
Hüsnü Mahalli
Gelinen Nokta
Türkiye kendi içinde çok sıcak ve önemli gelişmeler yaşarken, bölgede Türkiye'yi yakından ilgilendiren ilginç olaylar oluyor.
Örneğin; Suudi Arabistan'ın cuma günü aldığı karar. Üç hafta önce, Suriye'de savaşan kendi vatandaşlarını hapisle tehdit eden Kral hazretleri, bu kez de Müslüman Kardeşler, Kaide, Nusra ve IŞİD'i terör örgütleri olarak tanımladı ve bu örgütlere karşı bir mücadele planı açıkladı!
Planın bir başka amacı da; ülke içindeki her türlü muhalefeti ortadan kaldırmak.
Boşuna anlatmıyorum sizlere bu Suudileri.
Arap ve İslam coğrafyasında yaşanan ne kadar bela ve pislik varsa, hepsinde Suudi yönetimlerinin payı vardır.
Bir düşünün; ‘uyumlu’ İslamcıları iktidara getirmeyi amaçlayan 'Arap Baharı' sürecinde Katar, Körfez ülkeleri ve Türkiye ile birlikte Tunus, Mısır, Libya, Yemen ve Suriye'deki türlü türlü İslamcılara sınırsız yardım eden Suudiler, şimdi bu İslamcıları ‘terörist’ ilan ediyor.
Oysa Suudiler olmasaydı; Kaide, Nusra, IŞİD ve benzeri terör örgütleri olmayacaktı.
Yine Suudiler olmasaydı, bu coğrafyada Türkiye dahil hiçbir Müslüman ülkede son 60-70 yılda Müslüman Kardeşler ve çizgilerindeki yapılanmalar olmazdı. Oysa şimdi, aynı Suudiler tüm İslami örgütlerin ideolojik kaynağını oluşturan ‘Müslüman Kardeşler’i terörist ilan ediyor.
Bu çok ilginç ve şaşırtıcı.
Bölgede yeni bir dizayn yapılıyor.
Mısır'da ‘Müslüman Kardeşler’i deviren ve onları terörist örgüt ilan eden General Sisi'ye ilk desteği veren Suudiler, geçen hafta şaşırtıcı bir adım daha atmıştı. Suudi Kral, dünürü Bahreyn kralı ve Birleşik Arap Emirlikleri Başkanı’nı da yanına alarak, Katar Şeyhi’ne savaş ilan etmişti!
Onlara göre; Şeyh hazretleri "Terörist Müslüman Kardeşler’e ve radikal tüm gruplara destek veriyor ve Müslüman alemini karıştırıyor".
Neyle mi?
El-cezire Televizyonu ve başta Yusuf Kardavi olmak üzere, Katar'da yerleşik ruh hastası onlarca din adamı ile. Bunu ben değil, Suudiler söylüyor.
Şimdi artık hepsi terörist!
Ben bunu üç yıl önce yazıp söylemiştim.
El-cezire, gençleri Suriye'de savaştırmak için yüzlerce fetva veren o sahte din adamlarını ekrana taşıyıp durdu. Katar'ın parasıyla Suriye'yi perişan eden on binlerce yerli ve yabancı ruh hastası katliamlarla ün kazanmaya çalışıyorlardı.
Peki şimdi ne olacak?
Obama ay sonunda, beyzbol sopasını da alıp Körfez ülkelerine giderek kral, emir ve şeyhleri teftiş edecek. O teftiş sonrasında, ABD'nin kimden, ne kadar yana olacağını hep birlikte göreceğiz. Ya Başbakan Erdoğan'ın dostu Katar Şeyhi’ne “Çok iyi iş çıkardın, devam et" diyerek, bölgemizi perişan etmeyi sürdürecek ya da Suudi Kral’ın İslamcı teröristlere karşı başlattığı ama henüz samimiyetini kanıtlamadığı yeni tavrına destek verecek.
İki seçenek de ama özellikle ikincisi Türkiye'yi çok yakından ilgilendiriyor.
Çünkü 'Müslüman Kardeşler kökenli' olan ve Suriye olayında baş yol üstlenen AKP yönetimindeki Türkiye şimdi artık Mısır, Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn tarafından 'teröre destek veren ülke' muamelesi görecek.
Bir zamanlar 'Arap Baharı' sürecinde birlikte hareket ederek, türlü türlü İslamcılara destek veren ülkeler şimdi düşman oldu. Tıpkı; Suriye'de birbirlerini kırmaya başlayan terörist gruplar gibi. Tıpkı; Irak, Libya, Mısır, Tunus ve Yemen'de düşman olan tüm İslamcı gruplar gibi.
AKP'nin işi çok zor.
Ya şimdiye kadar yaptığı gibi bildik tehlikeli Suriye politikalarına devam edip, çok daha tehlikeli ve kapkara tünelin sonuna ulaşır ya da Suriye'yi karanlık tünele sürükleyen silahlı gruplara verdiği destekten vazgeçerek, bölgenin çağdışı kral, emir ve şeyhlerinden farklı bir ülke olduğunu kanıtlar.
Hem de geç kalmadan!
Başından beri Suriye'de savaşan tüm grupların terörist olduğunu söyledim, hala da söylüyorum.
Bu gruplara destek veren Suudiler şimdi “Bunlar ve bunlara destek veren herkes terörist” diyor. Teröre destek veren kişi ve ülkeler ‘uluslararası hukuk’ ile yargılanır.
Peki o zaman, bu teröristlere karşı mücadele eden bir devlet ve o devletin başkanı olarak Esad nasıl terörist oluyor?
Hep söyledim, yine söylüyorum: “Arap Baharı ve Suriye'deki durum iğrenç bir oyundur”.
Pis kokular her tarafa yayılınca, ABD ve yandaşları bu kez farklı bir versiyon deniyorlar: “Suriye'de savaşanlar arasında ılımlılar da var”.
Tam bir maskaralık!
Bunların en ılımlıları: Müslüman Kardeşler, onlar da Amerikan müttefiği Suudi'lerin terör listesinin başında yer alıyor.
Varın, siz düşünün gerisini!
Bölgede Katar Şeyhi’nden başka dostu kalmayan AKP'nin işi çok ama çok zor.
Son kitabım; ‘Diren Suriye’nin kapağının alt başlığı: “Siyasal İslam Projesi çöktü... Biz kazandık”.
Biz; savaş istemeyen, bölgesel dostluğu savunan ve bölgesinde gerçek bir model olması gereken; çağdaş, özgür, temiz ve tam demokrat bir Türkiye isteyenleriz.