Hüsnü Mahalli

Hüsnü Mahalli

'Glu Glu' Dansı

24 Eylül’de, The Daily Telegraph Gazetesi, İngiliz Savunma Enstitüsü’nün (İHS) ilginç bir araştırmasını yayınladı. İstihbarat örgütleri ve saha çalışmaları sonucu elde edilen bilgelerin derlenmesini kapsayan araştırmaya göre; 83 ülkeden yaklaşık olarak 100 bin Radikal İslamcı militan, sayıları 1.500 civarında olan irili-ufaklı gruplar halinde Suriye’nin her tarafında Esad’a karşı savaşıyor.
Gazete; ülkeleri ve bu ülkelerden gelen militan sayılarını ve bunlardan kaçının öldürüldüğünü detaylı olarak veriyordu.
Abartısız söylüyorum; dünya tarihinde benzeri olmayan bu olay ABD’nin başına gelmiş olsaydı, şimdi Allah bilir ne durumda olurdu. Çünkü; bu 100 bin kişinin arkasında onlarca ülke ve onların uluslararası ve bölgesel istihbarat örgütleri var!

Peki amaç ne? Demokrasi mi? Buna kim inanır? Bu ruh hastalarını, ‘You Tube’da paylaştıkları görüntülerle, herkes tanıdı. Bu kişi ve gruplardan ‘demokrasi’ ve ‘özgürlük’ kelimeleri duyan var mı? Adamların işi gücü ‘Allah adına’ boğaz kesmek; çocuk, kadın ve yaşlı demeden, düşman belledikleri herkesi öldürmek; kadınları kaçırıp tecavüz etmek; bomba yüklü araç ve intihar eylemleri ile masum insanları öldürmek; ülkeyi yakıp yıkmak...
Peki bunu neden yapıyorlar?
Onlara göre, ‘Gerçek İslam Devleti’ni kurmak için...
Peki hangisi gerçek?
Kaide mi, Nusra mı?

Aynı ideolojiye inanan bu iki örgüt militanları bile, şimdi “Gerçek olan biziz” diyor ve vahşice insan öldürüyorlar!
Oysa ortada tek bir gerçek var; o da, bu ve benzeri grupların saflarında savaşmak üzere Suriye’ye gidenlerin hepsi ‘ruh hastası’dır! Aldatılmış olanlar dahil.
Aksi takdirde; hiçbir din, akıl ve vicdan bu olup bitenleri açıklayamaz. Böyle olduğu için de, istihbarat örgütlerinin işi kolay oluyor. Nitekim; Batılı istihbarat örgütleri, kendi ülkelerindeki bu ruh hastalarından kurtulmak amacıyla; bu katillere yol veriyor, Suriye’ye gitmeleri için yardım ediyor ve böylece ‘bir taşla, birden fazla kuş vuracakları’nı hesaplıyorlar. Önce bunlardan kurtulacaklar; Esad’ı zayıflatıp, İsrail’i güvence altına alacaklar; Suriye ve Suriye üzerinden bölgeyi perişan edecekler ve tüm bunları yaparken müthiş bir haz alacaklar!
Genetik bir sapıklık...

Özetle, bu ‘mücahitlere’ büyük bir proje ihale edilmiştir. Zeka,  algılama ve anlama kapasiteleri sıfır ve ruh ile vicdan dengeleri bozuk olan bu tipler, bu oyunu anlamayacak kadar aptal oldukları için, kendilerini kahraman sanıyorlar.
Peki, Ankara bu oyunun neresinde?
AKP, başından beri bu oyunun başoyuncusu.
Bundan sonrası biraz karışık…

15 Mart’ta başlayan ilk gösterilerden iki ay sonra (31 Mayıs) AKP, ‘Suriye Muhalefeti’ni Antalya’da topladı. Tam o sıralarda ‘Özgür Suriye Ordusu’ denilen grup, Suriye’den kaçan askerlerle Antakya’da kuruluyordu. Gruba ilk destek Libya, Tunus ve Suudi Arabistan’dan gelen gönüllülerle sağlandı. Sonrası malum. Dünyanın dört bir yanından on binlerce garip tipin İstanbul’a gelip, buradan da Hatay’a uçtuğunu bilmeyen yok. Oradan da, ağır silahlarıyla Suriye’nin içine sokuldular. Bu konunun en ince ve gizli bilgileri Batı medyasında yayınlandı, yayınlanıyor. Ama bizim yandaş medyanın hiç haberi yok! Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bile ‘Sınırımıza yaklaşan radikal terörle ilgili olarak’ endişelerini dile getiriyor ama hükümetin ve yandaş medyasının umurunda değil. Suriye’de öldürülen bu ruh hastalarının yerine her gün yenileri Hatay’a geliyor ve oradan Suriye’ye giriyor. PYD Lideri Salih Müslim’in deyimiyle: “Orada yaralananlar, sınır boyunca Türk hastanelerinde tedavi ediliyor ve tekrar geri yollanıyor”. İdeolojsi itibariyle, bunlardan nefret etmesi gereken İsrail bile, Suriye Ordusu ile çatışırken yaralanan Nusra, Kaide ve ÖSO’cu teröristleri kendi hastanelerinde harika bir şekilde tedavi ediyor ve sağ salim tekrar Suriye topraklarına geri sokuyor!
Sonra, birileri çıkıp ‘hak, hukuk, özgürlük ve demokrasi’den söz ediyor.
Hem de İslam adına…

Rahmetli Erbakan’ın deyimiyle; tam bir  ‘Glu Glu Dansı... Yamyam Dansı’
Ne demişti Erbakan: “Hadi oradan!..”

Önceki ve Sonraki Yazılar