Hüsnü Mahalli

Hüsnü Mahalli

Teslim Olmak

'Batı'nın bize karşı savaşında kullandığı üç temel silahı var:

1- Aramızdaki kolay satın alınabilen işbirlikçiler,
2- Bizi her şeye kolayca alıştırmaları,
3- Hafızalarımızın zayıflığı.

Birinci silaha bakalım... Bu coğrafyada en kolay ve ucuza bulabileceğiniz şey; satılmış politikacılar, aydınlar, gazeteciler, akademisyenler, askerler ve bunların yalaka yandaşları.

Ama en tehlikelileri; kuşkusuz, dönek olanları. Bunlarda zerre kadar kişilik ve onur yok.
Hep merak ederim; bu silik tipler, aynaya bakarken kendilerini görüyorlar mı?

Belki de kendilerini çok zeki bulup “Kişilik, ilke ve onurlarından vazgeçmeyip, var olan koşullardan yararlanmayanlar ne kadar da salak" diye düşünüyorlardır.

Kim ne düşünürse düşünsün, ben bu tip insanları iğrenç ve bir o kadar tehlikeli buluyorum.
Gündelik çıkar ve hazları için satamayacakları hiçbir şey yok.
Gelelim, ikinci silaha...
Yani; her şeye alışıyoruz, alıştırılıyoruz.
Peki, kimler tarafından?
Yukarıda saydıklarımdan...

Hepsi el ele vermiş, bize sürekli yalan söylüyor ve bizlerden o yalanlara inanmamızı istiyor. İstemenin ötesinde, bize "Bu yalanlara ve bizim size empoze ettiğimiz her şeye alışın" diyorlar.

Afganistan, Irak,  Somali işgal edildi ve oralarda insanlar ölüyor ama bu hiç kimsenin umurunda değil. 'Arap Baharı' adı altında bölge darmadağın oldu ama hatırlayan yok. Filistin kimin umurunda? Suriye başka bir dram!

Bir zamanlar herkesin en sıcak bir şekilde gündeminde olan bu ülke artık unutulmuşsa benziyor. Oysa, orada çatışmalar devam ediyor ve her gün ortalama 100 kişi ölüyor. Ülkede 500 bin ev yıkılmış ve 4 milyon insan evinin dışında yaşamak zorunda bırakılmış.

İnsanlık dışı bir dram.
İnananlar için söylüyorum: Allah, bunlara neden olanlardan mutlaka hesap soracaktır.
Peki kimin umurunda?

Bu drama neden olan bölgesel ve uluslararası güçler neden şimdi sessiz ve ilgisiz? Yoksa, Suriye Halkı Irak, Libya, Mısır ve coğrafyamızın diğer halkları gibi, yine kurban mı seçilmişti?

Geçenlerde İsrail Cumhurbaşkanı Perez bakın ne diyordu: “İsrail'in gücü, sahip olduğu nükleer potansiyelden değil, daha çok Mısır, Irak ve Suriye'nin perişan edilmesindedir”.

Yani, herkes İsrail'e hizmet ediyor. Bilerek ya da bilmeyerek.
Nasıl olsa, Osmanlı'nın dediği gibi “Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür”.
Yani, insanlar genel olarak her şeyi unutuyor. Bu da, yaşlanan beynin doğal kimyasıdır.
İnsan doğasındaki bu zayıflığı birileri çok iyi ve kurnazca kullanıyor.

Nasıl mı?
Sürekli yalanlarla beyinlerimizi bombardımana tutarak...
Hepimizi sürekli sorunlarla boğuşturarak…
En büyük ve güçlü silah ise medya.
Herkesi şaşkına  ve aptala dönüştürme aracı…
Çoğu zaman da bunu başaran medya…
İşte bu nedenle, medyayı ele geçirmek dikta iktidarların en önemli hedefi olmuştur.

İşte bu nedenle, beyinlerimizi kontrol edip esir almak isteyen dış ve onların iç dostları, medya üzerinden tüm planlarını gerçekleştirebiliyorlar.

Neyse ki, her zaman değil.
Çünkü, hala bu coğrafyada ilkeli ve onurlu insanlar var ve hep olacaktır.
Her ne kadar, bunlar arasında zaman zaman ikili oynamaya kalkışanlar varsa da!
Umarım mertebe yükseltip ‘8 ayar altınla kaplı bakır’ misali olmazlar.
Unutmasınlar ki; bakır, temiz bir havada hemen kararır ve zehire dönüşür.

Önceki ve Sonraki Yazılar