
Hüsnü Mahalli
Haberlerin dili
Dünya medyası Papa'nın Türkiye ziyaretine büyük ilgi gösterdi.
Bakabildiğim haberlerin tümünde ortak bir vurgu vardı :
'Erdoğan'ın şatafatlı Osmanlı sarayı'....
Önceki gün yine dünya medyası Papa'nın 'Erdoğan'a inat' mütevazi otomobilinden söz ederken ilgi aniden Kobani'ye yöneldi. Çünkü Mürşidpınar karşısındaki sınır kapısını ele geçirmek için saldıran IŞİD intiharcıları Türkiye topraklarından gelmişlerdi. Açıklama YPG ve PYD yöneticileri tarafından yapılmış ve ÖSO yanlısı olarak bilinen Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi tarafından bildiri haline getirilmişti.
Kobani'de bunlar olurken bu kez 100 kadar Suriyeli muhalif silahlı grubun komutanı Gaziantep'te buluşmuş ve Devrim Komuta Konseyi adı altında güçlerini birleştirme kararı almıştı.
Amaç : ABD'ye şirin görünmek ve 'ılımlı muhalifler olarak emrindeyiz' demek için.
Haberi veren ise Katar'ın El-Cezire televizyonu. Haber biraz da ihbar kokuyordu.
Son günlerde Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri ile barışmak zorunda kalan Katar Emiri Temim'in televizyonu bu haber ile dünyaya 'Bakın benim bu teröristler ile ilgim yok herşeyi Türkiye yapıyor' deme çabasında.
Oysa Temim ve öncesinde babası 'Arap Baharı' sürecinde bu coğrafyanın tüm pisliklerinden sorumludur. Hem de sık sık İstanbul'da toplanan 'Suriye Dostları Grubu'nun içinde yer alan yüz ülke ile birlikte.
El-Cezire bu süre içinde bir televizyon olarak değil, tamamen bir CİA-Mossad operasyon merkezi gibi çalışıyordu, çalışıyor.
Peki dünya medyası başka neyi yazıp konuştu?
Libya'nın başkenti Trablus ve ikinci büyük kenti Bingazi'de radikal İslamcı gruplar ile 'laik' ordu birlikleri arasında yoğun çatışmalar devam ediyor. Her iki kentte önemli bölgeleri kontrol eden İslamcı grupların en radikali olanları Derne şehrini IŞİD'in Kuzey Afrika başkenti ilan etmeye hazırlanıyor.
Arap medyası ise Ankara'nın var gücü ile İslamcı gruplara destek verdiğini yazıyor.
Tıpkı Mısırlı Müslüman Kardeşler'e verdiği desteği yazdığı gibi. Mısır medyasında yazılanlara bakılırsa Müslüman Kardeşler'in gösteri ve silahlı eylemleri İstanbul'dan yönetiliyor, yönlendiriliyor. Bu ay başında İstanbul'da yayına başlayan Müslüman Kardeşler Televizyonu ise provakasyon görevini üstlenmiş durumda.
Bir de İsrail'den gelen habere bakalım. Resmi açıklamaya göre İsrail polisi 'terör eylemi hazırlığında olan 30 kadar Hamas militanını yakalamış ve bu kişiler Türkiye'de eğitim gördüklerini itiraf etmişti'.
Son 3-4 günde Arap ve dünya medyasında bu haberlere benzer çok haber ve yorum vardı.
Özeti : Bu coğrafyada tüm kötülüklerin arkasında ve içinde AKP yönetiminde Türkiye var.
Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Maliki 'Türkiye bölgedeki tüm teröristleri destekliyor' dedi.
Suriye Dışişleri Bakanı Muallim Moskova dönüşü 'Dünya IŞİD'in yok edilme çabasında samimi ise sınırı tamamen kapatması ve teröristlerin geçişini engellemesi için Türkiye'ye baskı yapmalıdır' dedi.
Buna benzer sözleri haftalar önce ABD Başkan Yardımcısı Biden de söylemişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu onu da dinlememişti.
AKP yönetiminde Ankara 'Arap Baharı' ile birlikte kendine göre çizdiği düble yolda devam etmek istiyor.
İstiyor ama gidilecek yol kalmadı.
Her taraf taşlı tarla!
Tarihte benzeri olmayan tüm iğrenç saldırılara rağmen Esad devrilmedi.
Erdoğan'ın stratejik müttefiği Mursi ancak bir yıl iktidarda kalabildi.
Tunus'ta Erdoğan'ın ikinci stratejik müttefiği İslamcı Nahda Partisi artık iktidarda yok.
Erdoğan'ın çok sevdiği Hamas, Arap yönetimleri tarafından kuşatıldığı için perişan durumda.
Erdoğan'ın Sünnilere destek vermesi Maliki hükümetinin düşmesini sağladı ama Irak'ın %30'u IŞİD'in işgalinde. Bu ülkede mezhepsel ve etnik düşmanlık çok tehlikeli boyutlarda.
Suriye ve Irak'tan dolayı Erdoğan'ın İran ile ilişkilerinde gizli bir gerginlik yaşanıyor.
Erdoğan'ın 'EN' stratejik dost ve müttefiği Katar Emiri baskılar sonucu Sisi dostu Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn'in çizgisine yanaşarak Sisi ile barışmaya hazırlanıyor.
Dünyayı bilemem ama AKP yönetiminde Türkiye'nin bu coğrafyada hiç bir dostu kalmadı.
Müslüman Kardeşler ve çizgisindeki silahlı gruplar hariç.
Onlar da potansiyel Nusra ve IŞİD'çi.
Hepsi de emir kulu ve ruh hastası.