S. Ersu Hızır

S. Ersu Hızır

Avrupa Birliği ve İngiltere

İngiltere 1800'lü yıllarının dünyanın süper gücüydü. İzlediği sömürge politikaları ile doğuda Karayipler’den batıda Amerika’nın bazı eyaletlerine kadar geniş topraklara sahip idi. Sanayi devrini tamamlamış, ticaretini arttırmak amacıyla dünya pazarlarını birer birer ele geçirme çabasına girişmişti. Sömürgelerinin birisinde güneş doğarken diğerinde batmadığı için "topraklarında güneşin batmadığı ülke" denirdi.
Dört tarafı denizlerle çevrili İngiltere’nin "denizlere hâkim olan dünyaya hâkim olur" atasözleri doğrultusunda deniz aşırı ülkelerdeki sömürgelerini uzun yıllar korumuşlardır.

İngilizler kararlarını alırken uzun erimli hesaplamalara dayandırarak alırlar.
İngiltere ve Fransa; Avrupa Birliği’nin, Birleşmiş Milletler’de daimi temsilcisi olduğu iki ülke idi.
İngiltere; Libya, Irak, Suriye, Kuveyt' e askeri müdahalelerde öncelikle müdahalede bulunan bir ülke idi.
Avrupa Birliği’ne başka ülkelere müdahale kararlarında; bu iki ülkenin Birleşmiş Milletlerdeki etkinliği siyasi ve askeri güç kazandırmaktaydı. 
Avrupa Birliğinden referandumla yüzde 52 oyla ayrılan İngiltere bu kararı alırken, aşırı sağcı partilerin isteği doğrultusunda mı davranmıştır?
Gerçekten ayrılma kararını Kraliyet Ailesi istememiş midir?

Kraliçe Elizabeth'in referandumdan bir kaç gün önce kendisine yöneltilen bir soruya "Avrupa Birliğinin bize ne faydası var? Yararını görüyor musunuz?" şeklinde yanıtı ve altındaki düşünceleri iyi değerlendirilmelidir.

İngiltere 465 milyar dolarlık ihracatının yüzde 44'ünü, ithalatının yüzde 50’sini Avrupa Birliğine yapıyor. İngilizler 1984 yılından beri Avrupa Birliği bütçesine yaptıkları katkı payı ödemelerinden ve gerekse Brüksel'de alınan kararlara uyma zorunluluğundan hoşnutsuz davranıyorlardı. Son yıllarda İngiltere’nin de müdahil olması ile parçalanmış devletlerin halklarının savaştan ve zulümden kaçmalarıyla ortaya çıkan göçmen krizi konusunda bağımsız davranmak isteyen İngiltere bu kararın kendi ülkelerine ve diğer ülkelere etkilerini ne kadar hesapladıklarını süreç gösterecektir.
Bizde iktidar ve muhalefet olarak, ortak strateji belirleyip, ülkemizin çıkarları doğrultusunda hedeflerimizi belirlemeli bu doğrultuda kararlarımızı  almalıyız.
İyi pazarlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar