Hüsnü Mahalli

Hüsnü Mahalli

İşe yaramaz!

Önceki gün Diyarbakır’da yaşananların AKP açısından birçok amacı vardı ama en önemlisi petroldür. Oysa, Barzani’yi göklere çıkaranlar her nedense Kürt petrolünün yüzde 70’nin Talabani bölgesinde bulunduğunu hatırlamadılar. Tıpkı, bu petrolün TMSF tarafından mallarına el konulan M. Emin Karamehmet’in sahibi olduğu Genel Enerji Şirketi tarafından, çok zor koşullarda çıkartıldığını hatırlamadıkları gibi.
Vefasızlık dedikleri bu olsa gerek.

Önceki gün Barzani’yi göklere çıkaranlar, her nedense Talabani’yi bir kelime ile olsun anmadılar. Oysa, bugün Türkiye’nin Barzani ile ilişkileri bu düzeyde ise, bunda en büyük pay Talabani’ye aittir. Kürt Sorunu ile ilgilenen herkes bu gerçeği çok iyi bilir. Çünkü; ne zaman Barzani Türkiye’ye saldırmışsa, Talabani onu yumuşatamaya ve Ankara ile arasını bulmaya çalışmıştır.

Örneğin; dün Diyarbakır’da görkemli bir şekilde karşılanan Barzani, dört yıl önce “Türkiye Erbil’i karıştırmaya devam ederse, ben de Diyarbakır’ı karıştırırım” tehdidinde bulunmuştu. O zaman da Talabani iki tarafı sakinleştirmişti. Ama önceki gün ne Erdoğan, ne de Barzani, Talabani’yi bir kelime ile andı. Oysa Talabani, Kürdistan’ın bağlı olduğu Irak Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanıdır.

Türkiye’de egemen olan sağ ideolojiler doğal olarak; sosyal demokrat, avukat ve çok entelektüel bir kişiliğe sahip Talabani’yi değil, bir aşiret reisi olan Barzani’yi tercih etmiş ve bugün de ediyor. Barzani’nin Diyarbakır ziyaretine böyle bakmak gerekir.

Türkiye’nin Kuzey Irak yani ‘Irak Kürdistanı’ ile ilgili tüm politikaları çelişkilerle doludur. Bunun nedeni; Türkiye’nin kendi Kürt Sorunu ile ilgili çelişkileridir.

Çok gerilere gitmeye gerek yok. Önce; Talabani ve Barzani’yi gizlice Ankara’ya getiren Rahmetli Özal, Ekim 1991’de “Kürt meselesini mutlaka çözeceğim” dedi. 1992’de de Demirel ‘Kürt realitesini’ tanıdı. Çiller ise “Bask Modeli’ni tartışalım” derken, Mesut Yılmaz 16 Aralık 1999’da “AB yolu Diyarbakır’dan geçer” vurgusunu yaptı.

Ecevit, Baykal ve diğer CHP’liler Kürt sorunu ile ilgili, rapor üzerine rapor hazırladılar. Rahmetli Erbakan ise Öcalan ile yazışıp durdu.

Ama hiçbiri sonuç almadı. Çünkü hepsi, PKK’yi yalnızca Türkiye’nin bir sorunu olarak gördüler. Ağustos 2005’te, Başbakan Erdoğan Diyarbakır’a gitti ve Kürt Sorunu’nu çözeceğini söyledi. Sekiz yıl geçti ve Kürt Sorunu ortada. Şimdi Erdoğan bu sorunu Barzani ile çözmeye çalışıyor. 1984’ten bu yana tüm liderler bunu denedi ama sonuç alamadılar. Çünkü Kürt sorununun tarafı olanlar Türkiye içinde. Yani İmralı’da ve BDP’nin başında. Öcalan’ın istemediği hiçbir formül Kürt Sorunu’nun çözümünde işe yaramaz. Yani Erdoğan’ın PKK’yı zayıflatma, PKK’yı kendi kontrolüne alarak Esad’a karşı kullanma hesaplarıyla,  Barzani’ye “Git, PYD’yi sıkıştır” demek işe yaramaz. Ankara 1997’de de Barzani’yi PKK ile savaştırmış ve yenilen taraf Barzani olmuştu. Barzani’nin bugün için Kuzey Irak’ta göreceli olarak güçlü görünmesi hiçbir şey ifade etmez. Dengeler her an değişebilir. Örneğin; Talabani’nin partisi KYB’den ayrılan Goran Hareketi tekrar KYB ile birleşirse, Barzani iktidarı kaybeder. Sonuçta, Kuzey Irak yani Kürdistan, Irak’ın bir parçası ve öyle kalacaktır. Yok, orayı ayrı bir devlet olarak düşünenler, o zaman o devletin içinde, başta Türkiye olmak üzere Suriye ve İran Kürdistan’larını da katmak zorundalar. İster Türkiye içi, ister bölgesel olsun, Kürt Sorunu’nda taktiksel adımlar hiçbir işe yaramamıştır ve yaramayacaktır. Kürtleri Kürtlere kırdıranlar ise, zaman zaman başarılı olmuş olabilirler ama sonuçta hep kaybetmişlerdir.

Ah şu samimiyet!
Hep söylüyorum: Kürt Sorunu, Türkiye’nin tek başına plan yapıp kendi başına çözüm üretebileciği bir sorun değildir. Kürt Sorunu bölgesel ve uluslararası bir sorundur. Bizans oyunları ve orta-şark kurnazlıklarıyla asla çözülemez. Büyük devletlerin tümü ve bölge ülkeleri Kürt Sorunu’nda taraftır. Ama özellikle İran, Suriye ve Irak. Yani; AKP Barzani’yi Diyarbakır’da krallar gibi karşılarken, bu üç ülke seyirci mi kalacak?
Kendini Barzani’ye rakip gören Öcalan, olup bitenler karşısında ilgisiz mi kalacak?
Barzani’den hoşlanmayan Iraklı ya da bölgesel Kürtler ne yapacak?
Daha bir hafta önce Davutoğlu’nu Bağdat’a gönderen Başbakan Erdoğan’ın Ankara’ya davet ettiği Maliki, bu olup bitenlere acaba ne  diyecek?
Daha başkaları ve başkaları...

Önceki ve Sonraki Yazılar