İhsanoğlu'nun iyi bir seçenek olmadığını herkes biliyordu.
Kendisi bile çok hevesli değildi.
Seçim kampanyası sırasında Erdoğan günde üç yerde yüz binlere konuşurken İhsanoğlu iftar ya da küçük salon sohbetlerini tercih ediyordu. İhsanoğlu'nu kendi seçmenlerine empoze eden Kılıçdaroğlu bazı yerlerde göründü ama Bahçeli geri planda kalmayı tercih etti.
Sanki herkes İhsanoğlu'nun kazanamayacağını biliyor ya da kazanmamasını istiyordu.
Bu durum doğal olarak halka yansıdı.
Eminim İhsanoğlu'na oy veren 15.5 milyon seçmenin büyük bölümü bunu içine sindirerek yapmamıştır.
İhsanoğlu'nu içine sindiremeyen birçok MHP seçmeni ise oyunu Erdoğan'a vermiştir.
Sandığa gitmeyen CHP'liler oynanan oyunun farkına vararak tatiline devam edip tepkisini göstermiştir. Çünkü birçoğu ikna edilmemiş ve inandırılamamıştı.
Yerel seçimlerde % 89 olan oy kullanma oranı bu nedenle pazar seçiminde yüzde 74 civarında oldu. Seçmenlerin %15'i sandığa gitmemişti. Çünkü birçoğu İhsanoğlu'nu benimsememişti.
Özet olarak CHP ve MHP daha karizmatik, toplum tarafından kabul gören ve Erdoğan'ı sıkıştırabilecek bir aday bulsaydı durum çok farklı olabilirdi, olurdu.
Örneğin AKP kurucusu ve Erdoğan'ın eski yardımcısı Abdüllatif Şener.
Şener kazanabilirdi. Çünkü toplumun geniş kesimleri tarafından seviliyordu.
Başkaları da olabilirdi. Örneğin MHP'li Meral Akşener ve CHP'li Emine Ülker Tarhan
Ama olmadı.
Belki de plan gereği olmaması gerekiyordu.
Peki şimdi ne olacak?
CHP ve MHP muhalefette kalıp kalmama konusunda çok net ve inandırıcı tavır sergilemeli.
CHP ve MHP ne yaparsa yapsın ama bir an önce sorunlarını çözmeli ve toplumun önüne farklı, sorunsuz, net, kararlı ve inandırıcı bir imaj ile çıkmak zorundalar.
Bu iki partiye oy veren insanların ezici çoğunluğu umudunu kaybetmek üzere.
Sandığa gitmeyen ya da isteksiz giden milyonlar bu durumun devamı ile siyasete olan ilgisini yitirecektir.
Böyle bir durum yalnızca AKP ve Erdoğan'a yarayacaktır.
Üstelik son dönemeç yaklaşırken.
Erkene alınmazsa parlamento seçimleri temmuzda.
Başta CHP ve MHP olmak üzere İhsanoğlu'na destek veren ya da vermeyen tüm partiler bu seçimlerde ortak listeler ile seçime katılmazsa AKP yine zafer kazanacaktır.
Temmuz seçimleri muhalefetin muhalefette kalmaktan kurtulması için SON fırsattır.
Temmuz seçimleri muhalif olanların AKP ve Erdoğan'dan kurtulması için SON fırsattır.
Bu fırsat doğru, etkin ve kesin bir şekilde kullanılmadığı zaman AKP temmuz seçimlerini kazanır ve Erdoğan istediği anayas değişikliklerini yaparak ülkenin tek hakimi olur.
O zaman da ne siyasette ne de toplum ve medyada muhalif diye kimse kalmaz.
Çünkü AKP yönetiminde bir Türkiye hızla Ortadoğu'laşacaktır.
Bunun hiç kimsenin hayal edemeyeceği kadar siyasal, ideolojik ve güvenlik alanlarında olağanüstü tehlikeleri olacaktır.
AKP Türkiye'yi Ortadoğu bataklığının tam ortasına itecektir.
Böyle bir AKP temmuz seçimlerini kazanırsa 2019 seçimlerinin de vizesini alır.
Böyle bir durumda %51.8 gibi çok düşük bir oran ile zoraki seçilen Erdoğan seçmen desteğini yükselterek ikinci dönemi de garanti edecek ve 2024'e kadar Çankaya'da oturacaktır.
Sonrasını anlatmanın bir anlamı yok.
Çünkü bir 10 yıl daha iktidarda kalan Erdoğan ve AKP şimdiye kadar olduğu gibi istediği HER ŞEYİ yapacak ve bir on yıl daha iktidarda kalmanın avantajlarını elde edecektir.
Böylece Erdoğan Ortadoğu'nun diğer liderleri gibi 30-40 yıl iktidarda kalmış olur.
Belki de iktidar veraseten Bilal ya da Sümeyye'ye intikal eder.
Kimse kızmasın ama gidişat bunu gösteriyor.
Bu gidişatı durdurabilecek yegane güç CHP ve MHP'dir.
Yani öncekilerden farklı olarak bu iki parti temmuz seçimlerinden önce kendi seçmenlerini sonra da tüm toplumu kazanabilecek ortak bir plan ile ortaya çıkmalıdır.
Bunun için de CHP ve MHP hemen çalışmaya başlamalıdır.
Erdoğan ve AKP'den kurtulmak isteyen herkes inandırıcı olması gereken bu birlikteliğe destek vermelidir.
Çünkü temmuz seçimleri herkes için SON dönemeçtir.
Dönemeci hızlı, kararlı, kendinden emin ve doğru bir şekilde geçen her kimse Türkiye Cumhuriyeti'nin ve bu cumhuriyette yaşayan insanların kaderini belirleyecektir.
Bu kadar net ve kesin.
Umarım birileri iktidar hesabını AKP içindeki olası kavga üzerinden yapmıyordur!