını belirten Yücesoy, aşkın beyinde meydana getirdiği değişiklikleri şu şekilde tanımlıyor: “Aşk, görsel bir şeyle başlıyor ama görsel beğeni insan beyninde sadece saniyenin beşte biri kadar. Beyin, o an bir fotoğraf çekiyor. Bu fotoğraf çekildikten sonra kalp çarpıntısı başlıyor. Bu toplamda 1.5 saniye sürüyor. Bundan sonra bütün iş beyinde dönüyor. Tam 12 merkez birden çalışıyor. Bu geçici bir delilik çünkü o hummalı faaliyeti göstermeye başlayan merkezlerin birçoğu aslında obsesif-kompulsif hastalarda da çalışıyor. Dolayısıyla burada bir takıntı başlıyor, psikiyatrik bir problem, bir delilik hali ortaya çıkıyor. Bu çalışma sırasında komuta, yani akıl mantık tamamen devre dışı kalıyor. Burada akıl tamamen tutuluyor, her şeyin mantığı kayboluyor, ondan sonra da tüm vücutta hormonal değişiklikler ortaya çıkıyor, kısacası aşk denen mutluluk ve sarhoşluk oluşuyor.”
Aşk sadece duygusal bir süreç değil. Aşk ne kadar gerçek bir acı olabiliyorsa acıyı da fiziksel olarak azaltabiliyor. Mutlu evliliği olan kadınlara dışarıdan ağrı verildiğinde, bundan acı duyuyor. Eşini getirip elini tutturduğunuzda bu acı azalıyor. Mutsuz evliliklerde eş gelip elini tutsa da o acı seviyesi düşmüyor.
Prof. Dr. Mehmet Sungur ‘Eğer insanlar aşk yok olduğunda onun yerine gelebilecek duyguların en az aşk kadar doyurucu olabileceğine inansa, aşk ne zaman biter sorusu bu kadar korkutucu olmazdı. Oysa sevgiye dönüşmüş bir aşk insana tutkudan daha anlamlı olabilecek güzellikler sunabilir’ diyor. Aslında grup kendi sorusuna kendi cevabını da vermiş şarkısında.
Kalır adımızla
Bir sokak duvarında
Bir ağaç kabuğunda
Bir takvim kenarında
Kalır bir çiçekte
Bir defter arasında
Bir tırnak yarasında
Bir dolmuş sırasında
Kalır bir odada
Bir yastık oyasında
Bir mum ışığında
Bir yer yatağında
Aşk hiç biter mi
Kalır dilimizde
Yinelenen bir şarkıda
Bir okul çıkışında
Bir çocuk bakışında
Kalır bir kitapta
Bir masal perisinde
Bir hasta odasında
Bir gece yarısında
Kalır bir durakta
Yırtık bir afişte
Buruk bir gülüşte
Dağılmış yürüyüşte
Aşk hiç biter mi
Kalır bir sokakta
Bir genel telefonda
Bir soru yanıtında
Bir komşu suratında
Kalır bir pazarda
Bir kahve kokusunda
Bir tavşan niyetinde
Bir çorap fiyatında
Kalır bir yosunda
Bir deniz kıyısında
Bir martı kanadında
Bir vapur bacasında
Aşk hiç biter mi