Maltepe’nin tarihi bu kitapta

Maltepe’nin tarihi bu kitapta

İstanbul'un eski ilçeleri arasında yer alan Maltepe’nin tarihi, “Toplumsal Hafızada Zamanda ve Mekânda: Maltepe” adıyla kitaplaştırıldı.

Belediyenin destekleriyle, geniş bir akademisyen ve araştırmacı grubunun hazırladığı kitap, Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde düzenlenen kitap lansmanı ve panelle okuyucuların beğenisine sunuldu.

Büyük ilgi gören kitabın tanıtımı öncesi konuşan Belediye Başkanı Ali Kılıç, “Biz hep diyoruz ki Maltepe’de koşullar ne olursa olsun, daima sevgi kazanacak. Bu kitap sevginin ışığı olsun. Bu çalışma Maltepe’nin geleceğini şekillendirecektir. Kitabın sonraki kuşaklara ışık olmasını temenni ediyorum” dedi.

Maltepe Belediyesi’nin girişimleriyle bir araya gelen ve aralarında şehir planlamadan sosyolojiye, siyaset biliminden antropolojiye kadar farklı bilimsel disiplinlerde üretimi bulunan 10 kişilik araştırma ekibinin hazırladığı “Toplumsal Hafızada Zamanda ve Mekânda: Maltepe” kitabı, Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde, Belediye Başkanı Ali Kılıç’ın da katılımıyla düzenlenen panel ve kitap lansmanıyla tanıtıldı.

Kitabın tanıtımı öncesi konuşan ve panelin açılış konuşmasını yapan Ali Kılıç, “Çok konuşuluyor Maltepe, konuşulmaya da devam edecek. Göreve geldiğimizde Maltepe’nin aslında yakın tarihini bildiğimizi, ya da yakın tarihimizi birbirimize anlattığımıza tanık olduk ancak çok iyi biliyorduk ki Maltepe’nin çok derin bir tarihi var. Dolayısıyla, bilinmeyenlerin yine akademik bir süzgeçten geçtikten sonra topluma doğru kanallar aracılığıyla verilmesinin daha iyi olacağını düşünerek, arkadaşlarımızdan rica ettik ve bu çalışmayı gerçekleştirdik.

Akademisyen arkadaşlarımız da, büyük bir zaman dilimini Maltepe’ye ayırdılar. Bu özverilerinden ötürü kendilerine teşekkürü bir borç biliyorum. Çünkü ben bu çalışmanın bu kadar derin olabileceğini doğrusu hiç tahmin etmemiştim. Temel bir kitap olması vesilesiyle araştırmacılar, Maltepeli hemşerilerime geldiler ve sizler de onlara gönül kapılarınızı açtınız.

Muhtarlarımıza, sivil toplum örgütlerine, mübadele döneminden, Kemahtan gelenlere ve benden önce burada belediye başkanlığı yapan ağabeyim, dostum, Maltepe’nin değerli belediye başkanı Bahtiyar Uyanık, Fikri Köse ve Mustafa Zengin’e teşekkür ediyor, çok değerli Yalçın Kızılay’ı saygıyla anıyorum” dedi.

Maltepe’nin tarihi bu kitapta

“GELECEĞE YÖN VERECEK BİR KİTAP”
Çalışmanın Maltepe’nin geleceğini şekillendireceğini ifade ederek konuşmasını sürdüren Kılıç, şunları söyledi: “Aslında Maltepe’ye hepimiz sonradan gelmişiz ama sonradan gelenler önceden gelenleri, yerleşenleri görmezden gelmemeli. İşte tam da biz bu noktada soruna parmak basmayı doğru bulduk ve dedik ki Maltepe’nin geçmişine bir el atalım, neler yaşanmış, neler var? Ancak Maltepe’ye günümüz üzerinden bakarsak ne yazık ki birçok şeyin kaybolduğunu, kaybettirildiğini görüyoruz. Bizden öncekileri hep yok saymışız. Maltepe’de kaç kilise olduğunu, bu kiliselerin üzerinde şu an nelerin yükseldiğini hiçbirimiz bilmeyiz. Bizden önce, özellikle de mübadeleden sonra oradan gelen hemşerilerimizin Maltepe’ye nasıl çok farklı bir kültürü, zenginliği taşıdıklarını, hatta Cumhuriyet’e sahip çıkmak adına, hiç kimse onlardan talep etmezken, günlerce davul çaldıklarını ve Maltepe’nin kulaklarını çınlattıklarını birçoğumuz bilmeyiz. Zamanla biz bunları yok saydık. Baktığımızda Maltepe Belediyesi’nin 1880’li yıllarda kurulduğunu bu kitabın içerisinde görmüş olacaksınız. Yaklaşık 400 sayfa, her satırı, her paragrafı, her fotoğrafı bu değerli hocalarım sayesinde belki 1 kere değil, 5 kere, 10 kere, saatlerce, haftalarca süzgeçten geçirilerek bu kitapta yer aldı. Amacımız geçmişe saygı, geleceğe yön veren bir kitap yapmaktı. Bu çalışmanın, genç kuşaklara, sonraki kuşaklara ışık olmasını temenni ediyorum. Maltepe’de inanç, kültür ve kadın-erkek ayrımı olmadığını, kimsenin kimseyi ötekileştirmemesi gerektiğini, galiba bu kitabı okuyunca çok daha net anlamış olacağız. Biz hep diyoruz ki Maltepe’de koşullar ne olursa olsun daima sevgi kazanacak.  Bu kitap sevginin ışığı olsun, hocalarıma bir kere daha teşekkür ediyorum. İnşallah bu kitap başka çalışmaların da temelini oluşturur, birilerinin ufkunu açar diye düşünüyorum.”

Kılıç’ın konuşması sonrası kitabın hazırlanmasında emeği geçen Hatice Kurtuluş, Şükrü Aslan, Besime Şen, Esra Kaya Erdoğan, Hatice Kurşuncu, Suna Yılmaz, Sevinç Doğan, Zozan Üçdağ, Mustafa Çelebi ve Onur Arslan kitaba dair deneyimlerini ve önemli anekdotları katılımcılarla paylaştı.

LEFTER’DEN MİŞON’UN BAKKALINA…
2 yıllık titiz bir çalışmanın ürünü olan kitap, ilçenin tarihine ışık tutarken, ilçenin kuruluşuna dair önemli belgeleri de bir araya getirdi. Aralarında eski belediye başkanları, muhtarlar, dernek ve sivil toplum kuruluşu yöneticilerinin de yer aldığı 200 kişiyle yüz yüze yapılan görüşmeler, görüntü kayıtları, ulusal ve yerel basın taramaları, ilçe üzerine yapılmış lisansüstü tezler, geçmişten günümüze yapılan planlar, kitaplar, makaleler, meclis kararları ile TÜİK, İBB gibi kurumların verilerinin taranarak oluşturulan kitap 371 sayfa.

Kitapta 1950’lerin sayfiyesinden denizine, 1960’lardaki fabrikalardan gecekondu mahallelerine, Apikoğlu sucuklarından Maltepe gazozuna, Maltepe Gençler Birliği’nden Maltepespor’a, Lefter’in çalıştırdığı futbol takımından İstanbul Şampiyonu olan voleybol takımına, Mişon’un bakkalından ayı lakaplı kabadayılarına ve Bakireler Anıtı’ndan dramatik-politik olaylara Maltepe’nin tarihi tümüyle gözler önüne serildi.

BELEDİYENİN KURULUŞ BELGESİ ÇIKTI
Maltepe’ye dair çok bilinenleri ve az bilinenleri tarihsel açıdan analiz edecek bir ortak hafızayı ortaya koymaya çalışan kitap, diğer yandan da hiç bilinmeyenlerin ya da unutulmuş olanların peşine düştü.

Çalışmalar kapsamında Osmanlı arşivinden 900’e yakın belgenin de taranarak, ilk kez görücüye çıkarıldığı kitapta, İstanbul’da ilk modern belediye teşkilatının kurulması ile eş zamanlı olarak kurulan Maltepe Belediyesi’nin kuruluş belgesi, 19. yüzyılın modern sayfiye gelişimi, erken Cumhuriyet döneminde değişen nüfus yapısı, emek ve üretim ilişkilerine dair belgeler de yer aldı.

Cumhuriyet’in başkenti olan Ankara’nın, Cumhuriyetin erken yıllarında İstanbul’a ne kadar uzaksa Maltepe’ye o kadar yakın olduğu; yine bu araştırma sonucunda Dragos’daki milletvekili kooperatifinin hikâyesinde ortaya çıktı.

Maltepe’den mübadele ile giden Rum ve Ermeniler ile 6-7 Eylül olaylarından sonra ayağı kesilen Yahudilerle ilişkiler, tanıklıklarla ortaya çıkarken, hem 6-7 Eylül olaylarında, hem de Yassıada mahkemelerinde izleyici olmuş Maltepelilerin o günlere yaşadıkları da kitapta kendine yer buldu.

Ayrıca kitapla, Maltepe’nin mübadeleye tabi olarak Yunanistan’a göç eden yerli Rum nüfusu, oraya vardıklarında; mübadeleye tabi olarak Türkiye’ye gönderilecek olan Müslümanlara Maltepe’yi bir cennet olarak tasvir ettikleri de ortaya çıktı.

KUTU
KİTAPTAN NOTLAR…
“Tabi tütün ekmeyince ne yapacaklar, bir şey bilmiyorlar. Bizden evvel buraya gelen Kemahlılar bizimkilere diyorlar ki, gelin diyorlar sebze ekin… Ondan sonra tabi başlıyorlar bamya ekmeye, her türlü salatalık, şuydu buydu. Süreyya plajının orda bizim bostanlar, orasıydı.” (Erdal Karatepe 1942 doğumlu, 2. nesil mübadil, 9 Şubat 2018)

“Onlar (Adalarda yaşayan Rumlar) 6-7 Eylül olaylarına kadar hep pazar günleri Maltepe’ye gelirlerdi. İskeleden çıkarlar, pazartesi günleri Pazar kurulurdu. İhtiyaçlarını alır tekrar adaya dönerlerdi. Ama o 6-7 Eylül olaylarından sonra onlar da bırakıp gitti…” (Refet Özkan, 1931 doğumlu, 18 Temmuz 2017)

“Ben Yassıada’ya gittim. Adnan Menderes’in her günkü mahkemeye göre davetiye veriyorlardı… Yassıada’ya özel vapur kalkardı. Gittik, mahkeme salonuna girdik. Herkesin yeri numaralı oralara oturduk. Sonra hâkimler geldi, Adnan Menderes. İşte ben o zaman Adnan Menderes’e çok acıdım. Pardösü kolunda, ondan sonra bir hâkim sordu falan, bazısına cevap veriyor bazısına veremiyor. Fakat o kadar perişan durumdaki. O koltuktan kalkıp başka bir koltuğa geçmesi gerekti neden bilmiyorum. Ve geçerken pardösüsünü önce unuttu sonra almak istedi, yere düşürdü. Eğildi almaya. Yani bana çok dokunmuştu …” (Müzeyyen Taşçıoğlu, 1936 doğumlu, 2 Mart 2018) “

“Paşa Babanın (Süreyya Paşa) hobisi inşaattı... İnşaat yapsın. Onun için babamlar, amcamlar falan çok kızıyorlardı. Çünkü devamlı para istiyordu (gülüyor) inşaat için… En büyük merakı buydu... Bizimkiler Sultan Abdülaziz’e benzetiyorlardı Paşa Baba’nın inşaat merakını, O da saray yapıyormuş boyuna diyorlardı (gülüyor). Çiftliğin inşaatı bitince babamlar bir rahat nefes almışlar oh inşaat bitti diye. Ama bu defa da plaj işini çıkardı…” (Vedii İlmen, 1925 doğumlu, 14 Mart 2018)

“Mesken buhranının belli başlı bir sebebi de yaz mevsimini geçirmek üzere şehrimize gelen diğer vilayetler zenginlerinin bulabildikleri evleri yıllık kiralamaları ve dört aya karşı sekiz ay bunları kapalı tutmalarıdır. Eğer bir nüfus sayımı da mesela temmuzda yapılsa yaz ve sonbahar arasında büyük bir fark olduğunu iyice anlardık… Demek ki İstanbul bütün Anadolu zenginlerine ve Ankara’daki memur sınıfa çoğunluğuna yazlık vazifesini gören bir şehirdir…” (Refik Halit Karay, Akşam Gazetesi, 8. Şubat 1946)

“Maltepe’nin tarihi ve Türk tarihinin belli ismi olan Nihal Atsız’ın evini hatırlıyorum. Onun da oğlu Buğra arkadaşımızdı. Hatta o zaman Süleymaniye Kütüphanesi’nin müdürü müydü neydi kendisi. Aynen bizimle beraber, trenle aynen öğrenci gibi, oğlu da zaten Avusturya lisesine gidiyor. Haydarpaşa’ya kadar hep beraber gidiyoruz. Nihal Atsız Bey de bir vagonun bir tarafına oturur, kitabını okur.”