
Hüsnü Mahalli
'Yeşil' Odak
İslamı siyasal içerikli söylemler içinde kullananların tümü olmazsa da büyük bölümü doların ‘Yeşil'ini çok seviyor. Oysa, dolar icat edileli henüz 230 yıl bile olmadı ve ‘Yeşil'i zenginliğin rengi olarak belleyen Amerikalılar paralarını bu renge boyarken 'In God We Trust'ü başka bir dil ile söyleyen Müslümanlarla aynı paydayı paylaşacaklarını bilmiyorlardı. Ama zamanla her şeyi öğrendiler. Kissinger ve Bzrezinsky bile 1977'de Sovyetler Birliği’ni dağıtma işine kalkışırken, projelerine 'Yeşil Kuşak' adını verdiler. Gerekçeleri de çok basit idi: İnançları gereği ‘Yeşil'i seven Müslümanlar ‘Yeşil’ renge boyanmış doları ve bu rengi dolara uygun bulan Amerikalıları da sevebilirler.
Nitekim de öyle oldu.
Dünyanın neresinde olursa olsun; Müslüman parti, örgüt, grup, cemaat ve teşkilatların büyük bölümü ABD, yani dolar ile büyük aşklar yaşadı, yaşıyor. Hiçbirinin bu aşkı meşru evliliklerle bitmedi, bitmeyecek. Uzun metres hayatından sonra, hep acıklı ayrılıklar yaşandı, yaşanacak. Doların büyüleyici sihrine kapılanlar ve ‘Yeşil’ rengin duygusal cazibesine dayanamayanların sonu hep aynı olmuş, olacak.
Menderes, Şah, Saddam, Mübarek, Bin Ali, Abdullah Salih ve diğerleri...
Ama olsun, dolar dolardır ve onlar için ‘Yeşil'in karşı konulmaz bir albenisi var.
Boğayı kızdıran kırmızı misali, ‘Yeşil’ de onları heyecanlandırıyor.
Hele hele bu ‘Yeşil’ şu 'Allahsız Kızıl Komünistler' karşısında dalgalandırılacaksa!
Dalgalandırma işini ise Kissinger ve Bzrezinsky'den daha iyi bilen de olamaz.
Afgan mücahitlerin bayrakları hep ‘Yeşil’ idi.
‘Sovyetler'in Müslüman cumhuriyetlerine ve doğu bloğu ülkelerine gizlince sokulan Kuran-ı Kerim'lerin kapakları hep ‘Yeşil’ seçilmişti. Rambo bile Afgan mücahitler gibi, ‘Yeşil’ bant bağlıyordu. Suudilerin Selefi Vahabi ideolojileri kadar kara petrolün ‘Yeşil’ dolarları ile beslenen bu ‘Yeşil’ Mücadele ‘Yeşil’ Sermaye ile desteklenince, işe yaradı ve 'Allahsız Kızıl Komünistler' yenildi.
‘Yeşil’ Kuşak işe yaramıştı. Sovyetler dağılmış ve siyasal ‘Yeşil’i sevenler doların kölesi olmuştu.
Sırada ‘Yeşil’ odaklar ya da öbekler vardı.
‘Yeşil’ Kuşak ile Sovyetler Birliği’ni dağıtan ‘Yeşil’ doların patronları düşmansız kalınca, bu kez kendi ‘Yeşil’daşlarının ‘Yeşil’ine, yani İslam’a savaş ilan ettiler. Bunu da kendi yöntemleri ile yaptılar.
‘Yeşil’severleri birbirlerine kırdırmak...
Yöntem harika ve her zaman iyi sonuç vermiş.
Hem de, istisnasız tüm Müslüman ülkelerde.
Hepsinde ‘Yeşil’ci partiler, örgütler, tarikatlar ve cemaatler kavgalı ve çoğu zaman kanlı bıçaklı.
Ülkelerin de parti, cemaat, tarikat ve örgütlerden farkı yok, hepsi de birbirine düşman.
Ama olsun hepsi de ‘Yeşil'i çok seviyor.
Anlayan istediği gibi anlayabilir.
Kuşak ya da odak olmak önemli değil.
Sovyetlere karşı ‘kuşak’ olanlar birbirine karşı ‘odak’ olabilir.
Gerektiğinde Ruslara karşı yeniden odaklanabilir ya da öbeklenebilir.
Tıpkı Kırım'da olduğu gibi.
Oradaki hikaye karmaşık ve çok tehlikeli.
Suriye'de yenilen emperyalistler uluslararası sistemi yeniden dizayn etmek istiyorlar.
Emperyalistler Suriye'de olduğu gibi, Kırım'da da Türkiye'ye tehlikeli rol biçiyorlar.
Kırım son 10 yıldır yani Soros'un 'Turuncu Devrimi'nden sonra bugünlere hazırlanıyordu.
Aynı oyunlar Rusya Federasyonu içindeki özerk Müslüman cumhuriyetlerde de oynanıyor. Karanlık Suudiler tıpkı Bosna ve Çeçenistan'da olduğu gibi, buradaki insanları da radikalleştirmek için milyarlarca ‘Yeşil’ dolar harcadı, harcıyor. Her yerde gizli örgütler kuruluyor, daha bağnaz ve kanlı olmaları için gençler eğitiliyor ve hep karanlık ve tehlikeli işler çevriliyor.
Emperyalistler huy ve alışkanlıklarından asla vazgeçmez.
Ama tuhaf olan; bizimkilerin ‘Yeşil’ bağımlılığı...
Her cephede savaşan ve savaştırılan bir ‘Yeşil’ler ordusu.
Allah'ı, Peygamberi, dini, imanı ve insan olmanın tüm meziyetlerini ‘Yeşil’e endekslemişler.
Koyu, açık ve tüm tonları ile...
Money, Money, Money.
Nasıl olsa, hepimiz aynı 'God'a Trust' ediyoruz.
Ah bir de, ne renk olduğu belli olmayan şu ‘Avro’lar çıkmasaydı!
‘Yeşil’ patentli Kaide'cilerin kapkara bayraklarını da unutmamalı!